Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi banka vekili borçlu aleyhine yapılan icra takibinde; borçlunun bankada bulunan hesabı üzerine hesaba gelecek paraların icra dosyasına gönderilmesi ve borçlunun hesap hareketleri ile ilgili bilgi verilmesi taleplerini içeren icra müdürlüğü"nün 15.02.2012 tarihli kararının, 3 kişi olarak sorumluluklarının yazının kendilerine ulaştığı tarihteki hesaptaki mevcut durum ile sınırlı olduğundan ve istenen diğer bilgilerin müşteri sırrı kapsamında kaldığından bahisle kaldırılmasını talep etmiş, Mahkemece; 3. şahıs konumundaki bankanın sorumluluğunun haciz ihbarnamesi kendisine ulaştığı tarihteki hesapta mevcut parayla sınırlı olduğu, sonradan gönderilecek paraların bloke edilemeyeceği , haciz ihbarnamesinin gönderildiği 25.10.2011 tarihinden sonraki borçlu hesabındaki hareketlerin bildirilmesinin bankalar kanunu uyarınca müşteri sırrı kapsamında kaldığı gerekçeleriyle şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün 15.02.2012 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Şikayete konu İcra Müdürlüğünce yazılan 15.02.2012 tarihli yazı; alacaklının talebi üzerine yazılmış bir haciz müzekkeresidir. Yazının 1. bendinde borçlunun bankada bulunan hesabına haciz ve bloke konulması, borç bitinceye kadar hesaba giren paralara haciz şerhi işlenerek paraların icra dosyasına gönderilmesi istenmiş, 2. bendinde ise bu hesaba 25.10.2011 tarihinden sonra ( birinci haciz ihbarnamesinin bankaya gönderildiği tarih) hesap sahibi borçluya bir ödeme yapılıp yapılmadığı, borçlunun tasarrufuna sunulup sunulmadığı, sunuldu ise tarih ve miktarları hususunda bilgi verilmesi istenmiştir.
İİK"nun 367. maddesi uyarınca İcra veya İflas dairelerinin borçlunun mevcuduna dair isteyeceği bütün malümatı hakiki ve hükmi her şahıs derhal vermeğe ve talep halinde mevcudu bu dairelere teslime mecburdur.
Bankacılık kanunu 73.md uyarınca; “ Kurul başkan ve üyeleri ile Kurum personeli, Fon Kurulu başkan ve üyeleri ile Fon personeli görevleri sırasında öğrendikleri bankalara ve bunların bağlı ortaklık, iştirak, birlikte kontrol edilen ortaklıkları ve müşterilerine ait sırları bu Kanuna ve özel kanunlarına göre yetkili olanlardan başkasına açıklayamaz ve kendilerinin veya başkalarının yararlarına kullanamazlar. Kurumun dışarıdan destek hizmeti aldığı kişi ve kuruluşlar ile bunların çalışanları da bu hükme tâbidir. Bu yükümlülük görevden ayrıldıktan sonra da devam eder.”
Bankaca, icra müdürünün haciz müzekkeresi üzerine borçlunun söz konusu hesabına haciz koyup gerekli işlemleri yapması gerekir. Diğer yandan bankacılık kanununda yer alan ve şikayetçi bankaca ileri sürülen kısıtlamaların icra takip dosyalarında icra müdürlüğünce bankaya gönderilen borçlu şahsın hesap hareketleri ile ilgili istemleri kapsamayacağı açıktır. Bir başka deyişle bu kısıtlamalar bankaların mensupları ve diğer görevlilerin sıfatları nedeniyle öğrendikleri bankalara ve müşterilerine ait sırları ihtiyari ve keyfi olarak açıklamalarına engel nitelikte olduğundan, cebri icrayı etkiler bir kısıtlama anılan maddede yer almadığından cebri icrayı kapsamaz. Bu durumda mahkemece şikayetçi bankanın isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ :Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.