4. Hukuk Dairesi 2015/8259 E. , 2016/7394 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı .... aleyhine 22/12/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı şirketin elindeki çekle ihtiyati haciz kararı aldığını ve maaşına bu karara binaen haciz konulduğunu, ancak çekteki imzanın kendisine ait olmadığını, bu durumun icra hukuk mahkemesinin kararı ile tespit edildiğini, ayrıca ...Cumhuriyet Başsavcılığı"na şikayet dilekçesi verdiklerini belirterek haksız haciz nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, alacağına karşılık olarak dava konusu çeki aldığını, çeki aldıklarında davacının imzasının mevcut olduğunu, bu nedenle imzanın davacıya ait olup olmadığını araştırmadıklarını, çeki başka bir şahsa ciro ettiklerini, imzanın davacı tarafından atılmadığını bilmelerine imkan bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz kararı olan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden BK’nın 49"uncu maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). Haksız yere bir kimsenin mallarının haczettirilmesi, o kimsenin ticari itibarına saldırı teşkil eden ve BK"nın 49"uncu maddesi gereğince manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır.
Somut olayda, 28/02/2014 tarihli çekin keşidecisinin dava dışı .... şirketi olduğu, lehdarının ise davacı ... olduğu, çekin ciro yoluyla davalıya devredildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça, çekin ödenmesi için muhatap bankaya ibraz edildiği, muhatap bankanın ödememesi üzerine davalının kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlattığı ve davacının çekin altındaki imzaya itiraz ettiği görülmektedir.
.... İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/176 esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda çekin altındaki imzanın davacının elinin ürünü olmadığı tespit edilmiştir. İcra Hukuk Mahkemesindeki imzaya itiraz davasında senetteki imzaların davacıya ait olmadığının sonradan belirlenmiş olması yapılan haczin haksız olduğunu göstermez. Ayrıca davalının, kendisinden önceki cirantanın attığı imzanın sıhhatini araştırma yükümlülüğü de yoktur. Dolayısıyla davalı, atılan imzanın sahte olduğunu bilebilecek durumda değildir. Şu halde, davalının kötüniyetli ve kusurlu olduğundan bahsedilemez. Bu nedenle mahkemece, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.