"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "iflas" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesince "Mahkemenin yetkisizliğine" dair verilen 02.12.2005 gün ve 2005/457 E.,2005/641 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 19.03.2006 gün ve 2006/1248 E.,2006/2638 K. sayılı ilamı ile, (......Büyükşehir Belediye Kanunu ile Büyükşehir belediyelerinin alanı genişletilmiş Hakimler ve Savcılar Kurulunun 24.3.2005 gün ve 188 sayılı kararı ile mahkemelerin görev alanları yeniden belirlenmiştir.
Anılan kararın 11/B-a maddesi uyarınca Büyükşehir Belediye sınırlarındaki dahi Ticaret Mahkemelerinin görev alanı Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde kalan ilçeleri kapsamına alacak şekilde genişletilmiştir.İflas davası mutlak ticari dava olup İzmir Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yetkisizlik kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.....) gerekçesiyle bozularak dosya geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda ; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, iflas istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının Almaya"dan davalı şirketin siparişi üzerine mal gönderdiğini, fatura bedelleri ödenmediğinden İzmir 2.İcra Müdürlüğünün 2002/1246 sayılı dosyasında iflas yolu ile takip yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın kaldırılmasına ,verilecek depo kararına rağmen borcun ödenmemesi halinde davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin "Kemalpaşa İlçesi 5216 Sayılı Yasa gereğince İzmir Büyükşehir Belediyesinin sınırları içinde kalmaktadır. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararına göre İzmir Büyükşehir Belediyesinin sınırları içinde kalan ilçelerde görülmekte olan ve açılacak davalara İzmir Ticaret Mahkemelerinde bakılması gerekir. Ancak 5216 sayılı yasa 23.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, dava 27.03.2003 tarihinde, 5216 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden önce açıldığından mahkememiz yetkisizdir ve davanın ilk açıldığı Kemalpaşa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir."gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliğine dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; yetkili mahkemenin Kemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) mi yoksa İzmir Ticaret Mahkemesi mi olduğu noktasındadır.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararının 11.maddesinde Asliye Ticaret Mahkemeleri konusunda düzenleme yapılmış ve anılan kararın 11/I-B-a bendinde" Büyükşehir Belediyesinin sınırları içerisindeki merkez ilçe ile diğer ilçelerin adı ile kurulu ağır ceza merkezlerinde oluşturulan müstakil ticaret mahkemelerinin yargı çevresinin, yalnız Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde kalan ilçeleri kapsamına alacak biçimde, ağır ceza mahkemesinin yargı çevresi olarak tespitine" yer verilmiştir.Bu nedenle Kemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin Ticaret Mahkemesi sıfatı ile davalara bakma yetkisi ortadan kaldırılarak bu yetki İzmir Ticaret Mahkemesine verilmiştir. İflas davaları borçlunun muamele merkezinde açılması gereken kesin yetkiyi haiz davalardır.Kemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin(Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) iflas davalarına bakma yetkisi kaldırıldığından Kemalpaşa"nın muamele merkezi olması durumu da İzmir"e geçmiştir.
Diğer taraftan , iflas davaları dışındaki ticari davalar iş bölümü itirazı olmadığı müddetçe Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmeye devam edeceğinden Kemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinde de bu davalara bakılabilir.Ancak iş bölümü itirazı halinde dosyanın İzmir Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi gerekir.
Muamele merkezinin bulunduğu yer ve mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatı ortadan kaldırıldığı için mutlak ticari dava olan iflas davalarının açıldığı tarihte Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararının bulunmamasının da bir ehemmiyeti yoktur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 11.04.2007 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davanın açıldığı tarih ve yetkisizlik ilk itirazı döneminde bir yetki sorunu bulunmayan davalar yönünden, gerek Yasa"da ve gerekse Yasa"ya bağlı olarak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarında yetki konusunda oluşturulan yeni düzenlemelerin, bu düzenlemelerin yürürlüklük tarihinden önce açılmış davalar bağlamında sonuç ve etki doğurması düşünülemez. Hukuk güvenliği ve dava ekonomisi temel değerleri, aksine bir çözümü geçerli kılamaz. Kamu düzenine ilişkin olmayan yetki kurallarında, yasal yetkinin dışında kalan bir yargı organını sözleşme ile yetkili kılabilmenin (HUMK.m.22) mümkün olduğu bir hukuk düzeninde davadan sonra meydana gelen usuli değişiklikleri dava tarihi itibarıyla varsayma, değişikliğin içeriğiyle bağdaşmadıktan başka yetki kurallarının amacı ile de çatışma halindedir. Yeni düzenlemelerin yürürlülükte bulunmadığı ve ilk davanın görüldüğü mahkemenin olayımız yönünden yetkili sayılması gerektiği açıktır. Ayrıca İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 6.maddesinde öngörülen Adil Yargılanma Hakkı da davanın, tarafların dışında kalan değişikliklerle uzatılmasını önleyen bir içeriğe sahiptir. Belirtilen nedenlerle direnme kararının onanması gerektiği düşüncesiyle karşı görüşteyim.
Faruk DERTLİ
21.Hukuk Dairesi