16. Ceza Dairesi 2017/3979 E. , 2018/1103 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK"nın 314/2, 53, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik istinaf aşvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 karar sayılı kararında Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olduğunun kabul edildiği dikkate alınarak, somut dosyada sanığın Bylock kullanıcısı olup olmadığnın suç vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında; Bölge Adliye Mahkemesinin kararından sonra dosyaya gönderildikleri anlaşılan Bylock tespit ve değerlendirme tutanağı ile ... isimli şahsın ifade tutanağının CMK"nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak diyecekleri sorulduktan sonra yargılamaya devamla bir hüküm kurulması lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, üye ..."ın hükmün onanması gerektiğine dair karşı oyu ve oyçokluğuyla 29.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY:
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun kararına aşağıda yazılı hususlar nedeniyle katılmak mümkün olmamıştır.
Sayın çoğunluğun hükmün bozulmasına esas aldığı gerekçede Dairemizin 24.04.2017 tarih ve 2015/3- 2017/3 sayılı ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği karar ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun ilk derece mahkemesi olarak verilen yukarıda Dairemizin tarih ve sayısı yazılı karara yönelik temyiz incelemesi ile verdiği 26.09.2017 tarih ve 2017/16-MD-956 2017/370 sayılı kararlarına atıf yapılarak Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulduğu ve münhasıran bir kısım örgüt mensupları tarafından bir ağ olması nedeniyle örgütün talimatıyla gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığı her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaşacak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgüt bağlantısını gösteren delil olduğu tespit ve kabulüne yer verildikten sonra sanığın bylock kullanıcısı olup olmadığının atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında Bölge Adliye Mahkemesinin kararından sonra dosya gönderildiği anlaşılan Bylock tespit ve değerlendirme tutanağı ile ..."ın beyanı CMK"nın 217. maddesi uyarınca sanık ve müdafiine okunarak diyecekleri sorulduktan sonra hüküm kurulması lüzümundan bahisle bozulmuştur.
Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı yazılı ilk derece mahkemesi kararı ve bu karara yönelik Yargıtay Ceza Genel Kurulunun temyiz mahkemesi sıfatıyla verdiği karar içeriğinde Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulduğu ve münhasıran bir kısım örgüt mensupları tarafından bir ağ olması nedeniyle örgütün talimatıyla gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığı her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaşacak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgüt bağlantısını gösteren delil olduğu hususunda sayın çoğunluk ile aramızda görüş ayrılığı yoktur.
Cevabını aramamız gereken soru şudur? Bylock tespit ve değerlendirme tutanağı ve ..."ın beyanı dosyada bulunan diğer delillere nazaran suçun sübutu açısından zorunlu bir delil midir? Sayın çoğunluk ile aramızda görüş ayrılığı bu noktalarda toplanmaktadır.
İlk derece mahkemesi kararında; sanığın FETÖ/PDY örgütü ile iltisaklı ... Yemekhanesinde çalıştığı; ilk tespit tarihi 04.11.2014 tarihi olmak üzere .... ; yine ilk tespit tarihi 01.10.2014 olmak üzere 546 205... ve yine 06.01.2015 ilk tespit tarihi olmak üzere .... numaralı telefon hatları üzerinde Bylock kullanıcı olduğunun tespit edildiğini sanığın Bylock kullanıldığı tespit edilen iki hattın kendisine ait olup bir hattı kabul etmemesine rağmen sanığın kabul etmediği hattın BTİK yazısından sanığa ait IMEI nolu telefon cihazının kullanılmış olduğunun anlaşıldığı; sanığın bu hatları toplam 13 IMEI nolu telefon cihazları ile kullandığı; başka dosya sanığı ..."in sanığın il kasası olduğu sanığın örgüt içi gizliliğe hat safhada önem verdiği, paraların Ramazan Deveci aracılığıyla geldiğini, sanığın bu paraları aldığı yolundaki beyanı; SGK kayıtlarından FETÖ/PDY ile müzahir ... A.Ş: ... A.Ş. ... ve ... Lmt. Ş. de çalıştığına dair tespiti ve Bankasya kayıtlarında sanığın kendi özel hesaplarından başka TEM raporunda belirtilen bilgileri doğrulayan hesap hareketlerinin olduğu; HTS raporu ile polis amirlerine imamlık yapan mahrem imam ... ile irtibatının olup yine ... ile ilgili Bankasya hesap dökümlerinden işlem yapıldığının tespit edildiği, böylece son dönem il imamı olan ..."un il kasalığını yaptığı değerlendirmesi ile ..."ın sanıkla interneti ortaklaşa kullandıkları yolundaki beyanını hükme dayanak yaparak sanık hakkında silahlı örgüt üyesi olma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin kabulünde yer verdiği deliller duruşmada okunarak hükme dayanak yapılmıştır.
Her şeyden önce şunun ifade edilmesi gerekir ki ceza yargılaması şekli delil sistemi üzerinden yürüyen bir yargılama değildir. Bu yönü itibariyle hukuk yargılamasından ayrılır. Ceza yargılamasında hukuka uygun olarak toplanmış her türlü delil kullanılabilir. Delilin akla, mantığa tecrübe kurallarına hukukun genel ilkelerine aykırı olmaması koşuluyla vicdani kanıyı oluşturacak biçimde toplanması karar için yeterlidir. Ceza yargılamasında uygulama sonucu itibariyle şekli delil sistemine dönüşmemelidir.
Bu kapsamda kabul ve iddia olunan bir vakıa başka bir delille kesin olarak kanıtlanıyorsa artık bunun şekli anlamda bir başka bir delile ihtiyaç duymayacağı izahtan varestedir.
İlk derece mahkemesinin hükme esas aldığı deliller gözetildiğinde, sanığın sübut bulan örgüt üyeliği suçu nedeniyle sanığın Bylock kullanıcısı olduğuna ilişkin tespit değerlendirme raporu ve ..."ın beyanı atılı suçun kanıtlanmasında artık bir önemi bulunmamaktadır. Kaldı ki Bylock tespit ve değerlendirme tutanağı ve ..."ın beyanı mahkemenin kabulünü teyit etmektedir. Mahkeme dayanak yaptığı delillerle ispatlanmış olan vakıanın sırf bu nedenle bozma nedeni yapılması AİHS ile garanti altına alınan makul sürede yargılanma hakkına da müdahale içermektedir.
Yine sayın çoğunluğun tespit değerlendirme tutanağı ile ..."ın beyanı CMK"nın 217. maddesine göre sanık ve müdafiine duruşmada okunarak diyeceklerinin sorulmasına ilişkin bozma gerekçesine de katılmak mümkün değildir. Mahkeme sonradan gelen tespit değerlendirme tutanağı ile ..."ın beyanını hükme esas alınmamıştır. CMK"nın 217. maddesine aykırılıktan söz edilebilmesi için duruşmaya getirilmeyen ve huzurda tartışılmayan bir delilin hükme dayanak yapılması gerekmektedir. Tespit değerlendirme tutanağı ve ..."ın beyanı ilk derece mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararında hükme dayanak yapılmamıştır. Somut olayda sonradan dosyaya giren delil nedeniyle CMK"nın 217. maddesine muhalefetten söz edilemeyecektir.
İlk derece mahkemesince ortaya konulup tartışılan deliller birlikte değerlendirildiğinde sanığın silahlı örgüte üye olmak suçu sabit olduğu gibi suç vasfı da dosya kapsamına uygun olarak isabetle değerlendirildiğinden; hükmün onanması düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma düşüncesine de iştirak edilmemiştir.