Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6955
Karar No: 2016/9161
Karar Tarihi: 12.04.2016

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/6955 Esas 2016/9161 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2016/6955 E.  ,  2016/9161 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile prim alacağı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, bayram çalışma ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, görevsizlik kararı verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 01.06.1996 - 05.09.2013 tarihleri arasında, davalı işyerinde kesintisiz olarak çalıştığını, 02.09.2013 tarihinde ... tarafından almış olduğu yazı ile 15 yıllık sigortalılık ve 3600 prim ödeme şartını yerine getirdiğini, bu nedenle kendi isteği ile işyerinden ayrılmak istediğini ve kanunen sahip olduğu kıdem tazminatını ve diğer ücret alacaklarının da tarafına ödenmesine ilişkin talebini .... Noterliğinin 05584 yevmiye nolu ve 05/09/2013 tarihli istifa dilekçesi ile davalı şirkete bildirdiğini, toplam 56.183,67 TL tutarında kıdem tazminatı alacağı doğduğunu, prim alacağı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ve ulusal bayramlarda çalışmasına ilişkin ücret alacağı, yıllık izin ücreti alacağı, hafta tatili çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının 01/06/1996 - 05/09/2013 tarihleri arasında satış müdürü olarak çalıştığını, yönetici ortak unvanını kullandığını, işten kendi isteği ile ayrıldığını, aynı zamanda yönetim kurulu üyeliği de yaptığını, daha sonra yönetim kurulu üyeliğinden de istifa ettiğini, tüm ücretlerinin ödendiğini, davacının işveren vekili olduğunu ve vekil olarak işyerindeki yükümlülüklerini gereğince yerine getirmediği gibi rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davacı yönetici pozisyonunda olup, fazla mesai ücreti talep hakkının bulunmadığını, ayrıca primin ne koşulda dağıtılacağı ve ne kadar dağıtılacağı konusunda söz sahibi olduğunu, bu nedenle prim alacağı olduğuna ilişkin iddiaların da hukuka aykırı olduğunu bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece davacının 31/05/2005 - 26/08/2013 tarihleri arası yönetim kurulu üyesi ve B grubu imza yetkilisi olarak görev yaptığı döneme ait dava konusu edilen alacak talepleri yönünden dava konusu uyuşmazlığa bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemelerinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 135. Maddesi uyarınca “yönetim organı", anonim şirketler ve kooperatiflerde yönetim kurulu, limited şirketlerde müdür veya müdürler, şahıs şirketleriyle sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yöneticidir. Aynı kanunun 368. Maddesi uyarınca “Yönetim kurulu, ticari mümessil ve ticari vekiller atayabilir. Devamı 370/2 maddesine göre ise “Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır”.
    Kişi organ statüsündeki murahhas azalar dışında anonim şirket yönetim kurulunu oluşturan kişilerle şirket tüzel kişiliği arasındaki ilişki kural olarak vekalet akdine dayansa da bu ilişkinin iş ilişkisi olarak kurulmasına da bir engel bulunmamaktadır. O halde hukuki nitelendirme her somut olaydaki çalışma ilişkisi özelinde yapılmalıdır (Prf. Dr. Sarper Süzek, İş Hukuku, Yenilenmiş 10. Bası. İstanbul s. 133-134;
    Türk Borçlar Kanunu ticari temsilciyi “işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişi” olarak tanımlamıştır(Mad.547/1). Aynı kanunun 554. Maddesinde ticari temsilci ile temsil ettiği kişi arasında hizmet, ortaklık veya vekâlet sözleşmelerinin olabileceği, ancak bunun sınırlı olmadığı, taraflar arasında başkaca hukuki ilişkilerin de bulunabileceği belirtilmiştir. Kısacası ticari temsilci ile işletme sahibi arasında iş ilişkisi kurulabilir.
    Kişinin şirkette pay sahibi olması tek başına kişi organ sayılmasını gerektirmez. Temsil etmiyor veya şirket adına alınan kararlarda etki sahibi değil, ortaklık payı sembolik veya kazanç payı dışında bir ücretlendirme de yapılmıyor ise iş sözleşmesi ile çalıştığı kabul edilebilir.
    6100 sayılı HMK.’un 166/1. Maddesi uyarınca “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir”. Aynı maddenin 4. Fıkrasında ise bağlantının ne olduğu açıklanmış ve “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılacağı” belirtilmiştir.
    Dosya içeriğine göre, davacının, davalı şirkette sembolik nitelikte % 8 pay sahibi olmakla birlikte murahhas üye olmadığı gibi herhangi bir şekilde kararlarda tek başına ya da diğer bir ortakla birlikte söz sahibi olmadığı, davacının bağımsız hareket etmediği, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin ortaklık ilişkisine değil iş ilişkisine dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
    Diğer taraftan tarafları aynı olan sadece talep edilen alacak kalemleri bakımından farklı olan İstanbul 18. İş Mahkemesinin 2013/1076- 2015/176 K. sayılı görevsizlik kararı, Dairemizce “taraflar arasındaki ilişkinin ortaklık ilişkisine değil iş ilişkisine dayalı olduğu gerekçesiyle” bozulmuştur. 6100 sayılı HMK.’un 166. Maddesi uyarınca birleştirilmesi yoluna gidilmelidir. Bu dosya açısından da, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır.

    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 12.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi