21. Hukuk Dairesi 2014/4206 E. , 2015/1434 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/06/2000-8/11/2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılardan kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı işyerinde 01.06.2000 – 08.11.2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının 01.10.2000 – 08.11.2008 tarihleri arası toplam 389 gün ayda 4 gün esasına göre asgari ücretle çalıştığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı apartman işyerinde kapıcı olarak çalışan davacı adına davalı işyerinde düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davalı Kurum"a bildirilen çalışma bulunmadığı, davalı Kurum tarafından davalı apartmana ait dönem bordrolarının değil, ... adresli başka bir... apartmanının dönem bordrolarının gönderildiği, dordro tanıklarının ve komşu işyeri tanıklarının dinlenilmediği, davacının daha önce açmış olduğu işçilik alacaklarına ilişkin davada ayda 4 gün çalışma üzerinden hesaplama yapıldığı, mahkemece davanın kabul edildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden onanarak geçerek kesinleştiği, tarihi belli olmayan “ Apartman Görevlisinin Yapacağı İşler ” başlıklı bir belgede; apartman görevlisi olarak davacının adı ve imzası ile yönetici, yönetici yardımcısı ve denetçinin de adı ve imzalarının bulunduğu, bu belgede davacının servis yapacağı, çöp alacağı, temizlik yapacağı saatler ve diğer işlerin belirtildiği, davacı tanıkları davacının çalışmalarını doğrularken, davalı tanıkları tarafından davacının lokantalarda kuryelik yaptığının ve işlerin eşi tarafından yapıldığının iddia edildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; davalı apartmanın 506 sayılı Yasa kapsamında bulunup bulunmadığı araştırılmadan, dönem bordroları dosya arasına alınarak bordro tanıkları dinlenilmeden, zabıta marifeti ile ya da davalı Kurum"dan sorularak komşu işyerleri sahipleri ile bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş komşu işyeri çalışanları dinlenilmeden, ayrıca komşu apartmanlarda kapıcılık yapan kişiler araştırılarak dinlenilmeden, bu itibarla; davacının iddia ettiği şekilde çalışmanın tam zamanlı mı yoksa part-time mı olduğu, ayrıca davalı tanıklarının beyanlarındaki gibi davacının çalışması bulunmayıp davacı lokantalarda kuryelik yaptığı halde apartman işlerinin eşi tarafından yapılıp yapılmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 27.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.