11. Hukuk Dairesi 2017/242 E. , 2018/7135 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(FİKRİ VE SINAİ HAKLAR MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilen 24/12/2013 gün ve 2012/654 - 2013/543 sayılı kararı onayan Daire"nin 18/04/2016 gün ve 2015/9065 - 2016/4285 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "..." ibareli markalarının bulunduğunu, özel 01518 sayılı "..." markasının tanınmış marka tesciline sahip olduğunu, davalının 25. ve 35. sınıflara giren mal ve hizmetlerde kullanılmak üzere 2009/66745 sayılı "..." ve 25. sınıfa giren mallarda kullanmak üzere 2007/28472 sayılı "..." markalarını tescil ettirdiğini, bu tescillerin 556 sayılı KHK"nın 7, 8-b ve 8/4 maddeleri uyarınca hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirketin "...-Şekil" ve "..." markalarında yer alan "..." ibaresinin marka olarak hiç bir ayırt edici vasfa sahip olmadığını, haksız rekabet suretiyle 556 sayılı KHK"nın 8/b maddesi uyarınca iltibasa yol açtığını, davalı markalarının, müvekkilinin markalarının serisi intibaını vereceğini, "..." ibaresinin davalı ticaret unvanında kullanılmasının müvekkillerinin isim hakkına tecavüz teşkil ettiğini savunarak davalının dava konusu ticaret unvanının terkini ile 2007/28472 ve 2009/66745 sayılı markaların hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin 2007/28472 ve 2009 66745 sayılı markalarının 25. ve 35. sınıfa giren ürünler bakımından hükümsüzlüğüne, fazlaya dair istemin reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
2- Ancak, davacı, davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğü, davalının ticaret unvanının müvekkilinin ticaret unvanına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ve haksız rekabetin önlenmesi taleplerinin yanında davalının ticaret unvanının terkinini de istemiştir.
Mahkemece, davacının, ticaret unvanının terkini talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmaksızın, davalı şirketin faturalarında ticaret unvanını tescil ettirdiği şekilde kullanmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği gerekçesiyle ticaret unvanının terkini talebinin de reddi sonucunu doğuracak şekilde davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğü talebinin kabulüyle fazlaya dair istemin reddine karar verilmesi yerinde olmamış, davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının bu yönden kabulüyle Dairemizin, 18.04.2016 tarihli 2015/9065 Esas- 2016/4285 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen diğer karar düzeltme istemlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 19/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.