11. Hukuk Dairesi 2016/12678 E. , 2017/7238 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/12/2015 tarih ve 2014/265-2015/225 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili müvekkilinin davalı bankanın ... Şubesinden 2009-2012 yıllarında birden fazla kredi kullandığını, davalı bankanın müvekkilinden kredi kullanımı ve kredi yapılandırılması sırasında 7.398,39 TL ücret tahsil ettiğini, söz konusu masrafların alınmasının taraflarca müzakere edilmediğini, davalı bankanın tahsil ettiği bu miktar karşılığında kredi kullandırma dışında bir hizmetinin bulunmadığını, bankanın sadece zorunlu olan masrafları isteyebileceğini ileri sürerek müvekkilinden tahsil edilen 7.398,39 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili davacıdan alınan masrafların banka açısından alınması zorunlu masraflardan olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, ve tüm dosya kapsamına göre; komisyon ve masraf kesintileri adı altında davacıdan alınan 6.757,99 TL"nin davalı banka tarafından her hangi bir gider karşılığı tahsil edildiği hususunun belgelendirilmediği, başka bankalardan 600,00 TL masraf vererek aynı kredileri kullanabileceği, böylece 6.157,99 TL"nin davacıya iadesi gerektiği, bunun aksinin davalı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen ticari kredi sözleşmesi nedeniyle komisyon ve masraf adı altında tahsil edilen ücretlerin iadesi istemine ilişkin olup, yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girmesinden önce imzalanmış olup 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 1. maddesi uyarınca ""Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar
Kanunu hükümlerine tabidir."" Bu bakımdan, somut uyuşmazlığa sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın ilgili hükümlerinin uygulanması gerekirken anılan husus nazara alınmaksızın, sözleşmede masraf alınmasına ilişkin düzenlemenin genel işlem şartı olarak değerlendirilmesi ve yazılmamış sayılması gerektiğinden bahisle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Bu durum karşısında, davalı taraftan kesintiye ilişkin tüm evraklar temin edildikten ve bu sözleşmeler uyarınca kredi kullanılıp, masraf ödemesi yapılıp yapılmadığı belirlendikten sonra, Dairemizin yerleşmiş içtihatlarında da vurgulandığı üzere, sözleşmede belirlenmiş bir ücretin olması durumunda bu ücret, olmaması durumunda, emsal banka uygulamaları da araştırılıp, diğer bankalarca hangi oranda ücret tahakkuk ettirildiği ve buna göre davalı banka uygulamasının yerinde olup olmadığı, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi de isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.