Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2009/4-561
Karar No: 2009/577
Karar Tarihi: 23.12.2009

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2009/4-561 Esas 2009/577 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2009/4-561 E.  ,  2009/577 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 3.Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 26.05.2009
    NUMARASI : 2009/41 E-2009/121 K.

    Taraflar arasındaki "tahliyeye izin" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 3.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 05.07.2007 gün ve 2007/7 E-183 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 18.09.2008 gün ve 2007/15074-2008/10548 sayılı ilamı ile; (“...Dava, proje dışı yapılan kaçak katın eşya ve nüfustan tahliyesine izin verilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Somut olayda, davacı belediye ekipleri tarafından davaya konu binada proje dışı kaçak kat yapıldığı belirlenmiş, belediye encümeni tarafından kaçak katın yıkımına karar verilmiştir. Davacı, encümen kararına rağmen kaçak kattaki işgalin devam ettiğinin anlaşılması karşısında bu kısımdaki eşya ve kişilerin tahliyesine izin verilmesini istemiştir.
    3194 sayılı Yasa"nın 32/son maddesine göre projeye aykırı yapının yıkılabilmesi için konuttaki insan ve eşyanın tahliyesine karar verilmesini içeren istemlerin çözümü Belediye ve Valiliklere verilmiştir. Anılan yasa hükmüne göre adli yargıda bu tür bir davanın görülmesi mümkün olmadığından davanın reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir...”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, belediye encümeni tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32.maddesi uyarınca yıkımına karar verilmiş olan binanın ruhsatsız kısımlarının nüfus ve eşya bakımından tahliyesine izin verilmesi istemine ilişkindir.
    Davacı Beşiktaş Belediye Başkanlığı vekili, ..., ...Mah, .. Sok. 61 Pafta, 575 ada, 23 parsel sayılı yerde, ruhsatsız olarak bina içi duvarlar yıkılmak suretiyle tadilat çalışması yapıldığının, çatı örtüsü kaldırılarak demir konstrüksiyon çatı katı imal edildiğinin saptandığını, buna ilişkin 07.05.2004 günlü yapı tatil tutanağı düzenlenerek, kaçak kısımların yıkılması için süre verildiğini; durdurulan inşaat 30 gün içersinde ilgilisi tarafından yıkılmadığından, söz konusu yer için, Beşiktaş Belediyesi encümenince yıkım kararı verildiğini; kaçak inşaat işgalli olduğundan, yıkım kararının uygulanabilmesi için, binanın çatı katının nüfus ve eşyadan boşaltılması amacıyla eldeki davanın açılmasının zorunlu hale geldiğini; nüfustan ve eşyadan tahliye konusunda 3194 ve 2960 Sayılı Kanunlarda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte; 6785 sayılı eski İmar Kanunu’nun 21.maddesine göre, sulh hukuk mahkemelerinin bu konuda karar verebileceklerini, yeni 2960 Sayılı Kanun’un 13.maddesinde Belediyelerce yıkımın yaptırılacağı belirtilmesine rağmen, binanın işgalli olması durumunda tahliyenin nasıl sağlanacağına dair bir hüküm bulunmadığını, kanun koyucu tarafından eksik bırakıldığını veya unutulduğunu, bu yönden bir kanun boşluğu bulunduğunu, boşluğun 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 1.maddesi çerçevesinde hakim tarafından doldurulması gerektiğini ileri sürerek dosya üzerinden veya gerek görülmesi halinde duruşma açılmak suretiyle, yerinde inceleme ile 3194 Sayılı Yasanın 32.madde hükmünün yerine getirilmesi için eşya ve nüfustan tahliyeye izin verilmesini istemiştir.
    Davalı Bahçeşehir Üniversitesi Rektörlüğü vekili, davalı tarafından davacı aleyhine, idari kararın iptali istemiyle idare mahkemesinde dava açıldığını, öncelikle o davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini; İmar kanunu hükümlerine göre eldeki davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemelerine ait olduğunu, davanın tahliye istemine ilişkin bulunması ve tahliye davalarının genellikle Sulh Hukuk mahkemeleri tarafından görülüyor olması nedeni ile de görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini; 3194 sayılı Kanun’un 32.maddesinde insan ve eşyadan tahliye konusu düzenlenirken mahkemede tahliye davası açılacağına ilişkin her hangi bir hükme yer verilmediğini, daha önce yürürlükte olan 6785 Sayılı Kanunun ise bu konuda Sulh Hukuk Mahkemesini görevli kıldığını; bir kamu kuruluşu olan davalının kaçak inşaat yapmasının söz konusu olamayacağını savunarak, öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, bu savunma uygun görülmezse idare mahkemesindeki davanın sonucunun beklenmesini ve sonuçta davanın reddini istemiştir.
    Yerel Mahkeme, 03.05.2007 tarihli oturumda, 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 32.maddesine göre açılan davalarda Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, gerek özel yasada gerek Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 8.maddesinde bu hususta düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle davalı tarafın görev itirazını reddetmiş ve yargılama sonucunda davanın kabulüne, İmar Yasasına aykırılığın giderilebilmesi için dava konusu binanın üst kısmının nüfus ve eşyadan tahliyesine karar vermiş; bu karar davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece metni yukarıda bulunan ilamla bozulmuş, Yerel Mahkeme gerekçesini tekrarlayarak ve genişleterek önceki kararında direnmiştir.
    Öncelikle, konuya ilişkin yasal düzenlemeler hakkında açıklama yapılması gerekmektedir.
    03.05.1985 tarih ve 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun “Ruhsatsız veya Ruhsat ve Eklerine Aykırı Olarak Başlanan Yapılar” başlıklı 32.maddesi;
    “Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur.
    Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır.
     Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister.
    Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.
    Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.”
    Hükmünü taşımaktadır.
    Görüldüğü üzere, hükmün son fıkrası; önceki fıkraların öngördüğü prosedür çerçevesinde yıkım koşulları gerçekleştiğinde, yıkım işleminin gerçekleştirilmesi görev ve yetkisini ilgili belediye veya valiliğe vermiştir.
    Bu düzenlemenin gereği ve doğal sonucu olarak, somut olaydaki gibi, yıkımın yapılabilmesi için insan ve/veya eşyanın dışarı çıkartılmasının gerektiği durumlarda, bu işlemler de, herhangi bir mahkeme kararına gerek olmaksızın, kanunun verdiği yetkiye dayanılarak ve o yetki çerçevesinde kamu gücü kullanılarak, uygun hukuki yol ve yöntemlerle, yine aynı makam tarafından yerine getirilecektir.
    Davacı Beşiktaş Belediye Başkanlığı, anılan hükmün yıkımla görevli ve yetkili kıldığı makamlardan biri olarak, gerek yıkım ve gerekse onun öncesinde yapılması gereken tahliye işlemlerini bizzat yapma veya valilik eliyle yaptırma hak ve olanağına hukuken sahiptir.
    Vurgulanmalıdır ki; 3194 Sayılı İmar Kanunu"nun 43.maddesi ile yürürlükten kaldırılan 09.07.1956 tarih ve 6785 Sayılı İmar Kanunu’nun 21.maddesiyle, tahliye konusunda açıkça sulh hukuk mahkemeleri görevli kılınmış iken, onun yerine yürürlüğe giren 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun yukarıda değinilen 32.maddesinde böylesi bir hükme yer verilmemiş olması bir unutma eseri değil, kanun koyucunun bilinçli tercihidir.
    Bilindiği üzere, hukuki yarar dava şartlarındandır. Bir idari bir makamın, kendi görev ve yetki alanına dahil olduğu kanunda açıkça belirtilen ve ilam alınmasına gerek görülmeyen bir konuda adli yargı yerinde dava açmasında hukuki yararı bulunmadığı gibi; adli yargı yerlerinin böylesi bir davayı görüp, sonuçlandırmaları hukuken olanaklı da değildir. Davacının sıfatı ve talep sonucu itibariyle, böylesi bir davanın idari yargıda açılmasına olanak bulunmadığı da açıktır.
    Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, aynı gerekçeye dayalı bulunan ve aynı sonuca işaret eden Özel Daire bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı, açıklanan bu gerekçeyle bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K. nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 23.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi