2. Ceza Dairesi 2016/19592 E. , 2017/2457 K.
"İçtihat Metni" Hırsızlık suçlarından hükümlü ..."ın mahkumiyetine ilişkin Finike Asliye Ceza Mahkemesinin 16/02/2006 tarih 2005/489-2006/28 E-K sayılı karar hükümlü müdafii tarafından temyizi üzerine, 22.Ceza Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonunda; 22.06.2016 gün, 2015/17149-2016/10891 E-K sayılı ilam ile ONANMASINA ve BOZULMASINA karar verilip, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.12.2016 gün, 2016/380776 sayılı itirazı üzerine dosya dairemize gönderilmekle 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun"un 99. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 308. maddesine eklenen 2. ve 3. fıkralar uyarınca yapılan incelemede;
Finike Cumhuriyet Başsavcılığının 17/08/2004 tarih 2004/455 esas sayılı iddianamesiyle "sanıklar ... ve Yener Altungök"ün şikayetçi ..."in lokantasına kapının kilit vidalarını çıkararak girdikleri televizyonu aldıkları, şikayetçi ..."in çay ocağına pencereden girerek yiyecek içecek aldıkları" gerekçesiyle hırsızlık suçlarından kamu davası açıldığı, Finike Asliye Ceza Mahkemesinin 27.01.2005 tarih 2004/313 esas 2005/16 karar sayılı hükmüyle sanıkların müşteki ..."in işyerinden hırsızlık suçundan 765 sayılı TCK 493/1, müşteki ..."in işyerinden hırsızlık suçundan 765 sayılı TCK 492/1 maddesiyle cezalandırılmalarına karar verildiği, kararın sanık Yener Altungök"ün yüzüne karşı, sanık ..."ın yokluğunda verildiği, sanık ..."ın adresi tespit edilmediğinden kararın Resmi Gazetede 12 Eylül 2005 tarihinde yayımlanıp, 28.09.2005 tarihinde mahkeme tarafından kesinleştirildiği, Finike Asliye Ceza Mahkemesi 16.02.2006 tarih, 2005/489-2006/28 E-K sayılı uyarlama kararıyla sanık ... hakkında "5237 sayılı TCK 142/1-b, 143, 63, 765 sayılı TCK 492/1, 81/2-3 maddeleri gereğince 3 yıl 9 ay hapis cezasına ve 3 yıl 3 ay 10 gün hapis cezasına" hükmettiği, kararın hükümlü müdafii tarafından temyiz edildiği, 6. Ceza Dairesinin 22.06.2010 gün 2008/4269 E- 2010/10528 karar sayılı ilamı ile "Sanık ..."ın yokluğunda verilen 27.01.2005 gün, 2004/313-2005/16 sayılı ilk kararın Tebligat Yasasının 28.maddesi “ Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. (Değişik cümle: 19/03/2003 - 4829 S.K./9. md.) Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir.” hükmünü taşımasına karşın, mahkemece adres araştırması yaptırılması yoluna gidilmeden, ilanen tebligata karar verildiği ve 7201 Sayılı Tebligat Yasası gereğince Resmi Gazete ile ilan edildiği, ancak anılan Kanunun 29 ve izleyen maddeleri ile Tebligat Tüzüğünün 47/2. maddesi gereğince kararın bir örneğinin Mahkeme Divanhanesinde (1) ay süreyle asılmadığı da anlaşıldığından, yapılan tebligat işlemi usulsüz olduğundan gerekli işlemler yapılıp, anılan ilk kararın sanık ..."a yöntemince tebliği ile buna ilişkin belgeler ve sunarsa dilekçesi eklendikten, gerekli olursa ek tebliğname düzenlendikten sonra incelenmek üzere iadesinin sağlanması için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine" karar verdiği, mahkeme tarafından 27.01.2005 tarih 2004/313 E- 2005/16 K sayılı ilk kararın sanığın eşine 14.10.2010 tarihinde tebliğ edildiği, sanık tarafından 27.01.2005 günlü kararın süresinden sonra 26.10.2010 tarihinde temyiz edilmiş ise de kararda ve tebligat belgesinde temyizin başlangıç süresinin belirtilmemesi nedeniyle yasa yolu bildiriminin usulüne uygun olmadığı, bu itibarla mahkemenin 27.01.2005 gün ve 313-16 sayılı kararının kesinleşmediği belirlenmiş olup, bu karar kesinleşmeden yapılan uyarlama yargılaması ve daha sonra verilen tüm kararlar hukuken geçersiz olup, sanığın 27.01.2005 gün ve 313-16 sayılı karara yönelik 26.10.2010 günlü temyiz isteminin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Yüksek 6. Ceza Dairesinin 22.06.2010 gün ve 4269-10528 sayılı ilamı ile, mahkemenin 27.01.2005 günlü kararının kesinleşmediği belirlendiği halde sanığın 26.10.2010 günlü temyizi üzerine Yüksek 22. Ceza Dairesince hukuken geçersiz olan uyarlama yargılaması üzerine verilen 16.02.2006 günlü kararın incelendiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.12.2016 gün ve 2016/380776 sayılı itirazı ile mahkemenin 27.01.2005 günlü kararı kesinleşmediği halde bu kararın kesinleştiği kabul edilerek uyarlama yargılaması üzerine verilen 16.02.2006 günlü kararın incelendiği belirtilerek Yüksek 22. Ceza Dairesinin 22.06.2016 gün ve 17149-10891 sayılı ilamına itiraz edilerek sanığın her iki eylemi yönünden gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle kamu davalarının düşürülmesi talep edilmiştir.
Mahkemenin 27.01.2005 gün ve 313-16 sayılı kararı kesinleşmediği halde usulsüz olarak kesinleştirilmesi nedeniyle daha sonra yapılan uyarlama yargılaması sonucu verilen karar ile bu kararın temyizi üzerine Yüksek 22. Ceza Dairesinin 22.06.2016 gün ve 17149-10891 sayılı ilamına yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE, Yüksek 22. Ceza Dairesinin 22.06.2016 gün ve 17149-10891 sayılı ilamının KALDIRILMASINA, sanığın 26.10.2010 günlü temyiz itirazının mahkemenin 27.01.2005 gün ve 313-16 sayılı kararına yönelik ve öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığa atılı müşteki ..."e yönelik 765 sayılı TCK"nın 492/1. maddesine uyan suçu yönünden 765 ve 5237 sayılı TCK hükümlerinin değerlendirilmesi sonucu zamanaşımı yönünden 765 sayılı TCK"nın lehe olduğu ve aynı Kanun"un 492/1 maddesinin gerektirdiği cezanın miktar ve nevi itibariyle aynı Kanun"un 102/4. maddesinde öngörülen 5 yıllık, sanığa atılı müşteki ..."e yönelik 765 sayılı TCK"nın 493/1. maddesine uyan suçu yönünden 765 ve 5237 sayılı TCK hükümlerinin değerlendirilmesi sonucu zamanaşımı yönünden 765 sayılı TCK"nın lehe olduğu ve aynı Kanun"un 493/1. maddesinin gerektirdiği cezanın miktar ve nev"i itibariyle aynı Kanun"un 102/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık sürelerin mahkumiyet kararının verildiği 27.01.2005 gününden inceleme tarihine kadar gerçekleşmesi nedeniyle hükmün BOZULMASINA, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle sanığa atılı her iki suç için açılan kamu davalarının 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE 01.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.