8. Hukuk Dairesi 2010/1809 E. , 2010/3597 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve alacak
... ile ... aralarındaki tapu iptali, tescil ve alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair .... Aile Mahkemesinden verilen 17.12.2009 gün ve 397/757 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekilleri ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen 91 ada 11 parselde 2 no.lu, 127 ada 104 parselde 49 no.lu bağımsız bölümlerin ve 44 FD 075 plakalı aracın vekil edeninin birikimi ve katkısıyla satın alındığı halde davalı adına tapuya ve trafik siciline tescil edildiğini açıklayarak, davalı üzerindeki tapu ve araç kayıtlarının 1/2 hisselerinin iptali ile vekil edeni adına tescilini, ayrıca tarafların ve müşterek çocuklarının Anadolu Sigortadan özel emeklilik poliçeleri nedeniyle ödenen 36.000 TL.nin davalı adına Oyakbanka yatırıldığını açıklayarak yarı payı 18.000 TL.nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazların vekil edeni tarafından satın alındığını, mevduat hesabına ilişkin iddiaların da gerçek olmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile bankadaki mevduat nedeniyle 16574,84 TL. alacağın hüküm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; taşınmazlar ve araca ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine, hükmün kabule ilişkin bölümü davalı vekili, redde ilişkin bölümü ise davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 1984 yılında evlenmişler, 26.3.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hüküm 19.2.2009 tarihinde kesinleşmekle evlilik birliği son bulmuştur. TMK.nun 225.maddesinin 2.fıkrasına göre evliliğin boşanma ile sona erdirilmesi durumunda, eşler arasında mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle son bulur. Sözleşme ile başka mal rejimi seçilmediğinden 1.1.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170.maddesi gereğince mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihine kadar ise 4721 sayılı TMK.nun 202.maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
Dava konusu dükkan vasıflı 91 ada 11 parselde 2 no.lu bölüme tekabül eden 10/90 arsa payı 30.7.1997 tarihinde; yine dükkan vasıflı 127 ada 104 parselde 49 no.lu bağımsız bölüm 12.2.2001 tarihinde; 44 FD 075 plakalı araç ise 24.5.2000 tarihinde satın alma yoluyla davalı ... adına tapuya ve trafik siciline tescil edilmiştir. Dava konusu taşınmazlar ve araç mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğinden, uyuşmazlık Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulacaktır. Buna göre, eşlerin birbirlerinin mal varlıklarının edinilmesine katkılarının kanıtlanması durumunda, katkı oranında alacak hakkı doğar. Davacı dava konusu taşınmazlar ve aracın ½ paylarının iptal ve tescili isteğinde bulunmuştur. 7.10.1953 tarihli 8/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; katkıda bulunduğunu iddia eden davacı, bu katkısına dayanarak ayın (mülkiyet) talep edemez.Açıklanan nedenle dava konusu 91 ada 11 parsel, 127 ada 104 parsel ve araç için açılan davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır. Davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün redde ilişkin bölümünün ONANMASINA,
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacının talebi Anadolu Sigortadan (özel sigorta) tarafların birlikte emekliliği suretiyle elde edilen paranın ½’sine münhasırdır. HUMK.nun 74.maddesine göre “....Hakim taleple bağlıdır. Talepden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez...” O halde yapılacak iş, Anadolu Sigorta’ya yazılacak müzekkere ile 460975, 460976, 2137892 ve 2621008 numaralı sigorta poliçeleri ile özel sigorta yaptıran ve emekli oldukları iddia edilen taraflara emeklilik nedeniyle ne zaman, ne miktarda, ve kime ödeme yapıldığı hususunun sorulup belirlenmesi, alındığı iddia edilen emeklilik parasının davalı adına bankaya yatırıldığı ileri sürüldüğüne göre, davalının aynı döneme ve devamına ilişkin varsa hesaba yatırılan paraların kaynağına ilişkin açıklamalarda eklenerek banka kayıtlarının eksiksiz getirilmesi, ondan sonra dosyanın gerektiği takdirde bir bankacı ve uzman hukukçu bilirkişiye tevdii ile davalıya özel sigorta nedeniyle ödeme yapılıp yapılmadığı; yapılmış ise banka hesabına yatırılıp yatırılmadığı, mevcut ise bu paranın ulaştığı meblağın belirlenmesi, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin değerlendirilmesi, özel sigortadan emeklilik nedeniyle tahsil edilen ve banka hesabında boşanma davasının açıldığı-mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle bulunan böyle bir meblağın olduğu belirlendiği takdirde talep edilen dönem itibariyle (mal ayrılığın ve edinilmiş mallar katılma rejimi dönemleri esas alınarak) varsa davacının katkı payı oranı ve katılma alacağının tesbiti ile sonucuna göre hüküm kurulması olmalıdır. Davacının talebi dava dilekçesinde açıkça belirtildiği halde, istek dışına çıkılarak davalının tüm banka şubelerinde mevcut mevduatlarının belirlenmesi ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün kabule ilişkin bölümünün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı davacıya ait 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 01.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.