
Esas No: 2018/85
Karar No: 2018/1105
Silahlı terör örgütüne silah sağlama - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/85 Esas 2018/1105 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne silah sağlama
Hüküm : TCK’nın 315, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53,
54, 63. maddeleri uyarınca kurulan mahkumiyet
hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya duruşmalı olarak incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yargılama makamlarının verdikleri kararlarda hukuka aykırılıklar veya yanılgılar olabilir, bu hataların giderilmesi işine “kanun yolu” adı verilmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisince 14.03.1985 tarihinde imzalanıp 10.03.2016 tarih ve 6684 sayılı Kanunla onaylanan İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 7 numaralı protokolü ile istinafı da içine alan kanun yollarına başvurmak hakkının insan haklarından olduğu kabul edilmiştir.
Ceza Muhakemesi Hukukumuzda, dar manada olağan kanun yolu olarak “itiraz”, “istinaf” ve “temyiz” kurumlarına yer verilmiştir. 20 Temmuz 2016 tarihinden sonra ilk derece mahkemesinden verilen hükümlere karşı, istinaf kanun yoluna başvurma hakkı tanınmıştır. İstinaf kelime anlamı, yeniden başlama, baştan başlamadır. İkinci derece yargılaması olan istinaf ilk derece mahkemesinde verilen kararların maddi ve hukuki denetimini yapar. Bu bakımdan istinaf, maddi ve hukuki denetimin yapıldığı olağan bir kanun yoludur. Esas mahkemesi tarafından verilen hüküm iki meseleyi halleder; birincisi fiilin sanık tarafından işlenip işlenmediği (maddi mesele) sorunu, ikincisi, sanık tarafından gerçekleştirilmiş olan fiilin suç teşkil edip etmediği, yargılamanın nasıl yapılacağı ve eyleme hangi cezanın verilmesi gerektiği sorunudur (hukuki mesele). Eğer maddi ve hukuki meselenin kanun yolu muhakemesi tarafından incelenmesi kabul edilmiş ise bu yola istinaf, sadece hukuki denetim incelemesi yapılacaksa temyiz ismi verilmektedir. İstinaf ile temyizi ayıran en önemli özellik, temyizde delillere temas edilerek öğrenme muhakemesi yapılmamasına karşılık, istinafta gerektiğinde delil incelenerek esas hakkında yeni bir karar verilmesidir. Dolayısıyla istinafta hem maddi mesele denetlenebildiği gibi hukuki denetim de yapılabilir.
Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda istinafa, ilk derece mahkemelerince verilen hükümlere karşı başvurulabilen ilk kanun yolu olarak CMK. 272 ve devamında, istinafın arkasından sınırlı bazı hallerde temyiz yolu da açılabilmesine de CMK. 286 maddelerinde yer verilmiştir.
Ceza Muhakemesi Hukukuna esas alınan delillerin takdirindeki “vasıtasızlık” ilkesi gereğince, ikincil derece yargılama yapan istinaf maddi meseleyi tekrar inceleyerek gerçeğe ulaşabilmektedir. Eğer ilk derece mahkemesinde maddi olgunun tespitinde bir hata yaptığı kanaatinde ise olay yargılaması yaparak, duruşma sonunda önceki hükmü kaldırmak suretiyle yeni hüküm kuracaktır.
Usul hukukumuza göre istinaf kanun yoluna başvurulduğunda, Bölge Adliye Mahkemesinin görevli dairesi, istinaf edilen hükümleri ön incelemeden geçirdikten sonra eksiklik yoksa esas incelemesi yapar. Bu inceleme sonucunda dosyanın tekemmül ettiğini, delillerin ve usuli işlemlerin tam olduğunu, hükümde usule ve esasa ilişkin aykırılık bulunmadığını ve ispat bakımından ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğunu gördüğü taktirde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verir. İkinci halde; hükümde CMK’nın 303. maddesinin 1. fıkrasının (c, e, f, g, h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı halinde duruşma açmaksızın dosya üzerinden hukuka aykırılığı gidererek (düzeltme yaparak) istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilebilecektir. üçüncü halde ise; dosya üzerinden yapılan incelemede CMK’nın 289. maddesindeki hukuka kesin aykırılık hallerinin varlığı saptanırsa bozma kararı verilerek dosya ilk derece mahkemesine gönderilecektir. Dördüncü halde ise, ilk derece mahkemesinin verdiği hükümde maddi meselede sonucu etkileyen bir hata veya önemli bir hukuka aykırılığın bulunduğunu tespit eder, bu hukuka aykırılıklar CMK’nın 289. maddesi kapsamında bulunmazsa, davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine karar vermesi gerekecektir.
Görüldüğü üzere; Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre ancak mutlak hukuka aykırılık hallerinde bozma kararı verebilecektir. İlk derece mahkemesinin delillerin değerlendirilmesinde ve maddi olgunun kabulündeki hata nedeniyle bozma kararı verilemeyecektir, bu halde duruşma açarak davayı yeniden görmek suretiyle hatayı kendisi giderilecektir.
İstinaf sonrası hüküm temyiz edildiğinde, temyiz incelemesi hükmün hukuki yönüne ilişkin olacaktır. Temyiz nedeni olan hukuka aykırılık CMK’nın 288/1 maddesi gereğince “bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması” olarak tanımlanmıştır. Bir hukuk normunun uygulanmaması da hukuka aykırılıktır. Kural olarak hukuki denetimde, olay mahkemesinin duruşmada ortaya konulan deliller çerçevesinde vicdani kanaatine göre maddi meseleyi ortaya koymasına karışmayacaktır. Ancak maddi gerçeğin araştırılmasında hukuk devleti ilkelerine riayet edilmeli ve tarafların hakları ihlal edilmemelidir. Usul hukuku normlarına aykırılık gibi, maddi meseleye ilişkin olan normlara aykırılıkta hukuka aykırılıktır. Bunların arasında olayın daha ziyade aydınlatılabilmesi için kovuşturmanın genişletilmesi gerekliliğine uyulmaması maddi denetleme niteliğinde kabul edilemeyeceğinden bozma konusu yapılabileceği gibi, delillerin değerlendirilmesi ve maddi olayın tespitinde akla mantığa ve bilme aykırı kabullerin temyiz denetimine konu edilmesi maddi denetim kapsamında görülmeyecektir. Olay mahkemesi hüküm verirken beyan deliline ya da belge deliline dayanabilir. Beyan delili temyiz mahkemesince denetlenmesi mümkün değil ise de belge delili dosyada mevcut olduğundan kanun yolu mercileri tarafından denetlenmesi mümkündür. Yerel ve istinaf mahkemesi sanığın suçu işlediğine ilişkin sonuca varırken olay yeri tutanağı, ele geçen silah ve patlayıcılar hakkındaki rapor gibi belge delillerine dayanmıştır. Bu delillerin denetlenmesinde ilk derece ya da istinaf mahkemelerine göre temyiz mercii açısından herhangi bir dezavantaj söz konusu değildir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
1-28.08.2015 günü kolluk görevlileri tarafından yapılan kontroller esnasında, saat 16:45 sıralarında Sur ilçesi ... Sokak üzerinde bulunan bahçe kenarında sanıkla birlikte oturmakta olan üç kişiden birisinin olay mahallinden kaçarak uzaklaşması sebebiyle şüphelenen polis memurlarının sanıklar ... ... ve ... ile birlikte kaçan şahsın bahçede olabileceğini düşünerek arama yaptıkları, sanıkların da kolluk görevlilerine yardımcı oldukları, bahçe içinde terkedilmiş durumdaki kulübede suça konu silahlar ile patlayıcı maddelerin ele geçirildiği, olay yerinden kaçan şahsı önceden söylemeyen sanıkların daha sonra akrabaları ... ... olduğunu, hırsızlık suçu nedeniyle arandığı için kaçtığını beyan ettikleri, mülkiyeti TOKİ’ye ait olan bahçede sanık ...’ın meyve ağaçları dikip sebze ektiğini, zaman zaman gelen misafirlerini bahçede ağırladığı, elegeçen silahlar ve patlayıcı maddelerin bahçeye kim tarafından konulduğunu bilmediğini savunulması, bahçenin başkalarının girişini engelleyen bir kapısının dolayısıyla bahçenin sanığın hakimiyet alanında bulunmaması, sanığın arama esnasında kolluk görevlilerine refakat edip, silahlar ile patlayıcıların bulunduğu köpek kulübesinin kapısını göstermesi ve ele geçen silahlar ile patlayıcı maddeler üzerinde sanığın parmak izlerinin bulunmadığı, bir silah üzerinde parmak izi bulunan başka dosyada yargılanan suça sürüklenen çocuk ile bu sanıklar arasında irtibat kurulamadığı olayda;
İlk derece mahkemesince, bahçenin sanıkların mülkiyetinde olmaması, etrafının açık olup isteyen herkes tarafından kolayca girilip çıkılabilmesi, ele geçen silahlarda sanıklara ait parmak izinin bulunmaması ve sanıkların savunmasına göre hakimiyetleri altında bulunmayan bahçede ele geçen silahlardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir.
Bu karara karşı o yer Cumhuriyet savcısı tarafından Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine istinaf talebinde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesinin ilgili dairesince; “Sanığın kullanımındaki bahçenin etrafının tel örgü ile çevrilmiş olması, sanığın kendisine ait köpeği kulübeye yakın 2-4 metre mesafeye bağlaması, bahçedeki ağaçların ve köpeğin bakımı ile piknik yapmak amacıyla gelip gittiğini belirtmesi ve nihayet olay günü de sanığın bahçedeyken kolluk görevlilerince yakalanmış olması, örgüte ait bu miktardaki silah, mühimmat ve örgütsel malzemenin örgüt üyeleri tarafından gelişi güzel rastgele ilgisiz bir yere bırakılmasının veya saklanmasının mümkün olmaması karşısında, bu hususların karar yerinde yöntemince tartışılıp sanığın hukuksal durumunu buna göre takdir ve tayini gerektiğini gözetilmeyerek sanığın savunmasına itibarla oluşa ve dosya kapsamıyla örtüşmeyen yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası ilk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda bozma doğrultusunda bir kabule vararak sanık ...’ın TCK’nın 315/1 ve TMK’nın 5/1 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar vermiştir.
Yerel mahkeme ve istinaf dairesinin dosya kapsamındaki delilleri değerlendirmesi sonucunda varmış olduğu kabül ile sanığın suçunun subut bulduğu kabul edilmiş ise de; Yargıtay Ceza Daireleri ve Ceza Genel Kurulunun bir çok kararında vurgulandığı üzere; ceza hukukunun genel prensibi "kuşkudan sanık yararlanır" ilkesidir. Bir suçtan cezalandırılmanın temel koşulu suçun kuşkuya yer verilmeyecek şekilde ispat edilmesine bağlıdır. Kuşkusu tam olarak aydınlatılmamış olaylar ve iddiaların sanık aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı, toplanan kanıtların bir kısmına itibar edilip, diğerlerinin gözardı edilerek ulaşılan olası kanıya göre değil, kesin ve açık bir ispata dayanması ve ispatın başka türlü oluşa imkan vermeyecek açıklıkta olması gerektiği, yüksek de olsa bir olasılığa dayalı olarak sanıkların cezalandırılması ceza yargılamasında maddi gerçeğe ulaşmadan varsayıma dayalı hüküm vermek anlamına geleceği, bu nedenle ceza yargılamasında mahkumiyetin her türlü kuşkudan uzak kesin delile dayanması gerektiği, adli hataların önüne geçebilmenin başka yolunun da bulunmadığı gözetilerek, dosya kapsamında bulunan delil ve belgelere dayanılarak suçun sübutu bakımından ilk derece mahkemesinin farklı Bölge Adliye Mahkemesi ilgili ceza dairesinin farklı sonuca varmış olması karşında; sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı delillerle tespit edilmesi bakımından, gerektiğinde tutanak tanıkları da hazır bulundurulmak ve bilirkişi dinlemek suretiyle olay mahallinde keşif yapılarak TOKİ’ye ait olup bir kısmı sanığın geçici kullanımında olan bahçenin başkalarının girişini engelleyecek tarzda tel örgü ile çevrili olup olmadığı, kapısının kilitli bulunup bulunmadığı, silahların ve patlayıcı maddelerin bulunduğu kulübenin içerisine başkaları tarafından bu maddelerin kolaylıkla konulup konulamayacağı, sanığa ait köpeğin bu yerde sürekli olarak bağlı olup olmadığı, köpeğin varlığına rağmen yabancılar tarafından kulübeye girilip girilemeyeceği, olay mahallinden kaçtığı beyan edilen ... ...’ün hırsızlık ya da başka suçtan kolluk tarafından aranmasının olup olmadığı araştırılarak toplanacak deliller ve bilirkişi mütalaasına göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi,
2-Kabul ve Uygulamaya göre de;
İlk derece mahkemesinin hükmünde CMK 289. maddesinde yazılı hukuka kesin aykırılık hali tespit edilmediği gibi, suçun sübutunda hata yapıldığı kabul edilmesine rağmen duruşma açılarak yargılama yapılması ve oluşan sonuca göre bizzat karar verilmesi yerine, ilk derece mahkemesinin hükmünün bozulmasına karar verilerek CMK 281/1-d,e bentlerine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafilerinin temyiz dilekçesi ile duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdüğü temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine ve mevcut delil durumuna göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu bulunmadığı takdirde DERHAL SALIVERİLMESİNİN sağlanması için ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 12.04.2018 tarihinde üye ..."ın hükmün onanması gerektiğine dair muhalefeti ve oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
Sanık hakkında TCK"nın 315, 62, 53, 54, 63, 3713 sayılı Kanunun 5 maddeleri uyarınca mahkumiyetine ilişkin hükmün bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun kararına iştirak etmek mümkün olmamıştır.
Sanık ve kardeşi ... ... haklarında 315/1, 53, 54, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış; açılan bu dava üzerine Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesince sanıkların eylemi sabit olmadığından 31.01.2017 tarihinde beraat kararı verilmiş, verilen karar sanık yönünden Cumhuriyet savcısı tarafından sanığın suçunun sabit olduğu gerekçesi ile istinaf edilmesi üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi tarafından Anayasanın 141/3 CMK"nın 34, 230, 289/1. maddeleri gerekçe gösterilerek sanığın kullanımındaki bahçenin etrafının tel örgü ile çevrili olması, sanığın köpeğini kulübeye 2-4 mesafede bağlaması, sanığın bahçedeki ağaçlar ve köpeğin bakımı için gelip gittiğinin ifade edilmesi ve nihayet sanığın bahçede iken yakalanmış olması, örgüte ait olduğu tespit edilen silah mühimmat ve malzemenin gelişigüzel rastgele ve ilgisiz yere bırakılmasının ve saklanmasının mümkün olmaması karşısında, bu hususlar karar yerinde yöntemince tartışılıp hukuksal durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden dosya kapsamı ile örtüşmeyen yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verildiğinden bahisle 11.04.2017 tarihinde bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararı üzerine bozmaya uyulmasına karar veren Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkmesi sanık hakkında TCK"nın 315, 62, 53, 54, 63, 3713 sayılı Kanunun 5 maddeleri uyarınca 17.07.2017 tarihinde mahkumiyet kararı vermiştir. Bu kararın sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 04.10.2017 tarihinde istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. İstinaf mahkemesinin bu kararı duruşmalı olarak temyiz edilmekte olup temyiz konusu karar ilk derece ve bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararına ilişkindir.
Olay ve yakalama tutanağından PKK terör örgütünün bölge genelinde bir çok silahlı ve EYP saldırıları gerçekleştirmesinden sonra örgütün kadro tabir edilen mensuplarının şehir merkezine gelerek eylemleri organize ettiği bilgileri üzerine Sur ilçesi bölgesinde meydana gelebilecek saldırı ve eylemlerin önlenmesi kapsamında, yapılan çalışmalar sırasında Sur ilçesi ... sokak üzerinde bahçe kenarında üç kişinin tabureler üzerinde oturdukları esnada, 20-25 yaşlarında olan kişinin görevlileri görünce, bahçenin yan tarafından Hevsel bahçeleri yönüne kaçtığı görülmesi üzerine görevlileri görünce kaçan kişi ile birlikte görülen sanık ile hakkında beraat kararı kesinleşen kardeşi ... yakalanmışlar, yakalanan kişilere kaçan kişinin kim olduğu sorulmuş yakalanan sanık ve ... kimsenin kaçmadığını, sadece kendilerinin olduğunu beyan etmişler ve çelişkili cevaplar üzerine bahçe sahibinin kim olduğu sorusuna, bahçenin tapulu sahibinin olmadığını burayı kendilerinin sahiplendiğini içerisine ağaç dikip tarımsal ekim ile değerlendirdiklerini, bahçeyi kendilerinin kullandığını beyan etmişler ve çelişkili beyanda bulunmaları üzerine kaçan şahsın bahçede yakalanabileceği düşünülerek yakalama çalışmasına sanık ve ... ... de olduğu halde başlanılmış, bahçenin Dicle nehrine doğru ot ve çalılarla çevrili olarak 4 kademeden oluştuğu, bahçenin ağaçlı ve sebze ekili olduğu birinci kademede mutfak olarak kullanılan barakanın olduğu 3 ve 4. kademelerde herhangi bir yapı bulunmadığı, 4 kademede ise tuvalet ve bir köpek kulübesinin olduğu, kaçan kişinin belirtilen yere girmiş olabileceği düşünülerek, bahçenin kontrolüne başlandığı 4. kademede bulunan köpek kulübesinin dış görünüş itibariyle kapısının gözükmediği, arama sırasında bulunan şahısların kulübenin kapısının bahçenin dış kısmına doğru çevrilmiş olduğunu söylemeleri üzerine külübenin etrafında bulunan çalı ve otlar alınarak yapılan kontrolde içerisinde uzun namlulu silahlar el yapısı bomba ve roketatarlar ve diğer malzemeler görülerek el konulduğu anlaşılmaktadır.
Ekspertiz raporuna göre ele geçen silahlar 16.01.2015 ... sokak ... otel önünde güvenlik güçlerine silahlı saldırı, 22.08.2015 tarihinde ... sokak ... kapı sokak kesişiminde güvenlik güçlerine silahlı saldırı ve 22.08.2015 tarihinde ... sokak ... bahçe 1 sokak kesişiminde bombalı roketatarlı saldırı eylemlerinde kullanıldığı tespit edilmiş, yine bu silahlardan bazıları 07.05.2011; 14.08.2013; 16.12.2014; 18.12.2014; 17.12.2014; 16.12.2014; 29.10.2014; 20/21.10.2014 tarihli eylemlerde kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Olay yerinde ele geçirilen ... seri nolu silah üzerinde ve ... Halk dergisi üzerinde eylemlere katıldığı için soruşturması devam eden ... ... parmak izi ile birlikte çok sayıda başka kişilere ait parmak izi tespit edilmiştir.
... ... duruşmada SEGBİS ile alınan ifadesinde silah ve mühimmatlarla ilgisinin olmadığını Sur bölgesine gittiği dönemlerde maskeli silahlı kişileri gördüğünü ancak bu temasının olmadığını beyan etmiştir. ... ... hakkında TCK"nın 314/2, 174/1-2 ve 6136 sayılı Kanunun 13/2 maddelerinden açılan dava bu dava ile birleştirilmiş ise de Yargıtay Yüksek 5. Ceza Dairesi birleştirmeye yer olmadığına karar vermiştir.
Sanık savunmasında yakalama öncesinde kaçan kişinin ...olduğunu kendisi kaçtığında arkasından ateş edileceğini düşünerek ismini vermediğini emniyete gidince hırsızlık suçundan arandığını öğrenip emniyette ismini verdiğini, etrafı çevrili bahçeye haftada iki kez gittiğini, orada misafirlerini ağırladığını kangal köpeğin kendisine ait olduğunu, köpek kulübesi denilen yerin köpek kulübesi değil bahçe malzemelerini saklamak için kullanılan yer olduğunu, köpeği bu kulübeye hiç bağlamadığını köpeğin bu kulübeye 3-4 metre mesafede bağlı olduğunu ele geçen silah malzeme ile ilgisinin olmadığını bahçenin TOKİ arazisi olup ağaçları kurumasın diye kendisinin suladığını, evinin bahçeye 400 metre mesafede olduğunu diğer sanık ... kardeşi olup bahçe ile ilgisinin olmadığını olaydan 25-30 dakika önce oğlu ile geldiğini beyan etmiş ... de sanık gibi beyanda bulunmuştur.
Yine hakkında beraat kararı kesinleşen ... de başka suçtan araması olduğu için kaçtığını, bahçedeki ağaçların bakımını ..."ün yaptığını ve ... misafirleri geldiğinde bahçeye götürüp ağırladığını beyan etmiştir. Olay yeri inceleme raporundan olay yeri görüntülerinin çekildiği anlaşılmakla birlikte dosya içerisinde bulunan CD zarar gördüğünden çalıştırılamadığı anlaşılmış olmakla birlikte dosya içerisinde kroki ve resimlerin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Öncelikle ilk derece mahkemesince verilen beraat kararının Cumhuriyet savcısı tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince hükmün yeterli gerekçeyi içermemesi nedeniyle bozmasına ilişkin temyiz incelemesinin yapılması mümkün değildir. Zira usule ilişkin bu husus temyiz konusu edilmemiş olup, CMK"nın 288, 294, 301. maddeleri uyarınca bu konuda temyiz incelemesi yapılamayacaktır.
Velev ki olayda CMK"nın 302/3 maddesi kapsamında bir saptama yapılabileceğini kabul etsek bile istinaf aşamasında bozulmuş olan ilk derece mahkemesinin kararı istinaf bozması ile bütün geçerliliğini yitirmesi bozma sonrası ilk derece mahkemesinin bölge adliye mahkemesinin bozma kararına uyarak yeni bir hüküm tesis etmiş olması ve bölge adliye mahkemesince bozmadan sonra ilk derece mahkemesinin kurduğu yeni hükmün istinaf edilmesi üzerine esastan ret kararı verdiği nazara alındığında bu hususun temyizen incelenmesi de mümkün değildir. Zira ilk derece mahkemesinin beraat hükmünün gerekçesi yeterli görülmediğinden olay tarihinde yürürlükte bulunan CMK"nın 280/b maddesi uyarınca bozulmuştur. Hükmün yeterli gerekçeyi içerip içermediği rolatif bir değerlendirme olup ilk derece mahkemesi, bölge adliye mahkemesinin bozma kararına uymuş ve yeni bir karar vermiştir. Verilen bu karar, bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmiştir. Bu safhada bölge adliye mahkemesinin rolatif değerlendirme içeren ilk bozma kararının yerinde olup olmadığının temyizen incelenmesi mümkün değildir.
Gerek ilk derece ve gerekse bölge adliye mahkemelerinde bu vakıanın hükme dayanak yapılıp yapılmayacağı hususunda tüm deliller toplandıktan sonra her türlü kuşkudan uzak tam bir vicdani kanı ile vakıanın kabulü gerekecektir. Eğer bu vakıa yeterli araştırma yapılmadan kabul edilmiş ise hükme dayanak yapılan bu vakıanın tespiti yönünden temyiz incelemesinde eksik araştırma ile hüküm kurulduğundan bahisle bozma kararı verilmesi sonucu itibariyle hukuki denetim içinde kabul edilmesi gerekir. Temyiz incelemesinde eksik araştırma nedeniyle bozma kararı verilmesi mümkün olmakla birlikte dosyanın geçirdiği safahat ve suç tarihi nazara alındığında olay yerinde keşif yapılması olaya bir yenilik katmayacaktır. Sayın çoğunluğun eksik incelemeye dayanan bozma gerekçesi esas itibarıyla temyiz incelemesinde CMK"nın 288 kapsamı dışında kalan maddi denetim kapsamında derlendirilebilecek niteliği haiz olup bu nedenle de sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmak mümkün değildir.
Bu açıklamalar ışığında somut olayı incelediğimizde; sanığın bahçe üzerinde tasarrufta bulunduğu ve bahçeyi kullandığı hususunda bir kuşku yoktur. Nitekim sanık ve kardeşi bahçe önünde otururlarken yanlarında bulunan kişinin kaçması güvenlik kuvvetlerinin dikkatini çekmiş bunun üzerine sanık ve kardeşinin yanlarına gidildiğinde, sanık ve kardeşi kaçan kişinin kim olduğu hususunda beyanda bulunmadıkları gibi kimsenin kaçmadığında ısrar etmişler ve kaçan kişinin kimliğini emniyet ifadelerine kadar gizli tutmuşlardır. Bahçede arama, kaçan kişinin yakalanması amacına yönelik olarak sanıkta refakatte olduğu halde yapılmıştır. Silahlar bahçe içerisinde 4 kademede çalı ve otlarla kapatılmış köpek kulübesinde bu çalı ve otlar kaldırıldığında bulunmuştur. Sanığın ifadesinden sanığa ait köpek bu kulübeye 3-4 metre mesafede bağlı tutulduğu anlaşılmaktadır. Aynı 4 kademede kulübeye yakın yerde tuvalette mevcuttur. Sanık köpeğin ve ağaçların bakımını kendisi yaptığını ifade etmektedir. Köpek kulübesi içerisinde bulunan uzun namlulu silahlar, roketatar ve diğer patlayıcılar ile malzemelerin yapılan balistik incelemesinden bu silahların bir çok terör eyleminde kullanıldığı sabittir. PKK terör örgütünün suç tarihini de kapsayacak dönemde çok yoğun silahlı saldırı ve eylemlerinin olduğu bu kapsamda çalışmalar yapılması sırasında silah ve patlayıcılar yakalanmıştır. Örgütün stratejisi gereği bu şekilde eylem silahlarının güvenilir olmayan ortamlarda muhafaza edilmesi mümkün değildir. Ele geçen silahlardan bir tanesinin suç tarihinden sadece 6 gün önce bir silahlı saldırı eyleminde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bahçenin etrafı çit ve çalılarla çevrili olup silahların saklandığı köpek kulübesinin 3-4 metre yanında sanığa ait kangal köpeğinin bağlı bulunması kulübenin çalı ve otlarla kapatılmış olması sürekli bahçede bağlı olan köpeğin bakımının sanık tarafından yapılması ve sanığın bizzat silahlar yakalanmadan önce kaçan kişinin kimliğini gizlemesi ve silahların yakalanma şekli nazara alındığında ilk derece ve bölge adliye mahkemelerinin suçun sübutu yönündeki kabul ve değerlendirmelerinde bir isabetsizlik bulunmadığı cihetle hükmün onanması düşüncesiyle sayın çoğunluğun hükmün bozulması ve sanığın tahliyesi yönündeki düşüncesine katılmıyorum.
TEFHİM ŞERHİ:
12.04.2018 tarihinde verilen iş bu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı ... ... huzurunda, duruşmada sanık ...’ün savunmasını yapmış bulunan Av. ... .... ve Av. ..."in yokluklarında, 18.04.2018 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.