
Esas No: 2022/332
Karar No: 2022/515
Karar Tarihi: 16.06.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/332 Esas 2022/515 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/332 Esas
KARAR NO : 2022/515
HAKİM : ... ...
KATİP : ... ...
DAVACI : ... - ... ...
VEKİLİ : Av. ... -...
DAVALI : ... - ... ...
VEKİLİ : Av. ... -...
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2022
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalı ... tarafından ... (Ankara) İcra Müdürlüğü'nün 2021/1804 Esas sayılı dosyası kapsamında tebliğ edilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından tabilin durdurulmasına karar verildiğini, bu nedenle süresi içerisinde bu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, Müvekkil ... Muğla ilinde karotlu sondaj madencilik işiyle uğraşan saygın bir adamı olduğunu, davalı borçlu ... ile müvekkil arasında Konya ili Akören ilçesinde davalının belirttiği sicil numaraları maden sahalarında ayrı ayrı olmak üzere el karotu ile sondajlı AR-GE çalışması yapmak üzere tarafların anlaştığını, taraflar arasında yapılan anlaşma gereği davalı tarafından gösterilen maden sahalarında karotlu sondaj işi müvekkil tarafından tamamlanarak, ...'a teslim edilmiş ve faturası kesildiğini, davalı yanca kesilen fatura kullanılarak madencilik faaliyetleri kapsamında resmi işlemlerde kullanılarak iş ve maden ruhsatı işlemlerini devam ettiğini, faturada belirtilen sahalar için maden ruhsatı işlemi gerçekleştiriltiğini, ... (Ankara) İcra Müdürlüğünün 2021/1804 esas numaralı dosyasına yapılan kötü niyetili itirazın 219.750,00 TL yönünden iptaline ve takibin devamına, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla borçlunun 219.750,00 TL borcu takip tarihinden itibaren yasal faiziyle ödenmesine, davalının mal kaçırma ihtimali göz önüne alınarak davalı/ borçlu adına kayıtlı menkul gayrimenkul malları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarına dava değeri kadar teminatsız olarak tedbir verilmesini, haksız ve kötü niyetli itiraz eden, borçlu aleyhine alacağın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili dilekçesinde özetle; Davacının ar-ge çalışmaları neticesinde keşif işlemini takiben raporlama işlemi de yapılması kararlaştırıldığını, ancak davacı tarafından müvekkilimize herhangi bir rapor sunulmadığı gibi numune ve iş teslimi de gerçekleştirilmediğini, davacı tarafından faturalandırılan iş ve işlemler gerçeği yansıtmamadığını, bununla birlikte, sözleşme kapsamında 11 farklı sahaya ilişkin 11 adet ruhsatlandırma işlemi yapılmasında mutabakat sağlanmış ise de davacı tarafından 15 farklı işçilik olduğu iddiası ile faturalandırılma işlemi gerçekleştirildiğini, davacı yanın sözleşmenin gereğini yerine getirmemesine rağmen yapılmayan işlere ilişkin fatura düzenlemesi tarafımızca kabul edilemez olduğunu, davacı tarafından yapılan iş ve işlemlere ilişkin somut bir delil de sunulmadığını, davacı tarafından her ne kadar numune ve iş teslimi yapılmamış ise de müvekkilimiz sözleşme bedelinin tamamını davacıya ödendiği, müvekkili ...’ın davacı tarafından fatura düzenlendiği tarihte vergi mükellefi olmadığından söz konusu faturaya ilişkin herhangi bir işlem yapılmadığını, taraflar sözlü olarak faturanın iptal edilmesi ve mutabakat sağlandıktan sonra yeniden fatura düzenlenmesi konusunda anlaştıklarını, ancak davacı taraf, söz konusu anlaşmanın da gereğini yerine getirmeyerek gerçeğe aykırı fatura üzerinden işlem tesis ettiğini, müvekkilimiz tarafından faturaya itiraz edilmemesi faturanın kabulü anlamına gelmemekte yalnızca faturanın delil niteliğini hukuken değiştirmediğini ifade ederek itirazın iptali davasının esastan reddine, İcra takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
- Ticaret Sicil Müdürlüğü ile Esnaf Odası müzekkere cevapları
-Vergi Dairesi cevabi yazısı.
-Gölbaşı (Ankara) İcra Müdürlüğünün 2021/1804 esas numaralı dosyasına
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama konusu somut uyuşmazlıkta tarafların gerçek kişi olduğu gözetilerek Mahkememizin davaya bakmaya görevli olup-olmadığının öncelikle değerlendirilmesi zorunludur.
Bilindiği üzere; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.
Ticari davalar ise; aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın söz konusu düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Bu bağlamda, ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır.Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Nispi ticari davalar ise; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre; bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Üçüncü grup ticari davalar ise; yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Dosyamızda tarafların gerçek kişi olması nedeniyle usulüne uygun olarak tacir araştırması yaptırılmış, dosyamıza intikal eden yazı cevapları incelenmiştir.
Bu bilgiler ışığında dosyamıza Vergi Dairesi ile Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinden gönderilen cevabi müzekkerelerden; davacı ve davalının gerçek kişi olarak tacir kayıtlarının olmadığı, davacı ...’ın Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı bulunduğu, davalı ... için Ticaret Sicil müdürlüğü yazısında bildirilen Şirketlerde ortaklıklarının bulunduğu, bu nedenle de tarafların tacir olarak kabulüne hukuken olanak bulunmadığı, tarafların sıfatına ve uyuşmazlığın niteliğine göre somut olayda Mahkememiz görev alanında kabul edilen bir mutlak ya da nispi nitelikte ticari davanın söz konusu olmadığı, bu durumda ise; davaya bakmaya görevli Mahkemenin Mahkememiz değil; HMK 2/1.m. gereğince genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatine varılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle; Mahkememizce karşı görevsizlik kararı verilmek suretiyle ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın HMK'nın 114/1-c ile 115/2 uyarınca görev dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2- Dava dosyasının Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararı ile mahkememize geldiği gözetilerek, HMK'nın 21/1-c maddesi uyarınca iş bu kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi hâlinde görevli mahkemenin tayin edilmesi amacıyla DOSYANIN ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ilgili HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davaya bakmaya görevli Mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 16/06/2022
Katip ...
¸
Hakim ...
¸
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.