Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2008/4-331
Karar No: 2008/330
Karar Tarihi: 16.04.2008

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2008/4-331 Esas 2008/330 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2008/4-331 E.  ,  2008/330 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 04/12/2007
    NUMARASI : 2007/438-2007/481

    Taraflar arasındaki "Manevi Tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 11. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 14.03.2006 gün ve 2005/388 E- 2006/162 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 29.03.2007 gün ve 2006/6199-2007/4180 sayılı ilamı ile; (...Davacı, yapılan yayının hukuka aykırı olması nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığını iddia etmek suretiyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
    Davalılar, Basın Yasasının tanıdığı sınırlar dışına çıkılmadan, özle biçim arasındaki denge korunarak yayın yapıldığını, bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
    Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Basın özgürlüğü, Anayasanın 28.maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
    Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25.maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
    Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayımından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
    Davaya konu edilen 06.09.2005 tarihli Sabah Gazetesinin “50. yılında 6-7 Eylül gerçeği başlıklı yazı dizisinde” “5 Eylül gecesi Selanik’teki Türk Konsolosluğunun tam yanında bulunan ve aynı bahçeye bakan Atatürk’ün evinde küçük bir bomba patlar. Sadece camların kırılmasına neden olan bu bombanın Türkiye’deki etkisi büyük olur. Yunan polisi, yaptığı araştırma sonunda, bombayı Yunanistan’daki Türk azınlığın mensubu O..E..in attığını tespit eder” şeklinde haber yapılmış yazının devamında da davacının isminden tekrar söz edilerek Nevşehir Valiliğinden emekli olduğu, yazının üst başlığında da bombayı koyanın MİT’çi bir genç olduğu ifade edilmiştir.
    Dava konusu yayında davalılar davacı ile ilgili iddiaları kanıtlayamamıştır. Yayının içeriği gerçekliğinin kanıtlanamamış olması ve yukarıda belirtilen ilkeler birlikte gözetildiğinde davacının kişilik haklarına saldırının gerçekleştiğinin kabulü ile olaya uygun düşecek miktarda bir manevi tazminata karar vermek gerekirken davanın reddedilmiş olması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararındaki gerektirici nedenlere ve özellikle; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.05.2004 gün ve E: 2004/4-253 K: 2004/270 sayılı kararında da aynı ilke benimsendiğine ve dava konusu yayının içeriği, kullanılan söz ve ifadeler itibariyle davacının kişilik haklarına saldırı gerçekleştiğine göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince, BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 16.04.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi