14. Hukuk Dairesi 2015/9938 E. , 2017/2245 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.06.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 04.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ile M. Müftah Bozkan vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu 987, 1116, 1117, 1305, 1306, 1307 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim veya satış sureti ile giderilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile dava konusu 101 ada 1306 parsel ve 101 ada 1117 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın feragat nedeni ile reddine, diğer taşınmazlar yönünden davanın kabulüne ve satış yolu ile ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, bir kısım davalılar vekilinin 1306 ve 1117 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava konusu 987, 1116, 1305, 1307 parsel sayılı taşınmazlar yönünden temyiz itirazlarına gelince ;
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ise ilgili belediyeden, belediye dışında ise İl İdare Kurulundan bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur.
Belediye Encümeni veya İl İdare Kurullarınca 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümlerine uygun bulunması halinde onaylanması gereken ifraz projesinde kimlere nerelerin verileceği, bu konuda paydaşlar aralarında anlaşamazlarsa hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Yukarıdaki ilkeler ışığı altında somut olaya gelince; dava konusu 987, 1116, 1305, 1307 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim sureti ile giderilmesinin taraflarca talep edildiği, fen bilirkişisinin 17/11/2014 tarihli raporunda, dava konusu parsellerin 3194 Sayılı İmar Kanununun ilgili maddeleri gereğince aynen taksimlerinin mümkün olmadığı ancak dava konusu bu köylerde 3083 Sayılı Toprak ve Tarım Reformunun 3083/13 maddesi kısıtlayıcı şerhi bulunduğundan buradan izin alındığı takdirde bu işlemlerin yapılacağını; ziraat bilirkişisinin ise 24/11/2014 tarihli raporunda, ortaklığın giderilmesinde 5403 Sayılı Kanuna göre alan bakımından ifrazı engelleyen bir hususun olmadığını ancak fen bilirkişisi raporuna göre İmar Kanunu açısından ifrazının mümkün olmadığını bildirdikleri anlaşıldığından hazırlanan ifraz krokisine göre dava konusu 987, 1116, 1305, 1307 parsel sayılı taşınmazların ifrazının mümkün olup olmadığı İl Özel İdaresinden sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin dava konusu 1306 ve 1117 parsel sayılı taşınmazlar yönünden, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 2 no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin dava konusu 987, 1116, 1305, 1307 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazının kabulü ile hükmün anılan bu taşınmazlar yönünden BOZULMASINA, 23.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.