17. Hukuk Dairesi 2015/8483 E. , 2018/5356 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı şirketin işletmecisi olduğu ... plaka sayılı otobüsün 19/02/2003 tarihinde karıştığı trafik kazası sebebiyle otobüste yolcu olan ... ve oğlu ... nin ölümü nedeniyle, ölenlerin yakınları olan davacılar için, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile toplam 64.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; ..."nin ölümü nedeniyle davacı ... için 7.500,00 TL, ... için 10.000,00 TL, davacılar ... ve ... için 3.000,00 TL"şer, davacılar ..., ..., ..., ... ve ... için 2.000,00 TL"şer manevi tazminatın 19/02/2003 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, ... "nin ölümü nedeniyle davacı ... için 7.500,00 TL,
... için 5.000,00 TL, davacılar ... ve ..., ... ve ... için 3.000,00"şer TL manevi tazminatın 19/02/2003 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, ..., ..., ... yönünden talebin reddine karar verilmiş;, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle, davacılar ... ve ... dışındaki davacılar yönünden manevi tazminatın takdirinde B.K.nın 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre,davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının ibra konusu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez. Bir defada istenilmesi gerekir.
Somut olaya bakıldığında; kazada eşini/annesini kaybeden davacılar İshak ve Burak yönünden davadan önce 31.03.2003 tarihli iki adet ibraname verildiği, davacı ..."ın ...AŞ"den, eşi Eda ve oğlu Muhammet"in ölümü nedeniyle kendisine asaleten ve oğlu Burak"a velayeten ölen eş/anne Eda 12.000,00 TL manevi tazminat ve ölen oğul/kardeş ... için 10.500,00 manevi tazminat alacağını aldığını başkaca maddi-manevi hak ve alacağı kalmadığını belirttiği, anlaşılmaktadır. Ödeme ya da ibra borcu sona erdiren işlemlerden olup, hüküm kesinleşinceye kadar taraflarca her zaman ileri sürülebilir.
Bu durumda, davacı ... tarafından kendisine asaleten ve oğlu Burak"a velayeten imzalamış olduğu ibranameler bulunmasına göre, davacılar İshak ve Burak"ın manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle,bu davacılar yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-)Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik bulunan sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik bulunan sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 22/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.