
Esas No: 2017/4960
Karar No: 2017/9403
Karar Tarihi: 13.12.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/4960 Esas 2017/9403 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.02.2007 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine Yargıtay 6. Hukuk dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi kayyım vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, tarafların müştereken ve iştirak halinde malik oldukları 3 adet taşınmazdaki ortaklığın aynen taksim, olmadığı taktirde satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Bir kısım tapu kayıt maliklerini temsilen kayyım vekili, davanın reddini savunmuş; aksi halde taşınmazlardaki ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesine dair verilen kararın kayyım vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 15.02.2010 tarihli 2010/9651 Esas, 1451 Kara sayılı ilamıyla özetle; tapudaki malikler hakkında yeterince araştırma yapılmadığı, dosya içerisinde ... muris ... ile ..."nın oğlu .... mirasçılık belgesinin bulunduğu, ... mirasçılık belgesinden .... ad ve soyadının ... ... olduğu, karısının... ve çocuklarının ..., ....olduğunun tespit edildiği, bu kişilerin soyadları yazılmadan diğerleriyle birlikte dava konusu taşınmazların elbirliği halinde adlarına tescil edildiği, anılan şahısların mirasçılık belgesinde belirtilen yerleşim yerlerinden ve bağlı oldukları nüfus müdürlüklerinden ad ve soyadları belirtilerek sorulmadan şahıslar hakkında kayyım tayin edilmesinin doğru olmadığı, ... muris ... ve oğlu ... mirasçılık belgesine konu dava dosyalarının dosya içerisine alınarak taraflara ait kayıtlara göre araştırma yapılması gerektiği, buna rağmen kim oldukları belirlenemezse kayyım tayin edilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiş; hükmü, kayyım vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda, her ne kadar Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamı uyarınca gerekli araştırmanın yapıldığı belirtilmiş ise de dosya kapsamından taraf teşkilinin sağlanıp sağlanamadığı denetlenememektedir.
Bu durumda mahkemece, davacı vekiline tapu kayıtlarında yer alan ... eşi .... (... .; ... çocukları..., .... ve Ziya"nın ..., ..., ..., ... ve ... çocukları ...bule ve ... ..ve .. ..."nin.. çocuklarından .."nin ..., .. ... ve ...... Onar ile aynı kişiler olup olmadıkları hususunda tespit davası açmak ya da idari yollara başvurmak suretiyle tapuda gerekli düzeltmenin yapılması; tapuda gerekli düzeltmenin yapılarak taraf teşkilinin sağlandığının anlaşılması halinde de gerekirse kayyım tayinine ilişkin ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/2186 Esas, 2008/720 sayılı kararının kaldırılması için makul bir süre verilmesi, daha sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.