17. Hukuk Dairesi 2015/11444 E. , 2018/5417 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı ... tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; 26/09/2013 tarihinde meydana gelen kazada davalılardan İsmail"in sevk ve idaresindeki diğer davalı ..."a ait ... plakalı araç müvekkillerinin murisi ..."in kullanmış olduğu motosikletin çarpışması sonucu ..."in vefat ettiğini, kazada ..."ın tamamen kusurlu olduğunu, müvekkillerinden ..."in eşini, diğer davacıların ise babalarını kaybetmenin vermiş olduğu üzüntünün derin bir kedere yol açtığını, davalıların kazadan sonra maddi ve manevi bir yardımda bulunmadıklarını iddia ederek, öncelikle tedbir kararı verilmesini, sonuç olarak müvekkillerinden her biri için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 160.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddi, tazminata hükmedilecekse kusur durumunun göz önüne alınmasını talep etmiştir.
Mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihi, kazada muris ile davalının kusur oranları ile paranın satın alma gücü dikkate alındığında yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı ... yararına 18.000,00 TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 10.000,00"er TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı ... İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.(H.G.K. 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında,
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminat miktarı bir miktar fazla olduğu için hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...’ın temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 23.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.