21. Hukuk Dairesi 2014/12211 E. , 2015/6569 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/08/1987 olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava,davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.08.1987 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davalılar ... ... AŞ ve ... aleyhine açtığı davanın atiye terk edilmesi nedeniyle bu konuda esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,davacının ... aleyhine açtığı davanın kabulü ile ,sigorta başlangıç tarihinin 01.08.1987 tarihi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 01.07.1956 doğumlu olduğu, 01.08.1987 tarihinde ... ...-... unvanlı ... sicil numaralı iş yerinde işe alındığına dair işe giriş bildirgesinin 07.08.1987 tarihinde kuruma intikal ettiği, işyerinin davacının çalıştığı dönemi kapsayan bordroları Kuruma vermediği, davacı tanıklarının davacının çalışmasını doğruladığı,kendilerinin de sigortalı işe giriş bildirimi yapıldığını ama prim ödenmediğini beyanlarında belirttiği, ancak bu tanıkların sicil dosyasının getirtilerek beyanlarının denetlenmediği , eylemli çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, işe giriş bildirgesinin verildiği 507478.3211 sicil numaralı iş yerinin ,işyeri sicil numarası da yazılmak suretiyle kurumdan uyuşmazlık konusu döneme ait bordrolarını istemek, buna rağmen dönem bordrosu bulunmadığı veya bordro tanıklarına ulaşılamadığı taktirde,ilgili ... İl Müdürlüğünden, Belediye Başkanlığından, ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü"nden, ayrıca zabıta marifetiyle işyerine işe giriş tarihi itibari ile komşu olan diğer işyerlerinin ve bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahiplerinin hem ilgili Kurumlar nezdindeki kayıtları üzerinden hem de mahallinde titizlikle araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği, alınan ücret hususları ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, mahkemece bozmadan önce dinlenen tanıkların kurumdan sicil dosyasını getirterek dosyaya eklemek, davalı Kurumdan davacı hakkında düzenlenen işe giriş bildirgesinin aslı ile davacının mukayeseye uygun imza örnekleri temin edilip, mahkeme huzurunda imza ve yazı örnekleri de alınarak bildirge üzerinde bulunan imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti amacı ile bilirkişi incelemesi yaptırmak , sigortalı sicil numarasının hangi yılın ve ayın serilerinden olduğunu sormak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum"un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.