Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9613
Karar No: 2018/4855
Karar Tarihi: 10.05.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/9613 Esas 2018/4855 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/9613 E.  ,  2018/4855 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davacı yayaya 13/07/2007 tarihinde davalıya trafik sigortalı, diğer davalının sürücü olduğu aracın çarpması ile meydana gelen kazada davacının ağır yaralandığını belirterek 60.000,00 TL geçici ve sürekli işgörmezlik tazminatının poliçe limitleri dahilinde 13/07/2007 kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı ... şirketinden, poliçe limiti olan 60.000,00 TL dışındaki geçici ve sürekli sakatlık tazminatı var ise bununda haksız fiil tarihi olan 13/07/2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan tahsiline, 200.000,00 TL manevi tazminatın da sadece ..."dan haksız fiil tarihi olan 13/07/2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davacı ..."in maddi tazminat talebi yönünden ...ye karşı açmış olduğu davanın kısmen kabulü ile 19.152,48 TL maddi tazminatın teminat sınırları dahilinde olmak üzere dava tarihi olan 04.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...den alınarak davacı ..."e verilmesine, davacı ..."in maddi tazminat talebi yönünden davalı ..."a karşı açmış olduğu davanın reddine, davacı ..."in manevi tazminat talebi yönünden davalı ..."a açmış olduğu davanın kısmen kabulü ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 13/07/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararını gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davacı çocuğun davaya konu kazada yaralanıp kalıcı ve geçici işgöremezliğe uğradığı, efor kaybının olduğu iddiası ile maddi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, 25.02.2014 tarihli hesap bilirkişi raporu ile belirlenen miktar hüküm altına alınmıştır. Ancak raporda yapılan hesaplama yerinde olmayıp hükme esas alınamaz.
    Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK"nın 46/1 maddesinde(6098 sayılı TBK m. 54) özel olarak "Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir" şeklinde hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu"nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir.
    Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek, zarar görenin zarar verici olay sonucunda mal varlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin mal varlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin mal varlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararların da kişiye ilişkin zarar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün, yani beden ve fikir gücünün gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan doğan olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, ... 2006, s. 713).
    Bununla birlikte ..."ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının, gelirinde veya mal varlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektirdiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir. Bu durum, ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de, burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir. Bunun gibi çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de, bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme vb. gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarf etmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak görülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğu kabul edilmelidir.
    Somut olayda; hükme esas alınan 25.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda, beden gücü kaybına uğrayan davacı ..."in 18 yaşından itibaren kazanç sağlamaya başlayacağı kabul edilerek, bu yaştan itibaren zarar hesabı yapılmış ise de; yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacı çocuğun çalışma gücünü sürekli yitirdiği tarihten itibaren zararın oluşacağı kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiğinden, yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
    3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"nin 10/2 maddesi uyarınca manevi tazminat davalarında davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin davacı lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği düzenlemesi de dikkate alınarak manevi tazminat bakımından kendini vekille temsil ettiren davalı ... lehine, davacı lehine hükmedilen 1.500,00 TL vekalet ücretini aşacak şekilde 4.500,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2)ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ..."e geri verilmesine, 10/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi