
Esas No: 2019/5364
Karar No: 2019/8463
Karar Tarihi: 27.12.2019
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/5364 Esas 2019/8463 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2019/5364 E. , 2019/8463 K.
"İçtihat Metni"
TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.04.2019 tarih ve 2019/40140 sayılı yazısı ile; Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 01.02.2019 tarihli ve 2016/18309 soruşturma, 2019/862 esas, 2019/205 sayılı iddianamenin iadesine dair Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.02.2019 tarihli ve 2019/53 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesinin bilâ tarihli ve 2019/41 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanunun 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanunun 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği,
Dosya kapsamına göre, somut olayda, HTS kayıtları temin edilmesi ile bilirkişi raporu alınması, tanık ... ... isimli şahsın beyanının doğrulanması için ..., ... ..., Siirt ilinden ... isimli şahısların gerekirse adı geçen tanığa teşhis ettirilmesi suretiyle kimlik bilgileri tespit edilerek tanık beyanlarının alınması ve anılan tanığın beyanlarının doğruluğunun tespiti amacıyla beyanında ismi geçen ... isimli şahsın; 2014 yılında ... kod adlı ... ..."ı anma etkinliğine birlikte katıldığını beyan etmesi nedeniyle bu etkinliğe ilişkin fotoğrafların temini ile teşhis işlemlerinin yapılması ve beyanlarının alınması gerektiğinden bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de; Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 01.02.2019 tarihli iddianamenin incelenmesinde, ... ... isimli şahsın tanık beyanının ve teşhislerinin dosyada bulunduğu, belirtilen HTS kayıtlarına ilişkin 19.07.2017 tarihli analiz raporunun bulunduğu, atılı suça yönelik delil mahiyetindeki eylemlerinin ayrıntılı olarak dava açmaya yeter mahiyette anlatılmış olduğu, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kamu davasının açılmasına yeter şüphenin bulunduğu cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 08/04/2019 gün ve 94660652-105-46-2957-2019-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
OLAY:
PKK/KCK terör örgütü adına eylem ve faaliyette bulunmak üzere geldiği İzmir ilinde yakalanarak etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini beyanla ifade veren tanık ... ..."in, 15.10.2016 tarihinde kollukta müdafii eşliğinde yaptığı kendisini kırsala gönderdiğini beyan ettiği "..." ismi ile tanıdığı, ".../ ..." kod adı ile bildiği kimlik bilgileri belirtilen "... ..." ı ve kırsala götürdüğünü beyan ettiği kişileri de tespit ettiği görülen fotoğraf teşhis tutanağında; "Kendisi ile 2014 yılında Kahramanmaraş... Üniversitesinde birlikte öğrenciydik, 2014 yılında ...- ... kod tarafından kandırılarak PKK"nın kırsal alanına götürüldüğünü biliyorum, gerçek ismi ... ve kendisinin Batman ilinden olduğunu biliyorum, ayrıca 2014 yılında Kahramanmaraş ilinde İnsan Hakları Derneğinde gönüllü aktivistti...... isimli şahıs olduğunu sizden öğrendim" şeklindeki beyanla teşhis ettiği ayrıca 15.10.2016 tarihinde müdafii eşliğinde kollukta 2014 yılında örgüte katıldığını beyanla verdiği ifadesinde de özetle; ... adlı arkadaşının ... kod adı ile teşhis ettiği ..."den uzak durmasını, ... ..., ..., ..., ..."ın örgüte ... tarafından gönderildiğini söylediğini beyan ettiğinin, yapılan araştırmalarda ... ..."in kasten adam öldürme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından yakalanarak cezaevinde olduğunun, ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan arama kararlarının bulunduğunun, ..."ın silahlı terör örgüte üye olma suçundan tutuklandığının tespit edildiği, ... ..."ın ise cezaevinde bulunduğunun şüpheliye sorulan kolluk ifadesindeki sorularda belirtildiği görülen; 10.11.2016 tarihli araştırma tutanağında arşiv kayıtlarında leşker kıyafeti ile HDP mitingine ... ... posteri önünde seçim otobüsü üzerinde katıldığı, bu suç nedeni ile Ağır Ceza Mahkemesinde hakkında terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan dava açıldığı, Sütçü İmam Üniversitesinde PKK/KCK terör örgütüne üye olma suçundan haklarında dava açılan diğer kişilerin mahkemelerini takip ettiği ayrıca dağ kadrosuna katıldığının değerlendirildiği belirtilen; HDP mitinginde sözde örgüt sembollerini taşıyan bayrağı açarak miting alanında leşker kıyafeti ile 09.05.2015 tarihinde terör örgütünün propagandasını yaptığı iddiası ile tanzim edilen 30.03.2015 tarihli Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/372 numaralı iddianamesinin de sunulduğu görülen; 2014-2015 eğitim öğretim güz yarıyılında birisinde devamsızlıktan kaldığı iki ders aldığı, bahar dönemine kadar da kayıt yaptırmadığı tespit edilen; 18.11.2016 tarihinde kollukta ve 18.11.2016 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında müdafii eşliğinde alınan ifadelerinde kırsala gitmediğini, 2014-2015 yıllarında kayıt yaptırmasına rağmen okula gitmediğini, 2015 yılında şubat ve mayıs aylarında İHD Derneğinde çalıştığını ayrıca HDP seçim çalışmalarına katıldığını, Pazarcık ve Elbistan"ın köylerine gittiğini sonraki süreçte duyduğu rahatsızlık nedeni ile uzaklaşarak irtibatını kopardığını, evinde içerisinde notlar bulunan ajandasının seçim dönemine kadar tuttuğu günlük olduğunu, 26.11.2014 - 02.06.2015 tarihleri arasında günlüğünde not tutmamış ise de bu tarihlerdeki faaliyetlerini evindeki seçim ajandalarına notladığını, DEM-GENÇ adlı yapılanma çalışmalarına katılmadığını, 2014 yılının son aylarında kırsala katıldığını duyduğu ... ..."i repçi olarak okuldan tanıdığını ancak şahsın yalan söylediğini, ... Kod ... ismi ile tanınan ... ... adlı örgüte üye olmak suçundan cezaevinde yatan şahsı DÖDEF adlı derneğin başkanı olarak bir piknikte tanıştırılması ile tanıdığını ve başkaca bir görüşmesinin de olmadığını, ..., ... ..., ..., ..."ın öğrenci olmaları nedeni ile tanıdığını, 2013 yılında ortadan kaybolduklarını, muhtemelen kırsala gittiklerini duyduğunu, seçim mitinginde yaptığı sunuculuk nedeni ile açılan davada hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini beyan ettiği, ikametinde yapılan aramada ele geçen ajanda içerisinde yer alan el yazılı günlük tarzında kaleme alınan ve içeriğinde "dernek" "gerilla" "önderlik" gibi kelimelerin de kullanıldığı bazı bölümlerinde "vedalaşır" mahiyette yazılı özel hayatına dair iddianame de belirtilen notları da içerir bulunduğu günlüğün sunulduğu görülen; kullandığını beyan ettiği cep telefonu numarasına dair HTS kayıtlarının alınarak irtibatlı olduğu kişilere yönelik analiz çalışması yapılan, ülke genelinde yapılan arşiv araştırmasında hakkında ... ..."in beyanı haricinde daha önce işlem yapılan dosyası dışında başkaca bir teşhis işlemine ve kaydına rastlanılmayan, adli sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilamın bulunduğu tespit edilen şüpheli hakkında; Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/18309 soruşturma, 2019/862 esas ve 2019/205 numaralı, 01.02.2019 tarihli, özetle ... ..."in etkin pişmanlıktan yararlanmak isteği ile şüpheli sıfatı ile verdiği ifadesi ve teşhis tutanağı; aramada ele geçen el yazısı ile tutmuş olduğu günlüğünde 16/10/2014 ibaresi ile başlayan kısımda "kaç zaman oldu yazmadığın" ibareleri ile başlayan 19/10/2014 tarihli sayfada sohbette kobani analizi, kobaneden gelen aile ile görüşme, kürtlerin direnişi, kadınların destansı direnişi, dünya gündemine oturan kürtler, mazlumların 3 kirli çöpüyle bedenlerini ateşe verip nevroz kutlaması, 10/11/2014 tarihi bulunan sayfada gün görevimi yapıyorum, bütün sevdiklerim sana emanet, anneme babama iyi bakın, siz beni sevdiklerim kararıma saygı duyun ve arkamda yer alın, yapamıyorum, inanın yapamıyorum, hoşçakalın sizi seviyorum. 20/11/2014 tarihli sayfada gerilla olma zamanı, tüm insanları insanca yaşatmak amacımız ise o zaman ilk elden çıkarılması gereken yer buralardır, dağlardır. İnsanlarımıza karşı uzanan ellerin kırılacağı yerler burasıdır. Dağlara çıkma istemi gelişirken bize yapılan hakaretler işte biraz kendi yaşamımız üstündeki denetimizi sağlamak kendimiz olmak için seçilen tek yol var oda ... 02/06/2015 tarihinde en sonra hoşçakalın demiştim. Çok zaman geçti aradan 5 ay. Az bir zaman değil, ne güneş görür oldum, nede kol kola dövüşebileceğimiz bir kavgamız, yanan bir hayat yanan gülüşlerden geriye bitkin ve yorgun bir beden sadece merhaba demeyi istedim. şeklinde yazıların olduğu, ayrıca yukarıdan aşağı harfleri sıralamak suretiyle; "kürdistan rojava, kobane" ve bir takım kürtçe olduğu düşünülen kelimeleri birden fazla kez vurguladığı, HTS analizinde PKK/KCK terör örgütüne üye olma suçundan 9 yıl hapis cezasına mahkum olan HDP Kahramanmaraş İl Başkanı ... ... ile 12 kez, örgüt propagandası suçundan hakkında işlem yapılan ... ... ile 1 kez, örgüt propagandasından hakkında işlem yapılan ... ile 19 kez, PKK/KCK terör örgütüne üye olma suçundan işlem yapılan ... ... ile 5 kez, görevli memura mukavemet, direnme, kamu malına zarar verme suçlarından hakkında işlem yapılan Muhammet Balaban ile 26 kez olmak üzere görüşme kaydının bulunduğu, hakkında 2015/8677 soruşturma numaralı dosyası üzerinden örgütün mitingine leşker olarak tabir edilen elbisesini giyerek katılıp örgüt bayrağı açmak suretiyle örgüt propagandası yaptığından bahisle 30/09/2015 tarihinde dava açıldığı ve hakkında Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/266 - 2016/53 E K sayılı dosyasında 10/03/2016 tarihinde HAGB verildiği, şüphelinin aleyhine beyanda bulunan ... ..."in şüphelinin örgütün kırsal kesimine katıldığına dair beyanının olduğu, şüphelinin belirtilen tarihte okul kaydını dondurduğunu, kendisinin de kabul ettiği, kendi el yazısıyla tuttuğu günlüklerde de ailesine veda tarzında bir takım yazılar aynı zamanda gerilla olma zamanı şeklindeki yazılar ve genel itibariyle örgütün öne sürdüğü ideoloji ve fikirleri benimsediğine dair günlüğündeki yazılar dikkate alındığında ... ..."in tanık beyanına itibar edilmesi gerektiği, şüphelinin örgüte katılımının olduğu, bu dönemde örgüt hiyerarşisi içerisinde hareket ettiği ve üzerine atılı suçu işlediğine dair yeterli şüpheye delalet eden somut delilin elde edildiği belirtilerek 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı TMK"nın 5. maddesi uyarınca cezalandırılması istenilen iddianamenin, Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.02.2019 tarihli 2019/53 iddianame değerlendirme numaralı kararında belirtildiği şekilde;
"-Sanığın savunmasında belirtmiş olmasına rağmen suç tarihinde kullandığı cep telefonu numarası tespit edilerek PKK dağ kadrosuna gittiği iddia edilen döneme ilişkin HTS kayıtları temin edilip bu hususta gerekirse bilirkişi raporu aldırılması gerekirken bu işlemin yapılmadığı,
-Tanık ... ..."in beyanlarının doğrulanabilmesi için tanığın beyanlarında ismi geçen ... isimli şahsın; 2014 yılında ... kod adlı ... ..."ı anma etkinliğine birlikte katıldığını beyan etmesi nedeniyle bu etkinliğe ilişkin fotoğraflardan etkinliğe katılan şahısların tanık ... ..."e teşhis ettirilerek bu şahsın tespit edilmesi ve beyanlarının alınması gerektiği,
-Tanık ... ..."in beyanlarının doğrulanabilmesi için ..., ... ..., Siirt ilinden ... isimli şahısların gerekirse tanıktan teşhis ettirilmesi suretiyle açık kimlik bilgileri tespit edilerek beyanlarının alınması gerektiği" gerekçeleri ile 5271 sayılı CMK"nın 174/1-a, b maddelerince iadesine karar verilmesi üzerine; Cumhuriyet savcısının 14.02.2019 tarihinde 5271 sayılı CMK"nın 174/1-a maddesi kapsamında aynı kanunun 170. maddesine aykırı şekilde tanzim edilen bir iddianamenin bulunmadığından iade gerekçesinin yersiz olduğu, diğer iade nedenlerinin ise toplanan deliller kapsamında değerlendirildiğinden yeterli şüphenin oluştuğu, tanığın yalan söylediğine dair başka beyanların olması veya HTS kaydının farklı yerlerde çıkmasının savcılıkça yapılan değerlendirmeye etkisinin olmayacağı, zaten HTS kayıtlarınında alınarak baz yeri incelemesinin yaptırıldığı, tanık beyanının başkaca tanık beyanları ile doğrulanmasının ise yargılama faaliyeti kapsamında yapılması gerektiği, etkin pişmanlıkta bulunan tanığın doğruyu söyleyip söylemediğinin mahkemece takdir edilmesi gerektiği gerekçeleriyle yaptığı itirazın reddine dair kesin olarak verilen Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/41 Değişik İş sayılı kesin kararının 5271 sayılı CMK 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması hususunda ihbar edilmesine müteakip, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 08.04.2019 tarihli istemi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından itiraz merciinin kesin kararının kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Şüpheli hakkında düzenlenen iddianamenin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 174/1. maddesi gereğince iade edilmesinde ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.
İLGİLİ YASAL MEVZUAT ŞÖYLEDİR;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
Kamu davasını açma görevi
Madde 170
(1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a) Şüphelinin kimliği,
b) Müdafii,
c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j) Suçun delilleri,
k)Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
Gösterilir.
(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
İddianamenin İadesi;
Madde 174
Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170"nci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.”
HUKUKSAL DEĞERLENDİRME :
Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
Ceza Muhakemesinin amacı, maddi gerçeğin insan onuruna yaraşır biçimde araştırılıp bulunmasıdır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
CMK’nın 160/1 maddesinde yer alan “bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâl” ifadesinden de anlaşılacağı üzere belli bir suç şüphesine karşı soruşturmaya başlanılabilmesinin maddi koşulu, o suça ilişkin başlangıç şüphesinin var olmasıdır. Başlangıç şüphesi, soyut bir izlenimle değil; suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıalar ile oluşur. Cumhuriyet savcısı, başlangıç şüphesinin olup olmadığını yani, suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıaların bulunup bulunmadığını değerlendirerek soruşturmaya başlayacaktır. Kısaca, başlangıç şüphesinin bulunup bulunmadığını değerlendirme yetkisi, Cumhuriyet savcısına aittir (... ..., ..., Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınlar, Ankara, 2011, sayfa 186 ve devamı).
Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler. "Yeterli şüphe", şüphelinin müsnet suçtan yargılanması için gerekli ve yeterli olan şüphe derecesini ifade eder. Bu şüphenin, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delile dayanması gerektiğinde kuşku yoktur. Cumhuriyet savcısı topladığı delillerin iddianame düzenlemek için yeterli olup olmadığını takdir edecek, delilleri olaylarla ilişkilendirerek yeterli şüpheyi ortaya koyacaktır. Kamu davasının açılmasında yeterli şüpheden bahsedebilmede önemli olan, suçun işlendiğine yönelik tartışılabilirlik ve mahkûmiyetin ne derecede mümkün olabilirliğidir.
5271 sayılı CMK"da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek celse”de bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen yeniliklerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi, soruşturma safhasında mevcut tüm delillerin toplanmış olması ile mümkündür.
İddianemenin iadesi kurumu şüpheli/sanıkların lekelenmeme haklarını etkin şekilde koruma altına almaktadır. Bu nedenle Anayasanın 36-38. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinin teminatı mahiyetindedir. İddianemedeki şekle ilişkin eksiklikler her zaman giderilebilir ancak eksik soruşturma sonucu yeterli suç şüphesi oluşturmayan delillerle kişilere sanık sıfatı yüklenmesi, yargılama sonucunda beraat etmiş olsalar dahi hak ihlaline sebebiyet vereceği göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi takdirde kanun koyucu suçun subutuna etkili olan bir delil toplanmadan dava açılmasını iade nedeni olarak kabul etmeyeceği aşikardır.
Soruşturma aşamasında toplanan deliller sonucunda yeterli şüphenin oluşmaması durumunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, yargılama aşamasında hakim veya mahkemece verilen kararlar ile kanun yolu aşamalarında delillerin hukuka uygunluk denetiminin yapılacağına dair düzenlemelerin yanı sıra; iddianamenin iadesi müessesinin de delilin denetimine olanak tanıdığının kabulü gereklidir. Ancak Anayasanın 38, 5271 sayılı CMK"nın 206/2 maddelerindeki düzenlemeler kapsamında, bu olanağın çok geniş yorumlanmaması gerektiği CMK"nın 172/1 maddesinin doğal sonucudur.
Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere;
"Kamu davasının tek veya zorunlu olduğunda birbirini izleyen oturumlarda ve mümkünse bir günde sonuçlandırılmasını gerçekleştirebilmek amacıyla; iddianamenin, hukuken geçerli ve yeterli delillerin toplanmasından ve dava açma koşullarının gerçekleşmesinden sonra, tüm yönleriyle doğru ve eksiksiz olarak mahkemeye verilmesi gerekmektedir.
Yeterli delil bulunmadan veya toplanmadan adeta delilsiz davanın açılmış olması ve bunun sonucu olarak mahkemenin soruşturma yapmak zorunluluğunda kalacağının anlaşılması halinde iddianame iade edilecektir...
Deliller kamu davası açmak için yeterli olsa bile, iddianamede bulunması gerekli diğer ve bir bakıma şekli sayılabilecek hususların yer almaması halinde de iade mümkündür..."
Bu bilgiler ışığında, 09.05.2015 tarihinde bir partinin mitinginde terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan hakkında verilen hapis cezasına dair hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair adli sicil ve arşiv kaydı bulunan, ikametinde yapılan aramalarda ele geçen ajanda içerisinde iddianamede de belirtilen, "vedalaşma" içerir "gerilla olma zamanı" gibi tabirlerin de kullanıldığı, iddiaya konu dönemlerde yazmaya ara verildiği görülen ve belirtilen ancak; dernek kapsamında faaliyetlerden de bahsedildiği içeriğinde örgüte sempatiyi barındırır ifadelerinde bulunduğu, gerçekleri gördüğünü, okuluna başlayacağına dair özel hayatına ilişkin notlarında bulunduğu anlaşılan el yazılı günlüğü ele geçirilen, 2014-2015 eğitim öğretim güz yarıyılında birisinden devamsızlıktan kaldığı iki ders aldığı, bahar dönemine kadar da kayıt yaptırmadığı tespit edilen ve ifadelerinde suçlamaları kabul etmeyerek, seçim zamanında bir siyasi parti için çalışmalarda bulunduğunu, bu kapsamda günlüğe yazmadığı dönemlerde evinde faaliyetlerini notladığı seçim ajandalarının bulunduğunu, kırsala gitmediğine ev arkadaşlarının da şahit olduğunu ve İHD Derneğinde ve bir siyasi parti bünyesinde çalışmalar yaptığını ancak bu çalışmalar esnasında gerçekleri gördüğünden partiden uzaklaştığını, ailesi ile de belirtilen dönemde telefonla görüştüğünü beyan eden, 01.06.2013-01.06.2016 tarihleri arasında HTS kayıtları alınarak irtibatları araştırılan şüphelinin; etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istemi ile beyanda bulunduğu anlaşılan ... ..."in ifadesinde aralarında şüphelininde bulunduğu ... adlı kollukta bir kısmının kırsalda çekilen fotoğraflarından da teşhis ettiği anlaşılan şahısları örgüte gönderdiğinden ... isimli şahıstan uzak durmasını söylediği ... ile, beyanda adı geçen ... isimli şahıs olan ve teşhis tutanağında kendisini kırsala gönderen ... kod adı ile teşhis ettiği ... ..."ın, ayrıca kırsala götürüldüğü beyan edilen ... ..."in, fezleke kapsamında tutuklu bulunduklarının belirtilmesi karşısında, 2 ve 3 numaralı iade nedenleri yönünden; iade nedenlerinin suçun sübutuna etki eder nitelikte deliller olduğunun kabulü ile ağır sonuçların bağlandığı müsnet suçun niteliği ile lekelenmeme hakkı da dikkate alınarak verilen iade kararı ile anılan karara vaki itirazın reddine ilişkin mercii kararında hukuka aykırılık bulunmadığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.07.2019 tarih ve 2019/74126 nolu kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, usuli işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.