21. Hukuk Dairesi 2014/22502 E. , 2015/2048 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, hatalı hesaplanan prim borcu, faizi düzeltilmesine, 6111 sayılı yasa kapsamında yapılan taksitlendirmenin yeniden yapılandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının Kurum borçlusu şirketin prim borcu, faiz ve diğer fer"ilerinden dolayı şirketteki %1 hissesi oranında borçlu olup 6111 sayılı Yasa çerçevesinde bu oran üzerinden borcunun yeniden yapılandırılması gerektiğinin tespiti ile fazlaya dair prim borcu, faiz ve ferilerinden dolayı davalı Kurum"a borçlu olmadığının tespiti, fazla prim borcunun ve ferilerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuştur.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden ; dava dışı ... "nin 2002/12-2004/11 ve 2006/04-2008/11 dönemine ilişkin muhtelif Kurum borçlarından( prim borcu, işsizlik sigortası prim borcu, idari para cezası, epitime katkı payı ve özel iletişim vergisi) dolayı ödeme emirlerinin düzenlendiği, davacıya tebliğ olunan bu borçlardan dolayı davacının 22/04/2011 tarihli yapılandırma talebi ile borçlarının %1 hissesi oranında yapılandırılması ve yeniden taksitlendirilmesi için Kurum"a müracaat ettiği, Kurum"un davacının bu talebini 30/06/2011 tarihli yazı ile yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle tüm şirket borçlarından dolayı sorumlu olduğunu bildirmek suretiyle reddettiği, 18/12/2002 tarihli şirketin Olağan Genel Kurul toplantısında “.... Yönetim Kurulu üyeliğine davacı ..."un 3 yıl süre ile getirtildiğine” dair karar alındığı,bu kararın 23/07/2003 tarihinde ilan olunduğu, şirketin 19/12/2002 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında “.... Yönetim Kurulu üyeliği ve başkanlığına 3 yıl süre ile getirilenler ... belirtilerek, şirketi münferiden atacağı imza ile ... "un temsil ve ilzama yetkili olduğu”nun karara bağlandığı,
-şirketin 31/12/2005 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında ise Yönetim Kurulu üyeliğine ... ve davacı ..."un 3 yıl süre ile getirtildiğine ve şirketi her konuda münferiden atacağı imza ile ... "un temsil ve ilzama yetkili olduğuna” dair karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa"nın 80/12. maddesinde, sigorta primlerini haklı bir neden olmaksızın yasal süresi içinde ödemeyen özel hukuk tüzel kişilerin üst düzey yönetici ve yetkililerin Kurum"a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ile öğretide kabul edildiği üzere "üst düzey yönetici" kavramından anlaşılan şirketin mali ve idari konularında tek başına emir ve tasarruf yetkesine sahip özel şekilde kendisine yetki verilen kişidir. Türk Ticaret Kanunu"nun 317. maddesine göre Anonim şirketlerde şirketi yönetmek ve temsil etmek yönetim kuruluna aittir. Anonim şirkette primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu üst yönetici ve yetkiliden söz edebilmek için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekir.
Öte yandan süresinde ödenmeyen prim ve diğer kurum alacaklarının bizzat Kurumca cebren takip ve tahsil edilebileceği 506 sayılı Yasa"nın açık hükmü gereğidir. Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa"da gösterilmiştir. 6183 sayılı Yasa"nın mükerrer 35. maddesinde tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen ve tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerinin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerince tahsil edileceği bildirilmişse de 506 sayılı Yasa 6183 sayılı Yasa"ya nazaran özel bir yasa olup uygulanma önceliğine sahiptir.
01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun"un 88.maddesinin 20.fıkrasına göre "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." Kanun"un bu düzenlemesine göre 01.07.2008 tarihinden itibaren Kurum alacaklarından sorumluluk için şirket yönetim kurulu üyesi olmak yeterlidir.
Somut olayda, davacı dava dışı Anonim Şirketin Yönetim Kurulu üyesi olduğunu, %1 pay oranı nisbetinde sorumlu olduğunu, bu oran üzerinden de yapılandırmadan yararlandırılması gerektiğini belirterek %1 pay oranı üzerinden yeniden yapılandırmadan yararlandırılması gerektiğinin tespitini istemiştir. Kurum tarafından davacının şirketin tüm borçlarından dolayı sorumlu olduğu belirtilerek uyuşmazlık çıkartıldığına göre, prim borçlarının doğduğu zamanda 506 sayılı Yasa"nın 80. maddesi hükümleri gereği davacının anonim şirketi temsil ve ilzam yönünden yetkili olup olmadığı hususunun veya borcun ödenmesi gerektiği zamanda 5510 sayılı Yasa"nın 88.maddesinin 22. fıkrası gereği davacının şirketin Yönetim Kurulu üyesi olup olmadığı hususunu araştırmak ve taleple de bağlı kalmak suretiyle davanın esasına girilip ortaya çıkacak sonucun hükümde belirtilmesi gerekir iken Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin kurulan hüküm, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
09/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.