Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4060
Karar No: 2020/505
Karar Tarihi: 28.02.2020

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4060 Esas 2020/505 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4060 Esas
KARAR NO : 2020/505
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2017
NUMARASI : 2014/2409 E. - 2017/291 K.
DAVANIN KONUSU: Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat
KARAR TARİHİ: 28/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 11/01/2014 tarihli 5 yıllık bayilik sözleşmesi ile davalı şirketin, davacı şirketin Erzincan bayiliğini aldığını, sözleşme devam ederken Kartal ... Noterliğinden gönderilen 12.06.2014 tarihli ihtarname ile gaz alımına devam etmesinin islendiğini, gaz alımına devam etmediğinden hakkında icra takibi başlatıldığını ve 30.10.2014 tarihli ihtarname ile bayilik ilişkisinin sona erdiğini, taraflar arasındaki 11.01.2014 tarihli sözleşmenin "Feshin Sonuçları ve Cezai Şartı” başlıklı 20, Maddesinde; ’cezai şartın belirtildiğini, işbu dava konuşu sözleşme uyarınca aradaki ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap borcunu ödemediğini, haksız bir şekilde sözleşmeyi feshederek davacının zarara uğramasına sebebiyet verdiğini.davacı şirket ile bayi arasında 2014 yılı içinde, ortalama aylık 4.500 Kg satış yapılmış olup 1 tonda aylık kar payı ortalama 450 Tl+KDV olduğunu, kar payından yoksun kalan davacı şirketin o bölgede başka bayisinin bulunmadığından hala zarara uğramaya devam ettiğini, davalı bayinin cari hesap borcunu ödemediği gibi kötüniyetli olarak sözleşmeyi feshettiğini, bu nedenlerle şimdilik 5.000,00 Tl kar yoksunluğu bedelinin, ihtara rağmen sözleşmenin 20.maddesı uyarınca ödenmeyen cezai şart bedeli olarak şimdilik 1.000,00 TL olarak ve teslim edilmeyen ariyetler nedeniyle ödenmeyen şimdilik 1.000,00 Tl bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada yetkili mahkemenin Erzincan Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafça kısmi şekilde dava açıldığını, davacı ile davalı şirket arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafın defaten söylenmesine rağmen davalı şirkete gaz göndermediğini, davalı şirketin itibarının zedelenmesine sebep olduğunu, taraflar arasında 19,09.2014 tarihinde geçmiş borçlar ve gelecekte yapılacak alışveriş hususunda mutabakata varıldığı ve tutanak hazırlandığını, davalı firmanın 173206 nolu faturadan kalan 17.484 TL borcu ve yeni yapılacak 5000 kg LPG sevkıyatı turan olan 21.000,00 TL için toplamda 38.484,00 TL’ye karşılık olarak ... San. ve Tic. Ltd. .Şti. 'ne ait ... Bankası Erzincan Şubesi ... nolu 23.10.2014 keşide tarihli 23.10.2014 keşide tarihli 38.484,00 TL miktarlı çek verildiğini, çekin gününde tahsil edildiğini, alacağın tamamının tahsil edilmesine rağmen davalı şirket hakkında haşlatılan İstanbul Anadolu ....İcra Müdurlüğü’mın ... esas sayılı dosyasından feragat edilmediğini, bedelini ödedikleri 5000 Kg LPG bedeli olan 21.000,00 TL nin davalı şirkete ödenmesi ve davacı taraftan kaynaklanan nedenlerden dolayı davalı şirketin her geçen gün zararının olduğundan sözleşmenin Erzincan ....Noterliğinin 06/11/2014 tarih ve ... no’lu ihtarnamesi ile fesih edildiğini, davalının haklı nedenle sözlesmeyi feshettiğini, bu nedenle davalı şirketten cezai şartın ve davacının uğradığı iddia edilen zararın talep cdilemeyeceğini, ayrıca davalı şirketin davacı taraftan 5000 Kg LPG alacağı olduğu için ariyet olarak şirkette bulunan malzemelerin teslim edilmediğini, bu hususun davalı tarafından gönderilen ihtarname ile de dile getirildiğim, açıklanan nedenlerle davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "Taraflar arasındaki 19/09/2014 tarihli tutanakta "Davacının borcuna karşılık başka bir şirketin çekini verdiği, bu çek sonrası davalının borcunun kalmadığı, yapılan icra takibinden de feragat edileceği" belirtilmiştir. Böylece davacı tarafın 12/06/2014 tarihli ihtarnamedeki sorunların tasfiyesi davalı ile bu tutanakta sonlandırılmıştır. Bu çekin davacı tarafından defterlerine işlemiş olduğu da anlaşılmasına rağmen, davalıya gönderdiği ihtar ile sözleşmenin feshine karar verilmiştir. Bu fesih içeriğinde gaz alımının yapılmaması fesih nedeni sayılmış ise de tutanak içeriği ile ihtarname çelişmektedir. Önce vaat edilen gaz sevkiyatının yapılması gerekir, davacının fesih iradesinde haklı sebebe dayandığından bahsedilemez. Fesih haklı bulunmadığından davacının diğer taleplerinin de dinlenebilir bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı yanca sunulan 12.06.2014 tarihli tutanağa itiraz edilmesine rağmen karara esas alınmasının hatalı olduğunu, tutanağın müvekkili şirket adına vekaleten ... tarafından imzalandığı görülmekte ise de; bu kişinin şirketi temsile yetkili olmadığı gibi davalı borcunun yapılandırılması için müvekkili tarafından bu kişiye yetki de verilmediğini, davalı yanın sözleşmenin davacıya vekaleten imzalandığı konusunda dosyaya vekaletname sunmadığını, tutanağın müvekkili yönünden bağlayıcılığı bulunmadığını,Kabul anlamına gelmemekle birlikte 02.07.2014 tarihinde icra takibine konulan cari borcun 18.257,70 TL olduğunu, 19.09.2014 tarihli tutanakta ise davalının cari borcunun 17.484,TL olarak belirtildiğini, tutanağın davalının gerçek borcunu dahi yansıtmadığından bu hususun da tutanağın düzenlenmesinde müvekkilin katılımı olmadığını gösterdiğini,Tutanağın düzenlenmesinin ve tutanakta belirtilen 23.10.2014 tarihli 38.484,00TL bedelli çekin müvekkilce tahsil edilmesinin farklı olduğunu, çekin tahsil edilmesi tek başına tutanağın geçerli olması anlamına gelmediğini, çekin tutanaktan bağımsız olup; davalı yanca cari borç için müvekkile verildiğini, müşteri çeki olduğunu, çek bedeli ödendiğinde hesaplaşma yapılacağını, hesaplaşma aşamasında sözleşme sona ermişken mahkemenin bu hususu da dikkate almadığını, Davalı tarafın müvekkilinin bayisi olduğu ve 12.06.2014 ihtar tarihi itibarıyla müvekkiline cari borcu bulunduğunun açık olduğunu, müvekkilinin de davalı tarafa 12.06.2014 tarihli ihtarı keşide ederek 18.257,70 TL cari borcunu ödemesini talep ettiğini, borç ödenmeyince 02.07.2014 tarihinde İstanbul Anadolu ....İcra Müdürlüğü’nün ... E.sayılı dosyası ile 18.257,70 TL alacağın tahsili için İcra takibi yapıldığını, icra takibi yapıldıktan sonra cari borcu için müvekkiline 23.10.2014 tarihli 38.484,00TL bedelli müşteri çeki verildiğini, Mahkemenin, taraflar arasındaki alacak-borç durumunun tespitinde de hata ettiğini, icra dosyasını celp ederek çekin ödendiği tarih itibarıyla icra dosya borcunun tümünü dikkate almasının gerekli olduğunu, İcra dosyasını esas almak yerine davalı yanca sunulan ve itiraz ettiğimiz tutanakta belirtilen 17.484,00TL cari borcu esas alarak davalı tarafı 21.000,00TL alacaklı kabul etmesi de hatalı olduğunu, Tutanak geçerli olmadığı gibi müvekkilinin davalıya 5000 kg LPG sevk borcu da olmadığını, davalı tarafın müvekkilinin 12.06.2014 tarihli uyarı ihtarından sonra da LPG alımı yapmadığını, davalının bu davranışlarının bayilik sözleşmesine aykırı olduğunu, 30.10.2014 tarihli ihtarı ile bayilik sözleşmesini haklı nedenle sona erdirildiğini, davalı yanın bu tutanaktan sonra müvekkilden LPG sevkiyatı yapılmasını talep etmediğini, bu yönde bir iddiasının da olmadığını, davalı yanın alacaklı olmasına rağmen böyle bir talepte bulunmaması hayatın olağan akışına uygun olmadığını, müvekkili bayilik sözleşmesini feshettikten sonra davalı 06.11.2014 tarihinde müvekkile ihtarname göndererek sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, bilirkişinin 2014 yılı sonu itibarıyla davalının müvekkilden alacaklı veya borçlu olduğuna dair bir kayda rastlanılmadığını da tespit ettiğini, Mahkeme fesih haklı olmadığından diğer taleplerin reddine karar vermiş ise de; bayilik sözleşmesi sona erdiğinden ariyetlerin müvekkile teslimi gerektiğini, müvekkilinin, 30.10.2014 tarihli fesih ihtarında ariyetlerin 7 gün içinde müvekkilin Şekerpınar Tesisine teslim edilmesini talep ettiğini, bayilik Sözleşmesi gereği davalıya verilen ariyetler, sözleşme sona ermesine rağmen müvekkile teslim edilmediğini, bu nedenle işbu davada teslim edilmeyen ariyetler için günlük 1.000,00TL bedel de talep edildiğini, ariyetlerin mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu ve ariyetlerin teslim edilmediği bayilik sözleşmesi, ekleri ve işbu yargılama ile sabit olduğunu, mahkemenin ariyetlerin değerini ve günlük 1.000,00TL'den kullanım bedelini tespit etmesi gerekirken bu hususta karar vermemesinin de sözleşmeye açıkça aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, bayilik sözleşmesinin haklı fesih iddiasına dayalı olarak cezai şart, kar yoksunluğu ile teslim edilmeyen ariyetler yönünden günlük bedelin tahsili istemlerine ilişkindir.Davacı sözleşmenin haklı nedenle fesh edildiğini iddia etmiş ise de; davalı vekili cevap dilekçesi ekinde 19.09.2014 tarihli tutanağı sunmuş ve feshin haklı olmadığını savunmuştur.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve eki ariyet sözleşmesi ihtilafsızdır.Davacı tarafça keşide edilen 30.10.2014 tarihli ihtarnamede; bayinin 12.06.2014 tarihli ihtarname sonrası gaz alımına devam etmemiş olması nedeni ile feshe neden olunduğu belirtilerek ariyet malların teslimi için 7 günlük süre verilmiş, cezai şartın ödenmesi için 3 günlük süre verilmiş, kar mahrumiyeti yönünden dava açılacağı belirtilmiştir.Davacının 30.10.2014 tarihli ihtarnamesine cevaben Davalı tarafça keşide edilen 06.11.2014 Tarihli ihtarnamede; 19.09.2014 tarihli tutanak gereğince taahhüt edilen 5000kg LPG'nin verilmediğini, 9844718 nolu 38484,00TL bedelli çekin tahsil edildiği gerekçesi ile sözleşmenin feshedildiği, 5000kg LPG bedeli 21000TL'nin 3 gün içinde ödenmesi aksi halde ariyetlerin teslim edilmeyeceğinin belirtildiği görülmektedir. Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili, davalının cevap dilekçesinde savunmasının dayanağı olan 19.09.2014 Tarihli tutanak yönünden bilirkişi raporuna itiraz dilekçesine değin beyanda bulunmamıştır. Bilirkişi raporuna göre; davacı şirket tarafından protokolde imzası bulunan ...'a verilen 29.09.2014 Tarihli 38.484,00TL'lik çekin davacının ticari defterine kaydedildiği ve davacının usulüne uygun defterlerine göre 38.484,00TL bedelli çekin girişi ile 2014 yılı sonuna göre davalıya 20.226,30TL borçlu olduğu da dikkate alındığında davacının tutanağa ilişkin istinaf isteminin reddi gerekmiştir. 12.06.2014 Tarihli ihtarnameden sonraki tarihli 19.09.2014 Tarihli tutanak dikkate alındığında; davacı tarafın 5000kg'lık LPG teslim borcunu ifa etmeden 30.10.2014 Tarihli ihtarname ile 12.06.2014'ten itibaren gaz alımı gerçekleşmediği gerekçesi ile sözleşmeyi fesh etmesinin haklı olmadığı yönündeki ilk derece mahkeme gerekçesi yerindedir. Cezai şart ve kar mahrumiyeti istemleri ancak haklı fesih halinde talep edilebilir olmakla davacı vekilinin bu husustaki isteminin reddi gerekmiştir.Davacı vekilinin, ariyetlere ilişkin istinaf istemi incelenmiştir. Davalı vekili, 19.09.2014 Tarihli tutanağın yerinde getirilmediğini iddia ederek davacı tarafa ihtarname keşide etmiş olmakla bilirkişi raporunda yer aldığı üzere TMK 950.maddesi gereğince hapis hakkını kullanması yerindedir. Açıklanan nedenle mahkemenin bu husustaki red kararı da yerinde olup davacı vekilinin istinaf isteminin HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 28/02/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi