MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 26.10.2009 tarihli iddianame ile mühür bozma suçundan açılan kamu davasında, mühür bozma suçlarında aynı yere ilişkin olarak her iddianameye kadar olan eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş bir mühür bozma suçunu, iddianameden sonraki eylemlerin ise hukuki kesinti nedeniyle ayrı suçu oluşturacağı cihetle, dosyadaki belge ve bilgilerin incelenmesinde; sanık hakkında aynı yere ilişkin mühür bozma suçundan açılan beş ayrı dosyanın bu dosya ile birleştirildiği; İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/9 esas sayılı dosyasında 14.10.2009 olan suç tarihli eylemi ile ana davadaki eylemin zincirleme suç hükümlerini oluşturmakta ise de, sanık hakkında birleşen dosyalardan Şişli 6. Asliye Ceza Mahkemesi 2010/221 esas sayılı dosyasında suç tarihi 05.01.2010, Şişli 13. Asliye Ceza Mahkemesi 2010/401 esas sayılı dosyasında suç tarihi 06.02.2010, Şişli 12. Asliye Ceza Mahkemesi 2010/106 esas sayılı dosyasında ise suç tarihi 14.02.2010 olup, işbu davanın dayanağını oluşturan 26.10.2009 tarihli iddianame ile hukuki kesinti oluştuktan sonra işlenmiş olması nedeniyle birleşen bu davalardaki mühür bozma eylemlerinin ayrı suçu oluşturduğu, gözetilmeden, yazılı şekilde tek zincirleme mühür bozma suçundan hüküm tesisi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılama, toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluş ve soruşturma sonucuna uygun şekilde vasfı tayin, cezayı arttırıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 04.10.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.