Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kütahya Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 09.07.2008 gün ve 2008/70 E.- 230 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 04.12.2008 gün ve 2008/13460 E.-15159 K. sayılı ilamı ile; (...Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir.
1-Davacılardan A. Ç.."in dava tarihinden önce öldüğü ve bu nedenle de taraf ehliyetinin son bulduğu anlaşılmaktadır. Taraf ehliyeti dava şartlarından olup mahkemece re"sen değerlendirilecek hususlardandır. Şu durumda davacının dava tarihinden önce öldüğü ve taraf ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek davanın husumetten reddi gerekirken ölü kişi hakkında işin esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.
2-Diğer temyiz itirazlarına gelince; davacı yan, davalı tarafından işletilen termik santralden baca gazlarıyla birlikte çevreye yayılan kül ile kül döküm sahalarına dökülen kömür külleri nedeniyle, taşınmazının üzerine yanmış kömür küllerinin çöktüğünü, bu küllerin yağan yağmur ve kar sularının etkisi ile toprağa karışarak topraktaki verimi düşüren ağır metallerden olan nikel metali oranını artırdığını ve bunun sonucunda tarım arazisi vasfının yitirilerek verim kaybına neden olunduğundan uğranılan maddi zararın tazminini istemiştir.
Davalı ise, zarar verilmemesi için her türlü önlemin alındığını, çevreye kimyasal atık yaymadığını ileri sürerek yersiz ve dayanaksız açılan davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iki kez keşif yapılmış, ilk keşifteki bilirkişi raporu ile davacı yan taşınmazında toprak kirliliği olduğu ve verim kaybının bulunduğu saptanmış ise de yapılan ikinci keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda topraktaki ağır metallerin toprağın kendi oluşumundan kaynaklandığı, üstelik verim kaybına toprağın kirliliğinin değil, bitkinin topraktan aldığı madde miktarının etkili olduğu, dava konusu taşınmazda yetişen bitkilerin topraktan aldığı ağır metallerin düşük düzeyde bulunduğu bu nedenle de verim kaybına neden olmadığı yönünde rapor düzenlenmiştir.
Mahkemece alınan ikinci bilirkişi raporuna göre dava reddedilmiştir.
Davalı tarafından işletilen termik santralden çevreye yayılan atıklar nedeniyle, dava konusu taşınmazın tarım toprağı özelliğini kaybettiği ve verim kaybına neden olunduğu ileri sürüldüğüne göre uyuşmazlığın çözümünde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; ziraat fakültelerinin toprak, bitki ve tarım ekonomisi bölümlerinden seçilen uzman akademisyenler ile çevre mühendisi ve ziraat odasının dava konusu yerle ilgili bilgi ve deneyimi bulunan temsilcisinden oluşacak bilirkişi kurulu aracılığı ile taşınmaz üzerinde keşif yapılmalı, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü Toprak Gübre ve Su Kaynakları Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü"nün örnek toprak inceleme raporunda da belirtildiği gibi, toprak kirliğinin belirlenebilmesi amacıyla dava konusu taşınmazı iyi temsil edebilecek çok sayıda ve farklı noktalardan alınacak toprak örnekleri ile kömür küllerinden hiç etkilenmeyen aynı nitelikteki taşınmazlardan aynı yöntemle alınacak toprak örnekleri yukarıda adı geçen Enstitü"de incelettirilmeli, dava konusu taşınmazın toprak yapısı araştırılarak, tarım toprağı özelliğini kaybedip kaybetmediği, kömür küllerinin kalıcı etki meydana getirip getirmediği, taşınmaz tarım toprağı özelliğini kaybetmişse veya kalıcı etki meydana gelmişse bunun davalıya ait işletmeden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, bu kayıp ve kalıcı etkinin hangi oranda olduğu; yine toprağa karıştığı iddia edilen maddelerin taşınmazın bulunduğu yerde yetiştirilecek ürüne zarar verip vermediği, ürünün gelişmesini ve beslenmesini etkileyip etkilemediği, etkilemişse bunun hangi oranda gerçekleştiği de gerekirse ilgili birimlerde analiz yaptırılarak belirlenmelidir. Bu analizler sonrasında iki bilirkişi raporu arasındaki özellikle verim kaybının nedeni konusundaki çelişki giderilmeli, yeterli açıklama içeren, denetime elverişli rapor ile dava konusu taşınmazda verim kaybı olup olmadığı, varsa oranı ve tazminat olarak miktarı saptanarak varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Yerel mahkemece, açıklanan yönler gözetilmeyerek birbirine çelişik raporlarla, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemce önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacılardan V. Ç.. vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, davacılar vekilinin bilirkişi raporuna itirazında ve temyiz dilekçelerinde; davalı kurumun, daha önceden bilirkişilerin seçildiği Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile anlaşma yaparak araştırmalar yaptığı, para ödediği ve yine raporu hazırlayanlardan tarım ekonomisi bölümünden doçent doktor bir bilirkişinin, kurumla ilgili olarak Kütahya’ya gelip taşınmazlarla ilgili kamulaştırma çalışmalarında bulunduğu ve ayrıca keşifte dinlenen ve mahkemece beyanına itibar edilen köy muhtarının, davalı kuruma ait termik santralde şoför olarak çalıştığı, işini kaybetmemek için davalı idare lehine yanlı beyanda bulunduğu, oysa aynı köy muhtarının köy tüzel kişiliği adına kayıtlı bulunan 42 adet taşınmaz ile ilgili olarak aynı mahiyette tazminat davaları açtığına ilişkin itirazları olduğunun anlaşılmasına ve bilirkişi seçiminde bu hususlarında gözönüne alınmasının gerekmesine göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacılardan V. Ç.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.’un 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harçlarının geri verilmesine 25.11.2009 gününde, oybirliği ile karar verildi.