20. Hukuk Dairesi 2015/5070 E. , 2017/2055 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 10/10/2014 tarihli dilekçe ile; müvekkilinin ... ilçesi...köyünde bulunan 207 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin 03.06.1992 tarih 2 sıra nolu tapu kaydının bulunduğunu, ancak... Kadastro Mahkemesinin 2007/28 E-2010/7 K sayılı ilamıyla anılan tapu kaydına değer verilmeyerek 207 ada 2 parselin Hazine adına tescil edildiğini, böylelikle tapu kaydının hukuki değerini yitirmiş duruma düştüğünü, zararın oluştuğunu ileri sürerek mahkemece belirlenecek tazminatın kadastro mahkemesinin kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının 03.06.1992 tarih 2 sıra nolu tapu kaydına tutunarak Kadastro Mahkemesinin 2007/28 E-2010/7 K sayılı dava dosyasına katıldığı, mahkemece dayanak tapunun 207 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ait olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek 17.09.2012 tarihinde kesinleştiği, davacının davasına dayanak olan taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı doğmadığından tazminat istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının kadastro sırasında uygulanmaması sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden davanın esası hakkında hüküm kurulmuştur. HMK"nın 27. maddesinde; "Davanın tarafları, müdahilleri ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini" ifade etmektedir.
HMK"nın 138. maddesinde ise; "Mahkeme öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir." hükmünü getirmiştir.
Bu durumda, anılan yasal düzenlemeler karşısında mahkemenin dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verme imkanı bulunmakta olup duruşma yapılmadan, HMK"nın 27.maddesi uyarınca taraflar dinlenmeden davanın esası hakkında dosya üzerinden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer konuların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 09.03.2017 günü oybirliğiyle karar verildi.