6. Ceza Dairesi 2015/3427 E. , 2016/6837 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
....... 27/11/2010 gün ve 274-300, 06/12/2008 gün 144-234, 23/09/1974 gün 224-408 ve 16/04/1973 gün 213-345 sayılı kararlarında açıkça vurgulandığı üzere temyiz süresinin geçirilmesinden sonra eski hale getirme başvurularını değerlendirme yetkisinin Yargıtay"da olduğu belirtilmiştir.
Somut olayımıza gelince, Mahkemenin 09.10.1995 tarihli hükmünün .... 05.02.1996 gün ve 1996/1107-1013 Karar sayılı kararı ile onanmakla kesinleştiği, hükmün kesinleşmesi ile sanığa Baro tarafından atanan..... savunmanlık görevinin kendiliğinden son bulduğu, hükümlü ..."ün yokluğunda dosya üzerinde verilen 11.11.2005 tarihli uyarlama kararının savunmanlık görevi sona eren .....28.11.2005 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğin usulsüz olduğu, hükümlü savunmanı Av. ..."un hükmü öğrenmekle 26.12.2014 tarihinde temyiz ettiği, yine eski hale getirme talebinde bulunduğu, hükümlünün de savunmanın temyiz talebine onayının bulunduğu, mahkemece 19.01.2015 tarihli ek kararla bu taleplerin reddine karar verildiği görülmüştür. Anılan Ceza Genel Kurul Kararları ışığında ve 5271 sayılı CMK"nun 42. maddesi uyarınca eski hale getirme istemi konusunda karar verme görevinin, bu istemle birlikte temyiz itirazı da yapılmış olduğundan Yargıtay’a ait olduğu kabul edilerek yapılan incelemede, temyiz talebinin süre yönünden ve eski hale getirme talebinin reddine dair 19.01.2015 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
Hükümlü ve suç ortaklarının katılanın işyerinden yağmaladıkları altın ve eşyayı aralarında paylaştıkları, hükümlü Bünyamin Ateş"in yakalandığında kendi payına düşen kısmın bir miktarını iade ettiği, hükümlü ..."ün herhangi bir iade ve bu anlamda etkin pişmanlık davranışının bulunmadığı anlaşılmakla, hükümlü ... yönünden TCK"nın 168. maddesinin uygulanma koşulları oluşmadığından tebliğnamedeki (3) nolu bozma düşüncesi benimsenmemiştir.
...... 27.12.2005 gün ve 2005/3-162-173 ve 11.07.2006 gün ve 2006/5-182/182 sayılı kararlarında belirtildiği üzere; sonraki yasa ile suçun unsurlarının veya özel hallerinin değiştirilmesi, cezanın tayin ve takdiri ile artırım ve indirim oranlarının belirlenmesi, seçimlik cezalardan birinin tercihi ve seçenek yaptırımların ya da cezanın kişiselleştirilmesini gerektiren hallerde duruşma açılarak karar verilmesi gerekir.
İnceleme konusu karara gelince;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5252 sayılı Kanun"un 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağından, temel cezanın ne şekilde saptanacağının belirlenmesi ile bireyselleştirme amacına yönelik takdir hakkının kullanılması ve önceki yasaya göre suçların yasal öğelerinde yapılan değişikliklerin tartışılması için duruşma açılmasının zorunlu bulunduğu gözetilmeden dosya üzerinde hüküm kurulması,
2-Hükümlünün katılanın işyerine gündüz saatlerinde suç ortakları ... ve ......ile birlikte girdiği, silah gösterdikleri, ..."ın katılanı bıçakla yaraladığı, 2,700 gram altını ve katılanın silahını aldıkları olayda; hükümlünün eylemine uyan 765 sayılı TCK"nın 497/2, 522, 59/2, 31, 33. maddeleriyle, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 149/1-a-c-d, 62, 53. maddeleri uyarınca karşılaştırma yapılıp, her iki Kanun"a göre denetime olanak sağlayacak şekilde uygulanan Yasa maddeleriyle, verilmesi gereken cezalar ayrı ayrı tespit edilip, sonuç cezalar karşılaştırılarak lehe olan yasa belirlenerek uygulama yapılması gerekirken, yazılı şekilde eksik ve denetime olanak vermeyecek biçimde hüküm kurulması,
3-Kabule göre;
Hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK’nın 149/1. maddesinin (a), (c) bentleri ile birlikte (d) bendinin de uygulanması ve aynı Kanun"un 61. maddesi değerlendirilerek alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle kısmen isteme uygun olarak BOZULMASINA, infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, 28.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.