14. Hukuk Dairesi 2017/2304 E. , 2017/4969 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.09.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Dairemizin 26.12.2016 günlü mahalline iade kararı sonrası dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekil, tarafların birlikte malik oldukları 458, 459, 462, 515, 1129, 605, 1236, 1237, 1284, 3013 ve 3024 parsel no’lu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar, taşınmazların satılmasını istemediklerini, paylaşılmasını istediklerini beyan etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar temyiz etmiştir.
Paydaşlığın giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya bir kaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK’nın 27. maddesi hükmü uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olayda; yargılama sırasında vefat eden davalılar ... mirasçıları davaya dahil edilmeden hüküm verildiği; davalılardan ...’nın karar tarihinden sonra öldüğü anlaşıldığından, davalılardan ...’nın mirasçılık belgesi ibraz ettirilerek tespit edilecek mirasçıları ile davalılar İsmet Kavcar ile Zeliha İtgü’nün mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girerek bir karar vermek gerekir.
Ayrıca, dava konusu taşınmazlarda 3402 sayılı yasanın 22/A maddesi uyarınca yenileme kadastrosu yapıldığı ve dava konusu taşınmazların ada ve parsel no’larının değiştiği anlaşılmıştır. Sicil kaydı kapatılan parsel üzerinde işlem yapma olanağı bulunmamaktadır.
O halde, dava taşınmazların sicil kayıtlarının kapatılmasıyla oluşan yeni parsel numaraları kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenerek ve bu parsellerdeki taraf durumları da denetlenmek suretiyle infaza elverişli bir hüküm kurulması gerekirken sicil kaydı kapatılan ve üzerinde işlem yapma olanağı bulunmayan tapu kayıtları üzerinden hüküm kurulması doğru değildir.
Mahkemece,yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş,bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.