Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7654
Karar No: 2015/2059
Karar Tarihi: 09.02.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/7654 Esas 2015/2059 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/7654 E.  ,  2015/2059 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, kesilen yetim aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanıp ödenmesine ve bağlanarak aylığa faiz yürütülmesine, Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    1- Maddi yanılgının varlığı halinde, usuli kazanılmış haktan sözedilemeyeceği, giderek maddi yanılgının düzeltilmesi gerektiği, Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Buna bağlı olarak, Dairemiz"e ait 04.10.2010 gün ve 2009/12855 Esas 2010/9338 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
    2- Dava, davacıya bağlanan aylığın kesilmesine ilişkin davalı kurum işleminin iptaline, davalı idarece kesildiği tarih itibari ile babasından dolayı yeniden aylık bağlanmasına karar verilmesine, bağlanacak aylık gelire yasal faiz yürütülmesine, davacının 23/05/2001 ile 25/11/2006 tarihleri arasında kendisine aylık ödenmesi nedeni ile Kurum"a borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece 23/06/2008 tarihli, 2008/163 Esas 2009/465, Karar sayılı ilam ile ; “davanın kısmen kabulü ile “davalı idarece davacının babasından dolayı bağlanan aylığın iptaline, davacının 23/05/2001 ile 25/11/2006 tarihleri arasında kendisine aylık ödenmesi nedeni ile kurum"a borçlu olmadığının tespitine” şeklinde karar verilmiş olup verilen bu karar Dairemizin 04.10.2010 tarih 2009/12855 Esas, 2010/9338 Karar sayılı ilamı ile özet olarak “davacıya 01.04.1983-30.04.2001 tarihleri arasında isteğe bağlı ... sigortalısı olarak yaptığı prim ödemeleri nedeni ile 1479 sayılı Yasa"nın Geçici 10. maddesinde düzenlenen 15 tam yıl prim ödeme ve 50 yaş koşulunu tamamlandığı tarihi takip eden ay başından itibaren kısmi yaşlılık aylığı bağlanarak, 20 yıl prim ödeme nedeni ile 01.05.2001 tarihinden itibaren bağlanan aylıklar arasındaki fark aylık miktarının kurum tarafından 5510 sayılı yasanın 96.maddesi gözetilerek istenebileceğine ve davacıya babasının ölümü nedeni ile 20.06.1995 tarihinde bağlanan yetim aylıklarının ödenmeye devam edilmesi davacının ölüm aylığı nedeniyle davalı kuruma borçlu olmadığının, ödenmeyen ölüm aylıklarının davalı kurumca faiziyle birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine karar vermektir” denmek suretiyle bozulmuştur. Mahkemece Dairemizin ilamına karşı “uyma” kararı verilerek yargılamaya devam olunmuştur. Yapılan yargılama neticesi davanın kısmen kabulü ile “davacıya babasının ölümü nedeniyle bağlanan yetim aylıklarının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptaline, kesilen aylığın yeniden bağlanmasına, ödenmeyen ölüm aylıklarının kesinti tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı kurumca davacıya ödenmesine, 25/05/2001 ile 25/11/2006 tarihleri arasında davacının davalı kuruma 1.763,62 tl dışında bir borcu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” şeklinde hüküm kurulmuştur.
    Her ne kadar Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle bozma gereği yerine getirilmiş ise de Dairemizin 04.10.2010 tarih ve 2009/12855 Esas-2010/9338 Karar sayılı bozma ilamı aşağıda belirtilen sosyal güvenlik ilkeleri göz önünde bulundurulduğunda taraflar açısından usulî muktesep hak oluşturmaz.
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun"un "Eş ve Çocuklara Aylık Bağlanması" başlığını taşıyan 68. maddesi ile aynı Kanun"un Geçici 91.maddesidir. Eş ve çocuklara ölen eş veya anne veya babanın sigortalılığından yararlanmak suretiyle hangi esaslara göre ölüm aylığı bağlanacağı, aylığın oranının ne olacağı ile Kurum tarafından hangi hallerde kız çozuklarına bağlanan ölüm aylığın kesileceği bu maddeler ile düzenlenmiştir.
    506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 68. maddesinin 29.07.2003 tarihli ve 4958 sayılı Kanunun 35. maddesi ile “(Değişik: 21/6/1973-1753/2 md.) Ölen sigortalının aylık bağlanmasına hak kazanan kimselerine aşağıdaki hükümlere göre aylık bağlanır.
    I–Ölen sigortalının 67 nci Madde gereğince tespit edilecek aylığının;
    A) (Değişik: 20/3/1985-3168/2 md.) Dul eşine % 50"si, aylık alan çocuğu bulunmayan dul eşine %75"i,
    B) (Mülga: 20/3/1985-3168/6 md.)
    C) Çocuklardan:
    a) 18 yaşını, ortaöğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmamış olan veya çalışamayacak durumda malûl bulunan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan (...) çocuklarla yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocukların her birine % 25"i,
    b)(a) fıkrasında belirtilen ve sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle ana ve babaları arasında evlilik bağlantısı bulunmayan yahut sigortalı babanın ölümü tarihinde evlilik bağlantısı bulunmakla beraber anaları sonradan evlenenlerin her birine % 50"si, oranında aylık bağlanır.
    Sigortalının ölüm tarihinde 18 veya 20 yaşını doldurmuş olup, aylığa hak kazanmamış durumda olan erkek çocuklar, sonradan öğrenim yaparlarsa (a) fıkrasındaki haklardan yararlanırlar.
    II–Sigortalı tarafından evlat edinilmiş, tanınmış veya nesebi düzeltilmiş yahut babalığı hükme bağlanmış çocukları ile, sigortalının ölümünden sonra doğan çocukları, bağlanacak aylıktan yukarıda belirtilen esaslara göre yararlanır.
    III–Hak sahibi eş ve çocuklara bağlanacak aylıkların toplamı sigortalıya ait aylığın tutarını geçemez. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse hak sahibi kimselerin aylıklarından orantılı olarak indirimler yapılır.
    IV–Sigortalının erkek çocuklarına bağlanan aylıklar, çocuğun 18 yaşını, ortaöğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını dolduracağı tarihe kadar devam eder. Çalışamayacak durumda malûl olan erkek çocukların aylıkları bu yaşlara vardıktan sonra da kesilmez. Ancak aylığı kesilen erkek çocuklardan sonradan çalışamayacak durumda malûl olanlara, Sosyal Sigortaya yahut Emekli Sandıklarına tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almamaları şartiyle malullük durumlarının tespitine esas teşkil eden rapor tarihini takibeden aybaşından itibaren yeniden aylık bağlanır. 101 inci Madde hükmü saklıdır.
    V-(Değişik: 20/3/1985-3168/2 md.) Sigortalının dul eşi evlenirse aylığı kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan evlenme son bulunca aylık yeniden bağlanır. Sonraki eşinden de aylık almaya hak kazanan dul eşe bu aylıklardan fazla olanı ödenir.
    VI–Sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıklar, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi işlerde çalışmaya buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takibeden devre başından itibaren kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde I inci bölümün (C) fıkrası hükmü saklı kalmak şartiyle, bu tarihten başlanarak yeniden aylık bağlanır. Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almağa hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir” yeniden düzenlenmiştir.
    Görüldüğü üzere, yapılan düzenleme ile (VI) numaralı bentte yer alan kız çocuklarına bağlanan aylık kesme nedenleri, öncesinde sosyal sigortaya, emekli sandıklarına tabi çalışmaya başlamaları veya evlenmeleri hali olarak sınırlandırılmış iken, bu kesme nedenleri arasına “buralardan gelir veya aylık almaya” ibaresi de eklenmek suretiyle genişletilmiştir.
    Bu aşamada, aylık kesme nedenlerinin genişletilmesinden kaynaklanan sıkıntıların giderilebilmesi amacıyla kanun koyucu tarafından 09.07.2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 5386 sayılı “Sosyal Sigortalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 506 sayılı Kanuna Geçici 91. madde eklenmiştir. 506 sayılı Kanun"un Geçici 91. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları “6.8.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıklar; bunların evlenmeleri, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları halleri hariç olmak üzere geri alınmaz. Bunlardan, yukarıda belirtilen haller haricindeki nedenlerle gelir veya aylıkları kesilen veya durdurulan kız çocuklarının gelir ve aylıkları, kesme veya durdurma tarihi itibariyle talep şartı aranmaksızın yeniden başlatılır. Gelir ve aylığın kesilmesi nedeniyle diğer hak sahiplerine önceki hisselerinden fazla ödenen tutarlar, gelir ve aylığı tekrar başlatılacak hak sahibine yapılacak ödemeden mahsup edilir. Gelir veya aylığı kesilenlerden tahsil edilmiş olan tutarlar aynen iade edilir” şeklinde düzenlenmiş iken son fıkrası “Bu Maddenin birinci ve ikinci fıkrası gereğince, aylık veya gelirleri ödenmeye devam olunacak kız çocuklarının aylık veya gelirlerinin ödenmesine devam olunması için sahip olmaları gereken şartları, ilk kez veya yeniden 6.8.2003 tarihinden sonra haiz olan kız çocukları da aynı esas ve usûllerle aylık veya gelir hakkından yararlandırılır. Bu maddenin altıncı fıkra hükmü 31.12.2005 tarihine kadar uygulanır” hükmünü içermektedir.
    Geçici 91. madde ile getirilen düzenleme ile 06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan aylıkların; bunların evlenmeleri, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları halleri hariç olmak üzere geri alınmayacağı, diğer bir ifade ile “kendi çalışmaları” dışında diğer sosyal güvenlik kurumlarından gelir veya aylık almaları halinde kesilmeyeceği öngörülmüştür.
    22.02.1997 gün ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere bir kanun hükmünün, yasaya konuluş amacına aykırı sonuç doğuracak şekilde yorumlanması hukuk ilkelerine ve yasanın hem sözü ve hem de özü ile uygulanmasını öngören TMK’nun 1. maddesine uygun olmayacağından, bu aşamada madde metninde yer alan “kendi çalışmaları” ifadesinin açıklığa kavuşturulmasında zorunluluk bulunmaktadır.
    Geçici 91. maddenin madde gerekçesinde: “…yapılan düzenlemelerle, kız çocuklarına bağlanan ölüm aylıklarının kesilmesi, bunların evli olmaları, sosyal güvenlik kurumlarına tabi çalışmaları ve kendi çalışmalarından dolayı sosyal güvenlik kurumlarından gelir veya aylık almaya başlamaları şartına bağlanarak hak sahibi kız çocuklarının bu konudaki mağduriyetlerinin giderilmesi amaçlanmıştır…Kız çocuklarının yalnızca kendi çalışmalarından dolayı sosyal güvenlik kurumlarından (sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanan ülkeler dahil olmak üzere ... ve 506 sayılı Kanunun Geçici 20 nci maddesinde düzenlenen sandıklar) gelir veya aylık alması halinde Kurum"dan ölüm aylığı bağlanmaması, kendi çalışmaları dışında hak sahibi olarak bu Kurumlardan gelir veya aylık bağlanması durumunda Kurumca ölüm aylığı bağlanabilmesine imkan sağlanması amaçlanmıştır. Aynı şekilde anılan maddenin VI ncı fıkrasında yapılan düzenleme ile de
    - bağlama şartlarında olduğu gibi kız çocuklarının yalnızca sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanan ülkeler dahil olmak üzere sosyal güvenlik kurumlarına tabi çalışmaları veya buralardan kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almaları halinde ise ölüm aylığının kesilmemesi amaçlanmıştır” açıklaması yer almaktadır.
    Görüldüğü üzere kanun koyucu, amacını madde gerekçesinde açıkça, kız çocuklarının yalnızca sosyal güvenlik kurumlarına tabi çalışmaları veya buralardan kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almaları halinde ölüm aylığının kesilmesi olarak açıklamıştır.
    Buna göre “kendi çalışması”ifadesi, kız çocuğunun kendi hizmetleri olup, hak sahibi olarak değil kendi sigortalılığı ile aylık alan kız çocuğa, hak sahibi olarak ikinci aylığın bağlanmasının önüne geçilmektedir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 28/03/2014 tarih ve 2013/21-2038 Esas ve 2014/410 Karar no lu ilamı)
    Somut olayda, 18/07/1995 tarihinden itibaren babasından dolayı SSK dan ölüm aylığı alan davacıya 20/04/1982 ile 01/04/1983 tarihleri arasında geçen Bağ-Kur sigortalılık hizmeti ile 01/04/1983-30/04/2001 tarihleri arasında geçen 506 sayılı Kanun"un 85. maddesi uyarınca isteğe bağlı sigortalılık hizmeti dikkate alınarak 506 sayılı Kanun’un 60/A-c maddesine göre 30/04/2001 tarihli tahsis talebini takip eden aybaşı olan 01/05/2001 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanmış olması nedeni ile kendi çalışmalarından dolayı aylık bağlandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacının aylığının kesilmesine yönelik Kurum işlemi yerinde olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı ve davacı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi