21. Hukuk Dairesi 2014/10170 E. , 2015/6734 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, kuruma yanlış bildirilen, prime esas kazancının gerçeğe uygun olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının davalıya ait işyerinde 2001 Nisan -2002 Ocak 750.00 TL 2002 Şubat, Temmuz 1.250.00 TL 2002 Ağustos -2003 Ocak 1.500.00 TL 2003 Şubat Temmuz 1.900.00 TL 2003 Ağustos -2004 Ocak 2.250.00 TL 2004 Şubat- Temmuz 2.400.00 Ağustos -2005- Ocak 2.500.00 TL 2005 Şubat Temmuz 2.650.00 TL 2005 Ağustos -2006 Ocak 2.800.00 TL,m 2006 Şubat- Temmuz 2.900.00 TL, 2006 Ağustos -2010 Haziran arasında ise 3.000.00 TL ücretle çalıştığının, Kurum"a eksik bildirilen prime esas kancının bu şekilde bildirilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesidir. Bu kapsamda hizmet tespitine yönelik davalarda, davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı ...’na, davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur.
Davanın niteliği gereği, çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşılık ücretin ispatında bu denli bir serbestlik söz konusu değildir. Çalışma olgusunun her türlü delille kanıtlanması olanağı bulunmakla birlikte; Hukuk Genel Kurulu’nun 2005/21-409 E., 2005/413 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Ücret miktarı HMK’nun Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle HUMK 288. maddesinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200. maddesi) belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin hukuksal geçerliliği haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkündür. Yazılı delille ispat sınırın altında kalan miktar içinse tanık dinletilebilir. Tespiti istenen miktar sınırı aşıyor olsa bile varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa da tanık dinletilmesi mümkündür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 18/10/2001 tarihli davalı işyerinde çalışmaya başladığına ilişkin bildirge ile 30/06/2008 tarihinde davalı işyerinden ayrıldığına ilişkin bildirgenin Kurum kayıtlarına intikal ettiği, 10/04/2001 - 18/06/2010 tarihleri arasında davalı işyerinden davacı adına hizmet bildiriminde bulunulduğu, davacı adına prime esas ücretin asgari ücret olarak Kurum"a bildirilmiş olduğu, 2001-2010 yıllarına ait büyük bir kısmı davacı tarafından imzalanmış olan ücret bordrolarının getirtildiği, SGKya bildirilen prime esas kazanç olarak , imzalı bordrolarda hizmet cetvelinde belirtilen prime esas kazanç aynı olduğu, sadece 2006/10. ayına ait 2.800,00 TL(NET- brüt 4.006 TL) ücret alındığına ilişkin imzalı ücret bordrosu ile Kurum"a 780 TL olarak bildirilen prime esas ücretin farklı olduğu, davalı işveren tarafından “... Bank A.Ş ... ... Şubesi”ne hitaben yazılı 16/12/2008 tarihli, davacının 3.000,00 TL maaş aldığına dair belgenin dosyaya sunulduğu, bu aya ilişkin olarak da Kurum"a bildirilen prime esas kazancın 2008/9. ay için 980 TL olduğu, kredi başvurusu için bankaya ibraz olunan bu belgenin ilgili Bankadan istenmesi neticesi Banka"nın yazı cevabı olarak kredi talebi reddolunduğu için ilgili evrak gereğini yerine getiremediğini belirttiği, emsal ücret araştırmalarının yapılmış olduğu, davacı ... davalı tanıklarının dinlendiği, bu tanıklardan bir kısmının davalı işyeri bordrolu çalışanı olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının davalı işyerinde nitelikli işçi olarak hizmette bulunduğunun kanıtlanamamış olmasına göre, davacının davalı işyerinde yapmış olduğu işin niteliğine göre asgari ücret alması hayatın olağan akışına uygundur. Davacıya yüksek kredi alması için düzenlenen belge; her zaman düzenlenmesi mümkün olarak kabul edilen belgelerden olup bir defaya mahsus olarak düzenlenmiş olan 2006/10. ayına ait ücret bordrosu davacının asgari ücretin üstünde ücret aldığına ilişkin olarak davacı imzalı diğer ücret bordroları karşısında kuvvetli delil niteliğinde sayılmaz. Mahkemece davacının Kurum"a bildirilen prime esas kazancın üstünde ücret aldığını ispatlayamadığının göz önünde bulundurulması gerekir iken dosya içerisinde yer alan bu belgeler esas alınarak sonuca gidilmiş olması hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutularak davanın reddi gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Nural Triko Ve Örme San.Tic.Ltd.Şti. "ne iadesine
30/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.