17. Hukuk Dairesi 2015/9228 E. , 2018/4539 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
BİRLEŞEN DAVA
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
BİRLEŞEN DAVA
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili asıl davada, davalıların işleteni, sürücü ve trafik sigortacısı iki ayrı aracın kazasında araçlardan birinde yolcu olarak bulunan desteğin öldüğünü, davacılar ... ve ..."ın yaralandığını açıklayıp toplam 240.000,00 TL maddi manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davacı vekili birleşen davada, aynı iddiaları tekrar ederek desteğin ve davacıların içinde yolcu olarak bulunduğu araca çarpan karşı aracın malikinden toplam 150.000,00 TL tazminat talebinde bulunmuştur.
Davacı ... vekili birleşen davada, aynı iddiaları tekrar ederek desteğin ve davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araca çarpan karşı aracın ihtiyari mali mesuliyet sigortacısından 10.000,00 TL tazminat talebinde bulunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre, davalılar ..., ... ve ... Sigorta A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine, davacı ... Esas ve birleşen dosyalar yönünden murisin desteğinden kalma tazminatı olarak 171.472,97 TL"nin diğer davalılar ..., ..., ..., ..."dan müştereken ve müteselsilen alınıp bu davacıya verilmesine, sigortalar için kendilerine tebliği takip eden (8) gün sonradan, tebligat yoksa dava tarihinden itibaren, diğer hüküm kurulan davalılardan ise olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, sigorta şirketlerinin poliçelerdeki limitlerle ve ödenen miktarlarla sınırlı tutulmalarına, ... için manevi tazminat olarak murisinden kaynaklı 30.000,00 TL, kendi yaralanmasından kaynaklı 7.500,00 TL manevi tazminatın hüküm kurulan davalılar ..., ..., ..., ..."dan müştereken ve müteselsilen olay tarihinden itibaren yasal faiziyle alınıp bu davacıya verilmesine, ... için murisinden kaynaklı manevi tazminat olarak 30.000,00 TL, kendi yaralanmasından kaynaklı 7.500,00 TL"nin davalılar ..., ..., ..., ... dan olay tarihinden itibaren yasal faiziyle alınıp, bu davacıya verilmesine, ... için murisinden kaynaklı 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar Seydi, ..., ..., ...dan olay tarihinden itibaren alınıp, bu davacıya verilmesine, davacıların artan tüm taleplerinin reddine, karar verilmiş, hüküm davacılar vekili, davalı ...Ş. vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl ve birleşen davalar, trafik kazasına nedeni ile ölüm ve cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
1-Anayasanın 141. maddesinde, mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılması öngörülmüş bulunduğu gibi, HUMK.nun 388/3. maddesinde de verilen hükümde, iddia ve savunma yönünden toplanan deliller, delillerin tartışması,
varılan sonuçla ilgili hukuki nedenler, taraflara yüklenen borç ve sağlanan hakların kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça yazılması gerektiği belirtilmiştir. HUMK.nun 74. maddesine göre Kanunu Medeni ile muayyen hükümler mahfuz olmak üzere hakim her iki tarafın iddia ve müdafaalariyle mukayyet olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece davacı tarafından açılan davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle birleştirilmesine karar verilmiş ve buna göre hüküm kurulmuş ise de birleştirilen davalar bağımsızlıklarını koruyacağından her davada talepler ayrı ayrı değerlendirilerek hüküm kurulması gerekir. Asıl ve birleştirilen davalar hakkında tek hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; hükmedilen tazminatların tahsili yönünde hüküm kurulurken hükmün 2. bendinde “ diğer davalılar ..., ..., ..., ... dan müştereken ve müteselsilen alınıp bu davacıya verilmesine, “ şeklindeki ifadede sigorta şirketleri yönünden bir tahsil kararı verilmediği, yine hükmün 3. bendinde; “ sigortalar için kendilerine tebliği takip eden (8) gün sonradan, tebligat yoksa dava tarihinden itibaren, diğer hüküm kurulan davalılardan ise olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, sigorta şirketlerinin poliçelerdeki limitlerle ve ödenen miktarlarla sınırlı tutulmalarına,” şeklinde kurulan ifade tarzı infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu anlaşılmış olup, mahkemece hangi sigorta şirketinin (ismen belirtilmek sureti ile) hangi tarihten itibaren sorumlu oldukları anlaşılmadığı gibi 3.bentte ise aleyhlerine kabul veya red kararı verilmeyen sigorta şirketleri yönünden soyut ifadeler ile temerrüt tarihinin belirlenmesi de doğru değildir.
2-Bozma ilamının neden ve şekline göre hükmü temyiz eden taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin, davalı ...Ş. vekili ile davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ... ve davalı ..."ya geri verilmesine 26/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.