18. Ceza Dairesi 2016/4787 E. , 2018/5951 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın, diğer sanık ... ile birlikte alkollü şekilde çevreye rahatsızlık vererek, bir iş yerinin camına zarar verdiklerinin ihbar edilmesi üzerine, bir grup polis memurunun olay yerine giderek sanık ve arkadaşına müdahale ettikleri, bu sırada sanığın buraya gelen polis memurlarına cadde üzerinde hakarette bulunduğu, hakkında yasal işlem yapılması için polis merkezine getirilip nezarethaneye konulduktan sonra da, polis merkezindeki diğer polis memurlarına sürekli hakaret sözleri söylediği kabul edilen olayda, sanığın eylemlerinin aynı olay ve zaman dilimi içerisinde, aynı suç işleme kararı ve kastıyla gerçekleştirildiği ve hukuki anlamda tek fiil niteliğinde olduğu, bu nedenle sanığın, TCK"nın 125/3-a, 125/4, 43/2. maddeleri kapsamında cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, olay yerine giden ilk grup polis memurlarına yönelik ayrı, polis merkezinde bulunan diğer polis memurlarına karşı ayrı olacak şekilde iki kez mahkumiyet kararı verildiği, cadde üzerinde gerçekleşen ilk eylemden verilen kararın ise temyiz edilmeden kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında, yukarıda sözü edilen uygulama maddelerine göre tek mahkumiyet hükmü kurulup, kesinleşen hükümlülüğü ile tayin edilen cezasının, bu cezasından mahsubuna karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/04/2018 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Olay:
15/02/2013 günü saat 01:10 sıralarında yapılan ihbarda, iki kişinin çevreye rahatsızlık verdiğini bildirmesi üzerine olay yerine giden polis memurlarına "biz mahallenin çocuğuyuz,siz bizi tanımıyor musunuz, lan şerefsizler, bizi buradan alamazsınız, niye geldiniz" diye hakaret eden şüpheliler hakkında adli işlem yapılmak üzere, yakalanıp polis merkezine teslim edilmişler. Polis merkezine teslim edilen sanıklar burada taşkınlık yapmaya başlamışlar ve orada bulunan başka polis memurlarına farklı saatlerde uzun süre sinkaf içeren beyanlarda bulunmuşlar ve mahkeme de eylemleri bu şekilde kabul etmiş, sanıkların ikişer kez hakaret suçundan zincirleme şekilde mahkumiyetlerine karar vermiştir.
Karar:
O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından süreci içerisinde temyiz edilmiş ve Yargıtay 18. Ceza Dairesi eylemlerin TCK 125/3-a, 125/4, 43/2 maddelerine aykırılık oluşturduğunu, iki kez mahkumiyet kararının verilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirtelerek hükmün oy çokluğuyla bozulmasına karar vermiştir.
Yüksek Dairenin bozma düşüncesine katılmıyoruz.
Sorun:
Farklı zamanlarda farklı kişilere hakaret edilmesi halinde zincirleme suçu hükümlerinin uygulanması husususun mümkün olup olmadığına ilişkindir.
TCK 43 maddesi zincirleme suç:
Madde 43- (1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/6 md.) Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.
(2) Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz.
Nedenler:
Ceza hukukunda yasadaki tarife uygun her eylem ayrı bir suç oluşturur, fail kaç sonuç meydana getirmişse o kadar suç işlemiş sayılır, her birinden ceza alır ancak bazı hallerde çeşitli suçlardan dolayı faile çeşitli cezalar verilmeyerek, tek bir cezaya hükmedilmesiyle yetinilinir ve cezası zincirleme suç nedeniyle arttırılır.
Zincirleme suç şartları;
A) Birden fazla suç işlenmiş olmalı. Zincirleme suçtan söz edebilmek için her biri tipik, hukuka aykırı ve kusurlu en az iki fiil gereklidir.
B) Sanık aynı suçu işleme kararını yerine getirmek amacıyla hareket etmelidir. Suç işleme kararındaki birlik, bağımsız olarak bakıldığında her biri ayrı ayrı suç teşkil eden fiilleri birbirine bağlayan ve olaya müteselsil suç özelliği veren subjektif bağdır. Aynı suç işleme kararı aynı kast ile işlenmesi anlamına gelmez, zincirleme suçu oluşturan suçların her biri ayrı kast ile işlenmektedir, aynı suçu işleme kararı bu kastları birbirine bağlayan bir üst kavramdır. Aynı suç işleme kararında anlaşılan sanığın kanunun aynı hükmünü bir kaç defa ihlal etmek hususunda önceden kurulan ve yaşama geçirilen bir plan, genel bir niyetinin var olmasıdır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 02/03/1987 gün ve 341/84 ve 20/03/1195 gün ve 48/68 sayılı kararlarında aynı suç işleme kararlarından anlaşılması gereken yasanın aynı hükmünü birden çok kez ihlal etme hususunda önceden kurulan bir plan ve genel niyetin varlığının anlaşılması gerektiğini belirtmiştir.
Failin suç işleme kararını yenilediği durumlarda aynı suç işleme kararından söz edilemeyeceği için zincirleme suç hükümleri uygulanamayacaktır.
C) Kanunun aynı hükmü ihlal edilmelidir. TCK 43 maddesi bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri aynı suç sayılır. Doktrinde aynı suçtan anlaşılması gerekenin aynı suç tipi olduğu, aynı bölümde düzenlenmiş olsalar dahi farklı suç tiplerini kapsayan hükümlerin aynı suç sayılmayacağı belirtilmektedir.
D) Sanığın eylemi aynı mağdura karşı ise farklı zamanlarda olmalı, farklı mağdurlara karşı ise aynı zamanda gerçekleştirilmelidir. Farklı mağdurlara karşı farklı zamanlarda işlenen eylemler aynı suç cinsinden olsa bile zincirleme suç sayılmayacaktır. Aynı kişiye karşı aynı suçun zaman aralığı çok uzun olmayan makul süreler aralığında işlenmelidir. Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek fiil ile işlenmesinde, sanığın bir eylemi vardır, bu eylemden etkilenen sonuç birden fazladır. 5237 sayılı Yasa 765 sayılı Yasadan farklı düzenleme getirmiş, tek bir fiil ile birden fazla kimseye karşı suçun işlenmesini zincirleme suç kapsamında değerlendirmiştir. Sanığın eyleminin birden fazla kimseye yönelmesi ve failin bu durumu bilmesi gerekir.
Birden fazla kimseye karşı işlenen suçlarda zincirleme suçun söz konusu olabilmesi için eylemin tek fiille ve aynı zamanda gerçekleştirilmesi gerekir. Birden çok mağdura karşı farklı zamanlarda suç işlenmiş ise suçların çokluğundan söz edilir.
Sonuç:
A) Eylem ve aynı suç işleme kararı bittikten sonra polis merkezinde diğer polis memurlarına yaptıkları görev nedeniyle farklı saat diliminde, yeni suç işleme iradesiyle, başka hakaret içeren beyanlarda bulunarak suç işleyen.
B) İlk hakaret eylemi sonrası görevliler olaya müdahale etmiş, eylemi sonlandırmış ve gerekli işlemlerin yapılması için sanıkları polis merkezine teslim edip, karakoldan ayrılmışlar. Yeni olay yerinde ve yeni mağdurlara kaşı farklı saat diliminde, fiili kesinti gerçekleştikten sonra yeni suç işleme iradesi ile yeni mağdurlara küfür eden.
Sanığın eylemlerinin iki ayrı hakaret suçunu oluşturduğu, her suçun kendi içinde zincirleme suç hükümlerine tabi olduğu, bu nedenle Yerel Mahkemenin uygulamasının yerinde olduğu ve aleniyet eleştirisi yapılarak hükmün onanması gerektiği kanısındayız.