9. Hukuk Dairesi 2016/5849 E. , 2016/9149 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
...
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, görevsizlik kararı verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin davalı işveren şirket tarafından feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatının ödendiğini, ancak feshin geçerli nedene dayanmadığını belirterek feshin geçersizliğine, davalı şirket işyerine işe iadesi ile işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminatın ve boşta geçen süre ücretinin belirlenmesine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı şirket vekili, davacının davalı işyerinde sigortalı olarak 15/04/1190-08/10/2012 tarihleri arasında davalı şirketin büyük ortağı ..." ın ... adresinde bulunan havuzlu ve bahçeli yazlığın bekçilik hizmetini ev hizmeti ifa eden kardeşi ve eşi ile birlikte aynı çatı alda yaşadığını ve çalıştığını, davacının şahsi görevinin ev işlerinde bahçıvanlık olduğunu belirterek, davacının iş bu davasında iş kanunu hükümlerinin uygulanamayacağını ancak evde hizmet sözleşmesi hükümlerinin uygulanabileceğini bu nedenle iş bu davaya bakmakla ... görevli olduğunu, davacının iş akdinin, davacı ile aynı evde aynı görevi ifa eden iş arkadaşı ..."ı satırla tehdit etmesi sebebi ile davacının iş akdinin huzur ve sükunu bozduğu gerekçesiyle haklı olarak feshedildiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece “davacının ev hizmetlerinde çalıştığını ve iş kanununa tabi olmadığını beyan etmişse de, dosyada bulunan hizmet sözleşmesinden, işverenin davalı şirket olduğu ve davacının yazlık evde bahçıvan olarak görevlendirildiği, dinlenen tanıkların beyanından da, davacının, şirketin sahibinin yazlık evinde çalıştığı, her işi yaptığı, şirket toplantıları olduğunda da hizmet ettiği, İş Kanunu kapsamında kaldığı gerekçesi ile verilen feshin geçersizliği kararının temyizi üzerine Dairemizin 17.04.2014 gün ve 2013/16839 Esas, 2014/13170 Karar sayılı kararı ile “davacının yaptığı iş, iş sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davalı iş verenin kağıt üzerinde gösterildiği; gerçek iş verenin şirket ortağı ... olduğu ve fiilen hizmet ilişkisinin bu taraflar arasında kurulduğu, davanın hasımda yanılma nedeniyle davalı şirkete yöneltildiği anlaşılmakla 6100 sayılı yasanın 124. Maddesi uyarınca gerçek iş verenin davaya dahil edilmesiyle iş güvencesi koşulları ve işe iade koşullarının buna göre değerlendirilmesi gerektiği ile bozulması üzerine şirket sahibi ...’a dava yöneltilmiş ve mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının davalı ... evinde ev hizmeti işi yaptığı ve İş Kanunu kapsamında kalmadığı, uyuşmazlıkta iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görev yönünden reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Öncelikle belirtmek gerekir ki “Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir”. Bu kapsamda vurgulanmalıdır ki “maddi hataya dayalı bozma ilamına uyulmak suretiyle karar verilmiş olması davanın tarafları açısından usuli kazanılmış hak doğurmaz. Bir başka ifadeyle maddi hataya dayalı kararın usuli kazanılmış hakkın istisnasını oluşturacağı tartışmasızdır”(Y. HGK. 06.03.2015 gün ve 2013/14-1139 E, 2014/995 Karar). Diğer taraftan görev gibi dava şartlarına ilişkin bozmalar usuli kazanılmış hak teşkil etmez.
Diğer taraftan İş Kanunu kapsamında kalmayan işler, işveren veya işçi ile ilgili hükümler, istisnai hükümlerdir. ... nun 23.05.1960 gün, 11-10 sayılı ve 10.05.1974 gün, 3-44 sayılı kararları uyarınca, özellikle iş hukukunda istisnaî hükmün genişletilerek değil, dar yorumlanması gerekir. İşçiler yararına düzenlenen hükümlerin, işçiler yararına yorumlanması asıldır.
4857 sayılı Yasanın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca, “ev hizmetlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Ev hizmetlerinde aşçı, uşak, temizlikçi gibi işlerde çalışan işçi ile ev sahibi işveren aralarındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekir. Ancak işçi ev hizmeti yanında, ağırlıklı olarak bahçe ve havuz bakım işi ile konutun güvenlik hizmetini yerine getiriyor ise yaptığı iş ev hizmeti sayılmamalıdır.
Dosya içeriğine göre davacı işçi, kayıtlarda davalı şirket işçisi olarak gösterilmesine rağmen, şirketin sahibi ve yargılama sırasında bozma kararı gereği dava yöneltilen diğer davalının konutunda da özellikle şirket ile düzenlenen iş sözleşmesine göre bahçıvan olarak çalışmıştır. İş sözleşmesi ise davalı şirket tarafından 08.10.2012 tarihinde davalı şirket tarafından davranışlarından kaynaklanan nedenle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17 ve 18. Maddeleri uyarınca kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek feshedilmiştir. Tanık anlatımlarına göre davacı aynı zamanda şirket işyerinde çalışmıştır. Öncelikle davacının konut işyerinde bahçıvan olarak yaptığı işin ev hizmeti olarak değerlendirilmesi hatalıdır. Davacı konut işyerinde çalışsa da İş Kanunu kapsamındadır. Zaten bu husus davalı şirketin kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi ve feshi 4857 sayılı İş Kanunu’na göre yapması nedeni ile kabulündedir. Dairemizin ilk bozmasında da ev hizmetinde çalıştığı şeklinde bir değerlendirme yapılmamıştır. Davacının bahçıvanlık yanında davalı şirkette çalışması olduğu ve iş görme edimini her iki davalıya karşı yerine getirdiği, bir anlamda davalılar yönünden iş sözleşmesine katılmanın sözkonusu olduğu açıktır.
Davacının iş sözleşmesi davranışlarına dayanılmasında rağmen feshedilirken savunması alınmadığından, fesih 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. Maddesi uyarınca salt bu nedenle geçersizdir. İşin esasına girilerek davanın kabulü gerekirken, hatalı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmesi isabetsizdir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1.Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının davalı Şirket nezdinde İŞE İADESİNE,
3.Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen süresi içinde işe başlatılmaması halinde davalılarca ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 6 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4.Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5.Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6.Davacının yaptığı 231.60 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.800,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
Kesin olarak 12/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....