14. Hukuk Dairesi 2017/1594 E. , 2017/5015 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.04.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili murisi olan babası ... verilen 25.06.1985 tarihli tahsis belgelerine istinaden revizyon gördüğü 3272 ada 13 parsel sayılı 154,70 m2"lik taşınmazın tapusunun iptali ile mirasçılık belgesine göre tek mirasçı olarak adına tescilini talep etmiştir.
Davalı ... Belediyesi vekili, tapunun üzerindeki şerh ile birlikte 31.12.2012 tarihinde İstanbul Belediyesine yasalar çerçevesinde üzerinde binası bulunan vatandaşlara daire verilmesi koşuluyla takas suretiyle devredildiğini; ayrıca, tapu tahsis belgeli hak sahiplerine bedeli mukabilinde devir yapıldığını, husumet yönünden davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili öncelikle, taşınmazın tapuda yenileme alanı içerisinde kalması nedeniyle davanın reddini; ayrıca, 14.06.2013 tarih 1336 sayılı İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Kararı ile dava konusu taşınmazın konut ve ticaret alanında kalmış olması, davacıya haber verilerek satışına karar verilmesi; ancak, görülmekte olan dava sebebiyle ihalenin geri çekilmiş olması karşısında, 2981 sayılı Yasa şartlarının yerine getirilip arsa bedelinin ödenmesi gerektiğini bildirmiştir.
Mahkemece, dava konusu 3272 ada 13 parsel sayılı taşınmazın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/207-368 sayılı tescil hükmü ile 2981 sayılı Yasa uyarınca hak sahipleri lehine işlem yapılmak üzere ... adına 01.02.2012 tarihinde yine yargılama sırasında davalı ... adına 31.12.2012 tarihinde tescil edilmiş olduğu, davacı adına tescilin yapılması için gerekli işlemlerin yapılmadığı, bu sebeple davanın yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
-Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
-Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
-İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
-Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
-Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
-Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.
-İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,
-Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu 2965 ada 9 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması ile 3772 ada 13 parsel sayılı taşınmaz olarak tescil edilip 25.06.1985 tarihli 168 m2"lik tapu tahsis belgesine konu gecekondunun 3772 ada 13 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı, davacının murisi adına halen tapuda 25.06.1985 tarih 2320 yevmiye nosu ile tahsis şerhi bulunduğu, tapu maliki İstanbul Belediyesinin 04.02.2014 tarihli cevabi yazısında taşınmazın konut+ticaret alanında kalmakta olduğunu beyan etmiş olup Belediyenin 13.01.2017 tarihli cevabi yazısına göre davacıya belediyece yapılmış olan konutlardan yasalar çerçevesinde daire tahsis edilmemiş olduğundan davacı tek mirasçı olarak hukuken geçerli olan tapu tahsis belgesine dayanarak TMK’nın 716. maddesi uyarınca taşınmazın adına tescilini istemiş olmakla mahkemece, yukarıdaki ilkelere uygun olarak inceleme ve araştırma yapılarak taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo ettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Noksan inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.