
Esas No: 2010/607
Karar No: 2010/3031
Karar Tarihi: 07.06.2010
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/607 Esas 2010/3031 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.10.2009 gün ve 126/347 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde, eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak davalılar adına tesbit ve tescil edilen 158 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazın babası ...’den intikal ettiğini, kadastro tesbiti öncesinde babası adına kayıtlı bulunan 30.1.1937 tarihli tapu kaydı kapsamında kaldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ve 158 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 158 ada 7 parsel sayılı taşınmaz, senetsizden ev, ahır ve arsası niteliğinde, 1497,17 m2 yüzölçümlü olarak 20.2.2006 tarihinde, miras yoluyla intikal, taksim ve kazanmayı sağlayan zilyetlik gerekçeleriyle 1/3 er paylı olarak ..., ..., ... adlarına tesbit edilmiş, 5.7.2006 tarihinde kesinleşen tutanağa istinaden tapu kaydı oluşmuştur.
Davacı, dava dilekçesinde davalılar adına tesbit ve tescil edilen 158 ada 7 parsel sayılı taşınmazda evi ve ahırının bulunduğunu, özgüleyerek ev ve ahırının bulunduğu taşınmazın tapusunun iptalini, 19.02.2008 tarihli yargılama oturumunda alınan imzalı beyanında ise 158 ada 7 parsel sayılı taşınmazda evinin bulunduğu yerin davalılar adına tesbit edildiğini, bu nedenle tapu kaydının iptalini ve evinin olduğu yerin adına tapuya tescilini istemiştir. Bu beyanlara göre, davacı tarafından, dava konusu taşınmazın tapu kaydının tamamının mı, yoksa kısmen mi iptalinin istenildiği hususunda duraksama bulunmaktadır. Mahallinde yapılan keşif sırasında davacıdan hak iddia ettiği taşınmazı göstermesi istenilmediği gibi teknik bilirkişi Tarık Durmuş tarafından düzenlenen 17.12.2009 tarihli rapor ve krokisi de davacının beyanları ile çelişmektedir. Mahkemece davacının isteğinin tam olarak belirlenerek,sınırlarının ölçekli kroki üzerinde teknik bilirkişiye işaret ettirilmeden toplanan delillere göre davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu durumda; mahkemece yapılacak iş; davacıdan net bir biçimde dava konusu yerin tamamı mı yoksa bir kısmı üzerinde mi hak iddia ettiğinin açıklattırılması, ondan sonra, hasıl olacak sonuca göre deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde taşınmazın tümü yönünden iptal ve tescile karar verilmesi doğru değildir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 94,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 07.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.