4. Ceza Dairesi 2017/306 E. , 2020/14824 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Hakkında birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit suçundan verilen hükmün açıklanması geri bırakılan temyiz dışı sanık ..."ın olay günü karşılaştığı katılana "sen oraya gidemezsin, gidersen senin ayaklarını kırarım, erkeksen git bakalım..." diyerek tehdit ettiği, bir süre sonra olay yerine gelen sanık ..."in de, katılan ..."e hitaben "..ayaklarını kırar gebertirim senin " diyerek tehdit ettiğinin iddia ve kabul edildiği olayda; sanık ... ile temyiz dışı sanık ..."ın nasıl bir iştirak iradesi ile birlikte tehdit eylemini gerçekleştirdikleri, birlikte suç işleme kararına ne şekilde ulaştıkları hususları tartışılıp açıklanmadan, yetersiz gerekçe ile birlikte tehdit suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Bozma ilamına uyularak eylemin TCK"nın 106/1-1. maddesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğunun kabulü halinde ise; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret suçu yönünden ise, uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, tehdit ve hakaret suçları yönünden uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3-(2) nolu bozma uyarınca sanığın üzerine atılı tehdit ve hakaret suçları yönünden uzlaşma sağlanamadığı takdirde;
a-TCK’da hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiği kanuni ve yeterli gerekçe gösterilerek açıklanmalı, daha sonra da alt ve üst sınırlar arasında kanuni ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmeli, TCK’nın 3. maddesinde yer alan “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” ilkesi de gözetilmelidir. Bu açıklamalar ışığında somut olayda, sanık hakkında hakaret suçundan yeterli gerekçe gösterilmeden seçimlik cezalardan hapis cezasının tercih edilmesi,
b-Sanık savunmasında, olay öncesinde katılanın babasına hakaret ettiğini, olay günü de kendisine hakaret ettiğini savunması karşısında; haksız tahrik hükümlerinin uygulanması açısından ilk haksız eylemin kimden kaynaklandığının araştırılması, tespit edilemediği takdirde şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği sanık hakkında hakaret suçu yönünden TCK"nın 129. maddesindeki özel tahrik hükmünün, tehdit suçu yönünden de aynı Kanunun genel tahrik kurumunu düzenleyen 29. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c-Sanığın sabıkasında görülen ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması, CMK’nın 231/8. maddesine 28.06.2014 tarihli ve 6545 sayılı Yasanın 72. maddesiyle “denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” cümlesi eklenmiş ise de, suç tarihi itibariyle engel oluşturmaması karşısında, yargılama sürecindeki davranışları olumlu bulunarak takdiri indirim uygulanan ve bir daha suç işlemeyeceği kanaatine varılarak hapis cezası ertelenen sanık hakkında, "Sanığın daha önce Ankara 10.Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/1021 esas sayılı dosyası üzerinden hakkında hükmün açıklamasının geri bırakılmasına dönük hüküm aldığı ancak kendine tanınan deneme süresinde eldeki suçu işlediği anlaşıldığın hakkında yeniden hükmün açıklamasının geri bırakılmasına yer olmadığına " şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
d-17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; "01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19/08/2020, Sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun"un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkûmiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesi gereğince 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddesiyle "kovuşturma evresine geçilmiş" dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK"nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa"nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 7 ve 5271 sayılı CMK"nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
4-Kabule göre de; tehdit suçundan hükmedilen uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK"nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına karar verilmesi gerektiği gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."nun temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, bozma kararına uyulması halinde, sanık ... hakkında, geri bırakılan hükümlerin açıklanması durumunda, lehe oluşabilecek hükümlerin 1412 sayılı CMUK"nın 325. maddesi gereği adı geçen sanığa sirayet ettirilmesi hususunun gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 03/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.