14. Hukuk Dairesi 2015/9469 E. , 2017/2232 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.02.2013 gününde verilen dilekçe ile İİK 121. maddesi uyarınca ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 27.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İİK"nun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalılardan ..."nun davacılara olan borcundan dolayı Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2008/6023 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlunun murisi ..."dan kendisine intikal edecek taşınmazlar üzerine haciz konulduğunu, İcra Mahkemesi tarafından işbu davayı açmak üzere yetki verildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..., davanın reddini savunmuşlar; diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir.
Somut olayda; dava dilekçesinin, davalılar ..., ... ve ..."nun bilinen en son adreslerine tebliğe çıkarılıp bilinen en son adreslerin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatapların adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresleri, bilinen en son adresleri olarak kabul edilip tebligatların buraya yapılacağı hükmü gözardı edilerek bu davalıların adres kayıt sistemindeki adreslerine ilk seferde doğrudan Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı; ayrıca, 551 parsel sayılı taşınmazda paydaş olan İsmail oğlu ..."nun davaya dahil edilmemiş olduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan, davacılar vekilinin, 23.01.2015 tarihli dilekçesiyle davacıların vekilliğinden çekildiği, bu hususun davacılara tebliğini talep ettiği, akabinde 27.01.2015 tarihli celseye gelmemesi üzerine, ikinci defa takipsiz bırakılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür. Davacılar vekilinin çekilme dilekçesi ile bir sonraki duruşma gün ve saatinin davacılara tebliği sağlanmadan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir,
Yukarıda belirtildiği üzere kendilerine usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilemeyen adı geçen davalıların adreslerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma gününün, davacılara ise vekillerinin vekillikten çekilme dilekçesi ve duruşma gününün tebliğ edilip taraf teşkili sağlanarak davalıların savunma ve delilleri toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın ve 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 23.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.