17. Hukuk Dairesi 2015/5883 E. , 2018/4113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacıya ait iki konutun deprem riskini de içerir poliçelerle davalı nezdinde sigortalı olduğunu, ... İlinde 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihlerinde gerçekleşen depremler sonucu bina ağır hasarlı hale geldiğinden yıkımının gerçekleştirildiğini, hasar ihbarının yapıldığı ... tarafından ödeme yapıldığı halde davalının ödeme yapmadığını ve gerekçe de bildirmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL"nin temerrüt tarihinden işleyecek en ... ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 01.07.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 30.184,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, poliçede dain-i mürtehin kaydı olan Türkiye Finans Katılım Bankası"nın davaya muvafakatinin alınması gerektiğini, davacıya ait konutların davalı nezdinde sigortalı olduğunu, davacıya ait konutlar için ayrıca ... poliçesinin bulunduğunu ve davacının konutlarında oluşan hasarlar için ..."tan 64.680,00 TL. ödeme yapıldığını, poliçe ile verdikleri deprem teminatının ihtiyari deprem sigortası niteliğinde olduğunu ve ..."ın verdiği teminatı aşan kısım için sorumluluklarının devreye gireceğini, davacı zararının ... tarafından karşılanmış olması nedeniyle de sorumluluklarını gerektiren bir zarar bulunmadığını, istenen tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacıya ait konutlar için tespit edilen zarar miktarının, konutlar için düzenlenen ... poliçeleri ile verilen teminatın altında olduğu, davalı tarafından düzenlenen poliçelerdeki deprem teminatının ihtiyari nitelikte olduğu ve ..."ın sorumluluğunu aşan kısma ilişkin olduğu, zararın ... teminatını aşmadığı anlaşıldığından, davacının davalıdan tazminat talep hakkı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; özellikle, davaya konu deprem olayı nedeniyle, davacıya ait konutlarda oluşan hasar ve bu hasarların giderimi için yapılması gerekli masrafların usulünce hesaplandığı, konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, deprem teminatını da içeren konut sigorta poliçesi gereği tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK"nın 1453. maddesi uyarınca malı rehin alan kimse o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi, aynı yasanın 1406. maddesi uyarınca bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi uyarınca, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatının alınması gereklidir. Böyle bir durumda, sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğundan sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigorta ettiren, ancak sigortalı malın dain ve mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatini almak suretiyle sigortadan, şayet kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat istemek hakkına sahip olur. Öncelikle talep hakkının rehin hakkı sahibinde olması, yani sigorta bedelinin rehin hakkı sahibine ödenmesi gerektiği durumda, rehin hakkı sahibinin muvafakatinin bulunması halinde sigortalıya sigorta bedeli ödenebilir. Bu durumda dava açma hakkı da öncelikle rehin hakkı sahibinde olduğundan bir dava şartı olarak aktif dava ehliyeti olan davacı sıfatının da rehin hakkı sahibinde olduğu, buna karşın dain-i mürtehinin muvafakati halinde bu şartın yerine getirilmiş sayılacağı Dairemiz yerleşik içtihatları ile de kabul edilmiştir.
Somut olayda; davacıya ait olup davalı tarafından sigortalanan konutlar için, davacının kullandığı banka kredisine teminat amacıyla konutlar üzerine kredi kullandıran banka lehine rehin hakkı tesis edildiği; davalı tarafından düzenlenen konut sigorta poliçesinde, dava dışı bankanın dain-i mürtehin sıfatı ile hak sahibi olduğu görülmektedir. Davacının sigorta poliçesine dayanarak tazminat talebinde bulunabilmesi için, dain-i mürtehinin bu konuda açık muvafakatinin alınması gerektiği gözetilerek mahkemece yapılan araştırmada ise, ilgili bankaya yazılan müzekkereye, tazminat bedelinin davacının bankaları nezdinde bulunan hesabına ödenmesi kaydıyla muvafakat ettikleri şeklinde cevap verilmiştir. Bu durum karşısında, dava dışı rehin hakkı sahibi banka tarafından, davacının açtığı davaya kayıtsız şartsız muvafakat verilmediğinden, davacının dava açma hakkının
ve aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esastan reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de; neticeten davanın reddine karar verilmiş olduğundan ve temyiz edenin sıfatı da gözetilerek, bu durum bozma sebebi yapılmamıştır.
Ancak, yukarıda ifade edilen sebeplerle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekliliği dikkate alındığında, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT"nin 7/2. maddesi gereğince, davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nisbi vekalet ücretine karar verilmesi doğru değil bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 4. bendindeki "4.500,24 TL" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine "1.500,00 TL." ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.