17. Hukuk Dairesi 2015/11073 E. , 2018/5429 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 26.01.2013 tarihinde davacıların desteği olan yaya ..."a davalı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortalı aracın çarpması sonucu desteğin vefat ettiğini, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu belirterek ... için 1.000,00 TL, ... için 1.000,00 TL maddi tazminat ve cenaze ve defin gideri için 1.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini artırmıştır.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi rapouna göre; Davacı ... için 69.287,53 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte -poliçede belirtilen üst limitle sınırlı olmak üzere- davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesine, Davacı ... için 5.876,90 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte -poliçede belirtilen üst limitle sınırlı olmak üzere- davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesine, Davacı ... için 1.000,00 TL cenaze ve defin giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte -poliçede belirtilen üst limitle sınırlı olmak üzere- davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesine karar verilmiş, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu ... limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir. Zorunlu trafik ... şirketi işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlenmekte olup, işleten de sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan İTÜ öğretim üyelerinden oluşan heyet bilirkişi raporunda davalıya sigortalı araç sürücüsü kazanın meydana gelmesinde %40 oranında, davacıların yaya olan desteğinin kazanın meydana gelmesinde %60 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Mahkemece, davalı ... şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken, zararın tamamından sorumlu tutulması isabetsizdir.
3-TBK"nun 53/3. maddesi gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yoksun kalınan gerçek destek miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle desteğin sağlığında elde ettiği net gelirin doğru saptanması icap eder. Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.
Davacılar desteğinin sosyal ekonomik durum araştırmasında; gıda dükkanı olduğu, aylık ortalama gelirinin 3.000,00 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan aktüerya raporunda, dosyada desteğin gelirinin belirlenmesine ilişkin herhangi bir delil ve araştırma bulunmadığından asgari ücretin 1.5 katı gelir elde edebileceği öngörüsü ile asgari ücretin 1.5 katı gelir üzerinden hesaplama yapılmış; mahkeme tarafından da bu rapordaki miktar hüküm altına alınmıştır. Mahkemenin, desteğin gelirinin belirlenmesi konusunda araştırma yapmadan aldığı rapora göre karar vermesi, eksik incelemenin tezahürüdür.
Bu durumda mahkemece; sosyal ekonomik durum araştırmasına göre, desteğin vefat etmeden önce gıda dükkanı bulunduğunun belirlendiği, miras yoluyla davacılara intikal edeceği de gözetildiğinde; tazminata esas gelirin belirlenmesinde, desteğin kişisel yetenek ve emeğinin gelire katkısının bulunup bulunmadığı, ... Başkanlığı"ndan desteğin kazancına ilişkin belgeler ile ilgili vergi dairesinden vergi beyannameleri ile kazanca ilişkin belgelerin getirtilmesi; desteğin yaptığı işin niteliğine göre ilgili meslek odasından emsal ücret araştırması yapılması; desteğin geliri bu suretle belirlendikten sonra tazminatın hesaplanması konusunda ek rapor alınarak gelir konusunda usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
4-Mahkemenin yeterli kabul ederek hükme esas aldığı, aktüer raporu incelendiğinde; tazminat hesaplanmasında "devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü" esas alınıp %3 teknik faiz esası ile tazminat hesaplamasının yapıldığı görülmektedir. ..., ... ..."nun 1989/4-586 esas, 1990/199 sayılı kararı ve Dairemiz"in yerleşik içtihatları gereği, Population Masculine Et – Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak desteğin ve hak sahiplerinin muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi; desteğin muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir. Mahkemenin hükme esas aldığı aktüer raporundaki hesaplama teknikleri, Dairemiz ve ... yerleşik uygulamalarına uygun olmayıp, eksik inceleme ile karar verilmiştir.
Bu durumda; davacıların talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatı miktarının hesaplanması yönünde yukarıda belirtilen ilkelere göre hesaplamanın yapıldığı, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2),(3) ve (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.