
Esas No: 1993/2665
Karar No: 1994/619
Karar Tarihi: 09.02.1994
Danıştay 4. Daire 1993/2665 Esas 1994/619 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Dava, Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nin 4.2. maddesinde yer alan asgari kurumlar vergisi hükümlerinin kanuna aykırı olduğu iddiasıyla açılmıştır. Mahkeme, Tebliğ'in 4.2. maddesinin birinci kısmının kanuna uygun olarak düzenlendiğini ancak ikinci kısmında yer alan örneğin hatalı olduğundan bahisle tebliğin tümünün iptalinin düşünülemeyeceğine karar vermiştir. Yükümlü, kanun ve tebliğ hükümlerine uygun olarak beyanatta bulunarak hukukunu koruyabilir. Kararda, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun mükerrer 5. ve 25. maddelerine değinilmiştir.
Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1994
Karar No : 619
Esas Yılı : 1993
Esas No : 2665
Karar Tarihi : 09/02/994
GENEL TEBLİĞDE YER ALAN HATALI ÖRNEĞİN, YÜKÜMLÜLERİN HUKUKUNU OLUMSUZ ETKİLEMEMESİ NEDENİYLE İPTAL EDİLEMİYECEĞİ HK.
20.2.1993 günlü ve 21502 sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanan 43 seri nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nin 4.2. "Kurum kazancının (ticari bilanço karı) bulunması ve indirimler sonucu kurumlar vergisi matrahının teşekkül etmemesi halinde asgari kurumlar vergisi ve vergi farkı"başlıklı bölümünün Kurumlar Vergisi Kanunu'nun mükerrer 5.maddesine
aykırı olduğu iddiasıyla iptali isteminden ibarettir.Kurumlar Vergisi Kanunu'na 3824 sayılı Kanunla eklenen mükerrer 25.maddede; "Kurumların, kurumlar vergisinden muaf veya müstesna kazançları ile Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 39.maddesine göre indirim konusu gelirlerinin bulunması halinde ödeyecekleri vergi; kurumlar vergisinden muaf veya müstesna tutulacak kazançları ile Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 39.maddesine göre indirim konusu yapılacak gelirleri (iştirak kazançları hariç) toplamına ve kurumlar vergisi matrahına, bu Kanunun 25.maddesinde yazılı oranın uygulanması suretiyle hesaplanan verginin % 50 sinden az olamaz. Bu şekilde hesaplanan vergiden, bu Kanunun 25.maddesine göre hesaplanan vergi ile Gelir Vergisi Kanunu'nun 94.maddesinin (A) fıkrasının 8 ve 15 numaralı bentlerine göre hesaplanan tevkif suretiyle ödenecek vergiler toplamı düşülerek, kurumların ödeyecekleri asgari vergi farkı hesaplanır. Asgari vergi farkının doğması halinde, bu vergi bu Kanun hükümlerine göre beyan edilerek ödenir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tayin ve tespit edilir" hükmü yer almaktadır.Maddenin verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan 43 seri nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile "asgari kurumlar vergisi" nin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.
Dava, bu tebliğin 4.2. maddesinde yer alan düzenlemenin iptali istemi ile açılmıştır.
İdarenin uygulamaya ait genel ve objektif kuralları, kanuna aykırı olmamak şartıyla kendisine tanınan sınırlar içinde düzenleme yetkisine sahip olduğu açıktır. Nitekim 43 sayılı Genel Tebliğin 4.2 maddesinin birinci kısmında, kurum kazancının (ticari bilanço karı) bulunması ve indirimler sonucu kurumlar vergisi matrahının teşekkül etmemesi halinde asgari kurumlar vergisi ve vergi farkının nasıl hesaplanacağı kanuna uygun olarak ve verilen yetki sınırları içinde düzenlenmiştir.Ancak maddenin ikinci kısmında, genel ve objektif kurallar içermesi gereken bir genel tebliğde yer alması düzenleme tekniği yönünden uygun görülemeyecek şekilde, uygulamacılara ve idari personele, birinci kısımda yer alan kuralın nasıl uygulanacağını ve varsayılan bir subjektif durumdan hareketle asgari kurumlar vergisinin ve vergi farkının nasıl hesaplanacağını gösteren bir örnek yer almaktadır. Bu örnekte varsayılan durumda yapılan hesaplamada idare, kanunda örgörülmeyen ancak kendi anlayışını yansıtan bir görüşü açıklamaktadır. Hernekadar bu örneğin incelenmesinden idarenin anlayışı açıkça anlaşılmakta ise de, bu hesaplamadan hareketle idare tarafından öngörülmek istenen kuralın yargı yerince saptanarak ifadelendirilmesi, sonrada bu kuralın yasaya uygun bulunup bulunmadığının irdelenmesi mümkün görülmemiştir.Tebliğde yer alan örneğe göre işlem tesis edildiği takdirde, bunun yükümlünün hukukunu etkileyeceği açık olmakla birlikte, varsayılan bir örneğin hatalı olduğundan bahisle tebliğin kanuna aykırılığı saptanamayan 4.2.maddesinin tümünün iptali düşünülemez. Yükümlü, kanun ve ona
uygun olan tebliğ hükümlerine ve kendi hukuki ve fiili durumuna göre yapacağı hesaplama üzerine beyanda bulunduğu zaman, bu beyanının tebliğde yer alan örnek nedeniyle kabul edilmeyerek tarhiyatın ikmal edilmesi halinde, bu tarhiyata karşı dava açmak ve örnekte yer alan ve davacının hukuki ve fiili durumuna göre belirlenen idare anlayışını yargı yerine incelettirmek ve hukukunu korumak olanağına sahiptir.
Bu nedenlerle davanın reddine karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.