
Esas No: 2015/10269
Karar No: 2017/2627
Karar Tarihi: 03.04.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/10269 Esas 2017/2627 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 09.06.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine Dairemizin 2013/11585 Esas, 2013/11789 Karar ve 19.09.2013 günlü bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili,... İli... İlçesi... Mahallesi... ada 1 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının satış sureti ile giderilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; hükmün gerekçe kısmında taşınmazın satış bedelinin %48,99’unun ...’a, % 51,01’inin ...’a dağıtılacağı belirtilmiş olmasına karşın hüküm fıkrasında satış bedelinin % 51,01’inin ...’a, %48,99’unun ...’a dağıtılacağı belirtilmiştir. Hükmün gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası çelişkilidir. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda keşifle belirlenen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması için kararın bozulmasına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.