Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında 17.02.2003 tanzim 31.12.2003 vade tarihli 1.000 USD bedelli, 17.02.2003 tanzim 31.01.2004 vade tarihli 5.000 USD bedelli, 17.02.2003 tanzim, 31.02.2004 vade tarihli 5.000 USD bedelli ve 17.02.2003 tanzim 31.03.2004 vade tarihli 5.000 USD bedelli dört adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiştir. Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda özetle, takip dayanağı senetlerde tanzim yeri olmadığını, takip talebinde ve ödeme emrinde alacaklının adresi, T.C kimlik nosu ve vergi numarasının bulunmadığını, asıl alacağa takip tarihine kadar işletilen faiz oranı ve hangi dönemi hangi oranla kapsadığına dair bulunması gereken unsurların ödeme emrinde belirtilmediğini ve takibe konu senetlerde borçlu imzasının müvekkiline ait olmadığını belirterek takibin iptalini talep etmiştir.
İcra Mahkemesince senetlerdeki imzanın borçluya ait olduğu da belirtilerek davanın kısmen kabulü ile, Kuşadası 1.İcra Müdürlüğü’nün 2005/5104 sayılı takip dosyasında takibin kısmen iptali ile, 17/02/2003 tanzim 31/12/2004 vadeli 1.000 USD bedelli senet yönünden takibin devamına, işlemiş faizin 84,38 USD olarak kabulü İle bu faiz miktarı yönünden takibin devamına. 17/02/2003 tanzim 31/01/2004 vadeli 5.000 USD, 17/02/2003 tanzim 31/02/2004 vade 5.000 USD ve 17/02/2003 tanzim 31/03/2004 vade 5.000 USD bedelli senetler yönünden takibin iptaline, kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE şeklinde hüküm tesis edildiği görülmektedir.
Mahkemece hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında; sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek, “Takip konusu 17.02.2003 tanzim, 31.1.2004 vade tarihli ve 5.000,00 USD miktarlı senette tanzim yeri olarak "ANK." yazılıdır. 14.12.1992 tarih ve 1991/1-1992/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği üzere kısaltılmış olarak “ANK” şeklinde yazılan tanzim yerinin, TTK.nun 688/6.maddesinde belirtilen tanzim yeri unsurunu içerdiği ve dolayısıyla geçerli olduğu kabul edilmiş olup, sair zorunlu unsurlarında da eksiklik bulunmayan senedin vasfına yönelik itirazın reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulünün isabetsiz” olduğu belirtilmiştir.
Mahkeme, Yargıtay"ın bozma kararına uyulmasına karar verirse (HUMK 429 ve devamı maddeleri) artık bu uyma kararı ile bağlıdır; daha sonra, bozmaya uyma kararından dönerek direnme kararı veremez. Çünkü bozmaya uyma (ara) kararı ile, bozma yararına olan taraf için usule ilişkin kazanılmış hak doğmuştur.
Hakim bozma kararına uyulmasına karar verdikten sonra o mahkemeden ayrılsa ve yerine gelen hakim bozmaya uyulmasına ilişkin kararı doğru bulmasa bile bu uyma kararından dönemez; kendisinden önceki hakimin uymuş olduğu bozma kararı gereğince işlem yapmakla yükümlüdür. (Prof.Dr.B.Kuru-HUMK-Cilt.4)
Öte yandan açık bir onama hükmü bulunmasa dahi taleplerden biri veya daha fazlası hakkındaki yerel mahkeme kararına ilişkin temyiz itirazları Yargıtay"ca reddedilmiş ve böylece kararın o bölümü bozma kapsamı dışında bırakılmış ise reddedilen temyiz itirazlarının bulunduğu karar bölümü onanmış sayılır. (Prf.Dr.Baki Kuru; Hukuk Muhakemeleri Usulü, 4.Baskı, 1984, cilt 4, sahife 3421) (Hukuk Genel Kurulu"nun 25.03.1992 tarih ve 1992/2-121 esas, 1992/197 karar ve 23.10.2002 tarih ve 2002/11-633 esas, 2002/847 karar sayılı kararları)
İcra Mahkemesince bozma ilamına uyulduğuna göre yapılacak iş, bozma ilamında belirtilen 17.02.2003 tanzim 31.01.2004 vade tarihli ve 5.000,00 USD miktarlı senet yönünden borçlunun faize yönelik itirazı hususunda olumlu olumsuz bir karar vermekten ibaretken, bozma kapsamı dışında kalıp kesinleşen hususların yeniden yargılama konusu yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.