Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/25892
Karar No: 2015/2042
Karar Tarihi: 09.02.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/25892 Esas 2015/2042 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/25892 E.  ,  2015/2042 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 10/10/1992-30/03/2005 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    K A R A R
    Dava, davacının davalılardan işverene ait işyerinde 10/10/1992-30/03/2005 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, “davanın kabulü” şeklinde kurulan hüküm Dairemizin 26/11/2012 tarih ve 2011/4675 -2012/21207 E. ve K. sayılı ilamı ile “Somut olayda dinlenen davacı tanıklarının bordro tanıkları olmasına rağmen davalının cevap dilekçesinde şirkete karşı dava açmış ve davalı ile arasında husumet bulunan tanıklar olduğunun belirtildiği beyanlarının tarafsızlığı konusunda şüphelerin oluştuğu, davalı tanıklarının ise davacının tespiti istenen dönem yönünden çalışmasını doğrulamadıkları, bu durum karşısında taraf tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden ve bu tür davaların kamu düzenini ilgilendirdiği, resen araştırma yapılmasının gerekeceği gözardı edilerek sonuca gidilmesi hatalı olmuştur” denilmek suretiyle bozulmuş olup bozma ilamı sonrası Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama neticesi davanın kabulü ile yazıldığı şekilde “davacının 10/10/1992-30/03/2005 tarihleri arasında asgari ücret üzerinden hesaplanan ücretle çalıştığının tespitine” dair hüküm kurulmuştur.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
    Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı işyerinin 08.01.1993 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, uyuşmazlık dönemine ait dönem bordrolarının getirtildiği, davacının SGK’da bildiriminin davalı işyeri tarafından 30.3.2005 tarihinde yapıldığı, 1993 yılında yapılan tespit ile davalı işyerinin sigortasız işçiler çalıştırdığı ve sigortalılara ait listeyi işyerine asmadığının tespit edildiği, ücret ödeme belgelerinin sunulduğu, durum tespit tutanaklarında davacının sigortalı kaydının yer almadığının belirlendiği, yargılama sonrası davalı işyeri ile aralarında husumet bulunmayan kısmî dönem bordrolu tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda; davanın uzun süreli sigortalı hizmetin tespitine ilişkin olduğu anlaşılmakla, tanıkların davacının bu uzun süreli çalışmalarıyla ilgili bilgileri bu güne değin eksiksiz olarak hafızalarında korumalarının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmemektedir. Mahkemece bozma ilamı sonrası yapılan yargılama neticesinde duruşmalarda dinlenen iki dönem tanığının beyanı ile sonuca gidilmiş olması hatalıdır. Öte yandan dosyada yer alan Kurum"un davalı işyeri ile ilgili olarak düzenlemiş olduğu işyeri tespit tutanaklarında davacıya ait herhangi bir kaydın neden yer almadığı hususunun araştırılmadığı görülmekle davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
    Yapılacak iş; bu tür uzun süreli sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davaların özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi gerekliliği, duruşmalarda dinlenen tanık beyanlarının yetersiz olması nedeniyle davacının fiili çalışmasına ve Kurum tarafından düzenlenmiş olan işyeri durum tespit tutanaklarında davacıya ait kaydın neden yer almadığı hususunun da araştırılmasına yönelik ihtilaf konusu dönem kapsamında davalı işyerinde çalışması bulunan kayıtlı bordro tanıklarını dinlemek, ayrıca bu tanıkların adresleri tespit edilemediği ya da beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığıyla davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ...."ne iadesine, 09/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi