3. Ceza Dairesi 2016/13792 E. , 2017/6981 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Suç tarihi 16.06.2008 olmasına rağmen gerekçeli kararda 16.03.2008 olarak yazılması ve mağdurun kimlik bilgilerinin yazılmaması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edildiğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, Ancak;
1) Karşılıklı kavga şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın da yaralandığının anlaşılması karşısında, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda taraflar arasında farklı beyanlar bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas - 367 Karar sayılı kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektirdiği halde bu hususun karar yerinde tartışılmaması,
2) Şikayetçi ... hakkında Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğü’nce düzenlenen 20.06.2008 tarihli raporda, sağ el 4. parmak iç kısım proksimalinde ve kökünde ekimoz, ağrı ve hassasiyet gözlendiği, şahsa ait sağ el grafisinin gönderilmesi halinde kesin raporun verileceğinin belirtildiği, ... Devlet Hastanesi ortopedi uzmanı tarafından düzenlenen 20.06.2008 tarihli raporda sağ el 4. parmakta yumuşak doku travmasından bahsedildiği anlaşılmakla, bu hususta kesin raporu alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas- 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4) Kabule göre de; sanık hakkında 16.10.2012 tarihli bozma kararı öncesinde TCK’nin 86/2, 87/3, 52/1,2. maddeleri gereğince 2800 TL adli para cezası verildiği, aleyhe temyiz bulunmadığı halde bozma sonrası TCK’nin 86/1, 87/3. maddeleri gereğince 1 yıl 2 ay hapis cezası tayin edilerek, CGK"nin 09.02.2016 tarih, 2014/71 Esas ve 2016/42 sayılı kararı gereğince sanığın ceza süresi yönünden kazanılmış hakkının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; 24.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.