
Esas No: 1992/3372
Karar No: 1993/3777
Karar Tarihi: 13.10.1993
Danıştay 10. Daire 1992/3372 Esas 1993/3777 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacılar, köy muhtarı olan murislerinin yasa dışı örgüt elemanlarınca öldürülmesi nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararların idarece tazmini istemiyle dava açmışlardır. İdare Mahkemesi, idarenin hizmet kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir. Toplumun içinde bulunduğu sosyal kargaşadan zarar gören ve terörist eylemlere herhangi bir şekilde katılmamış olan kişilerin zararlarının idarece tazmin edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle davacıların temyiz istemi kabul edilerek İdare Mahkemesi kararı bozulmuştur.
2577 sayılı Kanunun 49. maddesi, hizmet kusuru esasına dayanmayan idari sorumluluğu düzenlemektedir. Sosyal risk ilkesi ise, idarenin önleyemediği zararları da tazmin etmekle yükümlü olduğunu belirtmektedir.
Daire : ONUNCU DAİRE
Karar Yılı : 1993
Karar No : 3777
Esas Yılı : 1992
Esas No : 3372
Karar Tarihi : 13/10/993
DAVACILARIN, KÖY MUHTARI OLAN MURİSLERİNİN YASA DIŞI ÖRGÜT ELEMANLARINCA ÖLDÜRÜLMESİ NEDENİYLE UĞRADIKLARI ZARARLARIN, SOSYAL RİSK İLKESİNEGÖRE İDARECE TAZMİNİ GEREKTİĞİ HK.
Dava, … İli … İlçesi Merkez Bucağına bağlı …köyü muhtarıyken 8.6.1990 tarihinde köyü basan yasadışı örgüt elemanlarınca evinden çağrılarak öldürülen …'ın ölümünden dolayı eşi ve iki çocuğunun uğradığı öne sürülen toplam 115.000.000 lira maddi, 20.000.000 lira manevi zararın davalı idarece tazminen ödenmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, önceden ihbar, şikayet veya başvuru bulunmadan idarenin genel önlemleri almasının yeterli olup, ayrıca devamlı ve özel önlemler alınmasının beklenemeyeceği, bu yönleriyle olayda idarenin hizmet kusurunun görülmediği gibi koşulları gerçekleşmediğinden sosyal risk ilkesi gereği de idarenin tazmin yükümlülüğünden sözedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında bireylerin uğradığı özel ve olağandışı zararların idarece tazmini gerektiği idare hukukunun bilinen ilkelerindendir. İdarenin belirtilen hukuki sorumluluğu, Türkiye Cumhuriyetinin hukuk devleti olma niteliğinin doğal sonucudur. İdarenin hukuki sorumluluğu sadece kusur esasına, hizmet kusuru teorisine dayanmamakta; idare, kusur koşulu aranmadan da sorumlu sayılabilmektedir.
Kural olarak idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlüdür. Ancak sözü edilen kuralın istisnası olarak, idarenin, faaliyet alanıyla ilgili önlemekle yükümlü olduğu halde öneleyemediği bir takım zararları da nedensellik bağı aranmadan tazmin etmesi gerekmektedir. Kollektif sorumluluk anlayışına dayalı sosyal risk adı verilen bu ilke, bilimsel ve yargısal içtihatlarla kabul edilmiştir.
Ülkemizin belli bir yöresinde yoğunlaşan terörist olaylar denilen eylemlerin Devlete yönelik olduğu, Devletin anayasal düzenini yıkmayı amaçladığı, bu tür olayların zarar gören kişi ve kurumlara karşı kişisel husumetten ileri gelmediği bilinmekte ve gözlenmektedir.
Sözü edilen eylemler nedeniyle zarara uğrayan, terörist eylemlere herhangi bir şekilde katılmamış olan kişiler kendi kusur ve eylemleri sonucu değil, toplumun içinde bulunduğu sosyal kargaşadan zarar görmektedirler, kısaca zararların nedeni toplumun bireyi olmaktadır. Belirtilen şekilde ortaya çıkan zararların özel ve olağan dışı nitelikleri dikkate alınıp nedensellik bağı aranmadan, terörist olayları önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemeyen idarece yukarıda açıklanan sosyal risk ilkesine göre tazmini gerekir. Esasen tetörist olaylar sonucu ortaya çıkan zararların idarece tazmini böylece topluma pay edilmesi hakkaniyet gereği olduğu gibi, sosyal devlet ilkesine de uygun düşecektir.
Olayda ölümü herhangi bir kişisel husumete dayanmayan kendi kusuru da bulunmayan davacılar murisinin devlete ve ülkenin bütünlüğüne yönelik yaygın tetörist faaliyetlerin bir sonucu olarak salt köy muhtarı ve toplumun bir bireyi olduğu için öldürüldüğü anlaşılmaktadır.
Bu itibarla uyuşmazlık konusu olayda idarenin bir hizmet kusurunun bulunmadığı saptansa bile, olağanüstü hallerin yürürlükte olduğu bir zaman ve yerde ortaya çıkan olağandışı zararların sosyal risk ilkesi gereği idarece tazmini gerekmekte olup, açılan tazminat davasını idarenin hizmet kusuru bulunmadığı, sosyal risk ilkesi koşullarının da gerçekleşmediği gerekçesiyle reddeden mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, 2577 sayılı Yasanın 49.maddesi uyarınca davacıların temyiz isteminin kabulüne … İdare Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının bozulmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.