17. Hukuk Dairesi 2015/7913 E. , 2018/3722 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı ... vekili ile süresi dışında davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada davacı ..."in hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, kazayı davacılar ... ve ..."in evin balkonundan görerek tanıklık ettiklerini açıklayıp Boran ... için 20.000,00 TL, anne-babası için 15.000,00"er TL, kardeşi için 5.000,00 TL manevi tazminat ile 8.812,42 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davalı ... İsviçre Sigorta A.Ş. aleyhine açılan davanın, kazaya neden olan araç ile ilgili kaza tarihini kapsayan bir sigorta poliçesinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine, davacı Boran ... için 7.543,30 TL maddi, 7.500,00 TL manevi tazminatın, anne ve baba için 3.000,00"er TL, kardeş ... için 1.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkeme hükmü davalı ..."a 06.01.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi, HUMK’nin 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 27.01.2015 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
Davalı ... vekilinin davacı ... yönünden yaptığı temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 1.1.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup davacı ... yönünden kabulüne karar verilen 1.000,00 TL manevi tazminat yönünden karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalıların temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazları ile davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
3-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin ve davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
4-Dava, Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat ve 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili Boran ..."in gerçekleşen bu kazada yaralandığını, kaza tarihinde 6 yaşında olan davacının tedavi süresince okula gidememesi
sebebi ile sene kaybı olduğunu açıklayıp 4.000,00 TL iş göremezlik tazminatı ile 100,00 TL tedavi gideri tazminatı talep etmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı ... için sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri hesaplanmış; davacı vekilince de rapor doğrultusunda maddi tazminat talebi ıslah edilmiştir.
Dava dilekçesinin içeriğine göre; davacının talebi, iş göremezlik tazminatı ile tedavi masraflarının tahsili isteminden ibarettir. Davacı ... yönünden bakıcı giderine ilişkin açılmış ve harcı yatırılmış bir dava bulunmadığı halde yazılı şekilde talepten fazlasına olacak şekilde ayrıca bakıcı giderine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
5-Davacı taraf, davacıların oğlu ..."in davaya konu kazada yaralanıp kısmi iş göremezliğe uğradığı iddiası ile maddi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece hesap bilirkişi raporu ile belirlenen miktar hüküm altına alınmıştır. Ancak, mahkemenin hükme esas aldığı raporda yapılan hesaplama hüküm vermeye yeterli değildir.
Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün, yani beden ve fikir gücünün, gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan doğan olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, ... 2006, s. 713).
Bununla birlikte Yargıtay"ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının, gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektirdiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir.
Bu durum, ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de, burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir.
Bunun gibi çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de, bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya
da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme, oyun oynama vb. gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak görülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğu kabul edilmelidir.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, beden gücü kaybına uğrayan davacı ..."in 18 yaşından itibaren kazanç sağlamaya başlayacağı kabul edilerek, bu yaştan itibaren zarar hesabı yapılmış ise de, yukarıda yapılan açıklamalar göz önünde tutularak davacı çocuğun sürekli çalışma gücünü yitirdiği tarihten itibaren (olay tarihi gibi) zararın oluşacağı kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiğinden, yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ..."ın temyiz dilekçesinin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin davacı Damla ... yönünden yaptığı temyiz itirazları yönünden temyiz dilekçesinin reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Çokla vekili ile davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara, davalılar ... ve ..."a geri verilmesine 2.4.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.