17. Hukuk Dairesi 2015/18734 E. , 2018/4533 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davalılar Nuran Doğan ve Yüksel Doğan hakkında açılan davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan ..."un ... Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin genel müdürü ve ortağı olduğunu; söz konusu şirketin kuruma 516.278,73 TL vergi borcu olduğunu ve şirket varlıklarından tahsilinin mümkün olmadığını; ancak davalı borçlunun müvekkili idareden mal kaçırmak için; bizzat adına tapulu bulunan; ... İli, ... İlçesi, ... Mah. ... pafta, ... ada, ... parseldeki B Blok, 3. kat 12 numaralı daireyi 31/01/2008 tarihinde davalılardan ... (..) ..."a ve ..."a satıldığını,; ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... pafta, ... ada, ... parsel üzerindeki 6. kat 27 numaralı daireyi de davalılardan ..."a satış bedelini devrettiğini; satış bedellerinin çok düşük olmasının mal kaçırma gayesini açıkça ortaya koyduğunu, 6183 Sayılı Yasanın 27, 28, 29 ve 30 maddeleri gereği amme alacağının tahsilini imkansız bırakmak amacıyla yapılan bu tasarrufların iptali gerektiğini belirterek tasarrufların iptalini istemiştir.
Davalılar ..., ... ve ... cevap dilekçeleri ile iş bu davanın reddini talep etmişlerdir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; ... ve ... yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava 6183 Sayılı AATUHK"nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Bu davaların amacı kamu alacağını ödemeyen, malı bulunmayan veya borca yetmeyen borçlunun, kamu alacağının tahsiline olanak vermemek için yaptığı, aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve davanın tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gereklidir.
Yine aynı kanunun 35. Maddesinde Mükerrer Madde 35
"Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekkülle-rin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme ala-cakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir" düzenlemesi yer almış bu maddeyele şirket ortağının sorumluluğu açıklanmıştır.
Somut olayda dava konusu tasarrufu yapan şirket ortağı davalı ... olup dava dosyası incelendiğinde borçlu şirket hakkında takip yapıldığı ancak şirket ortağı davalı ... hakkında yapılan bir takip olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, aciz hali ispatlanmamış olduğundan davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde esastan reddedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; sonuç itibarı ile davanın reddine dair verilen karar isabetli olup, bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
3-1136 Sayılı Avukatlık Kanunu"nun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasa"nın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiş olup hükmün gerekçesi değiştirilerek yukarıda açıklanan gerekçeyle ve hükmün 5. Bendindeki 1.530,29 TL nispi ibareleri hükümden çıkarılarak yerine 1.500,00 TL maktu ibareleri eklenerek 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun
438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın gerekçesi değiştirilerek ve hükmün 5. fıkrasındaki 1.530.29 TL nispi ibareleri hükümden çıkarılarak yerine 1.500.00 TL maktu ibareleri eklenerek hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.