3. Ceza Dairesi 2017/2745 E. , 2017/4017 K.
"İçtihat Metni"
Silahla kasten yaralama ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanuna muhalefet suçlarından suça sürüklenen çocuk ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/1, 86/3-e, 31/3, 62/1, 52 ve 6136 sayılı Kanun"un 13/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis, 6 ay 20 gün hapis ve 320,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul 4. Çocuk Mahkemesinin 03/04/2012 tarihli ve 2009/374 esas, 2012/296 sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Kanun"un 86/1, 86/3-e, 31/3, 62/1, 52 ve 6136 sayılı Kanun"un 13/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis, 6 ay 20 gün hapis ve 320,00 Türk lirası adli para cezalan ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 4. Çocuk Mahkemesinin 22/06/2016 tarihli ve 2016/274 esas, 2016/535 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı"nın 14.02.2017 tarih ve 2017/155 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 01.03.2017 tarih ve 2017/12035 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 03/02/2014 tarihli ve 2013/23474 esas, 2014/2417 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve zamanaşımının denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı, somut olayımızda suça sürüklenen çocuk hakkında İstanbul 4. Çocuk Mahkemesinin 03/04/2012 tarihli ve 2009/374 esas, 2012/296 sayılı ilamına konu ilk kararın itiraz üzerine 04/06/2012 tarihinde kesinleştiği, Kırklareli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/02/2015 tarihli ve 2014/125 esas, 2015/232 sayılı kararına konu 2. suçun ise 18/12/2014 tarihinde işlendiği ve söz konusu bu kararın 03/03/2015 tarihinde kesinleştiği gözetildiğinde, sanık hakkında duran zamanaşımı süresinin 18/12/2014 tarihinde yeniden işlemeye başladığı ve suçun işlendiği 08/12/2005 ile kararın verildiği 22/06/2016 tarihi arasında 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden, sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; İstanbul 4. Çocuk Mahkemesinin 22/06/2016 tarihli ve 2016/274 esas, 2016/535 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309/4. maddesinin (d) bendi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının CMUK"un 322/1. ve CMK"nin 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 05.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.