17. Hukuk Dairesi 2016/16304 E. , 2019/10025 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya sigortalı iplik deposunun 23/4/2014 tarihinde çıkan yangında hasar gördüğünü, depolanan ipliklerin tamamen yandığını, müvekkilinin iş yoğunluğu artınca üretimden çıkarak iplik satışlarına yöneldiği için depo ihtiyacından dolayı söz konusu iş yerini iplik deposu olarak kullanmak için 1/12/2011 tarihinde kiraladığını, iş yerinin brüt alanının 168 metre kare olduğunu, hasarın tazmini için sigorta şirketine yaptıkları başvuruda yetersiz miktarda ödeme teklif edildiğini, ticari defter ve belgeler incelendiğinde, satışlarının yıldan yıla belli periyotlarla arttığının görüleceğini, yangında 348.000,00 TL"lik ipliğinin tamamen yanarak zayi olduğunu açıklayıp 300.000,00 TL emtia bedeli, 5.000,00 TL demirbaş bedeli, 1.686,71 TL iş durma bedeli olmak üzere toplam 306.686,71 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, talebin fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 137.011,87 TL emtia zararı, 5.000,00 TL demirbaş zararı, 1.686,71 TL iş durma tazminatı olmak üzere toplam 143.698,58 TL"nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, iş yeri sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait, davalıya sigortalı iplik deposunda 23.04.2012 tarihinde yangın meydana geldiği, deponun tamamen yanması nedeni ile ipliklerin tamamen hasar gördüğü uyuşmazlık konusu değildir. Davacı, zararının 300.000,00 TL"den fazla olduğunu iddia etmiş, davalı ise yangın sonrası ortaya çıkan fiziki durumlar, defter ve stok durumuna göre bu miktarda zararın olamayacağını savunmuş, mahkemece zarar miktarı konusunda farklı heyetlerden alınan raporlar sonucunda 29.07.2015 tarihli kök rapor ve 08.03.2016 tarihli ek rapora göre karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, zarar miktarının hesabına ilişkin olup mahkemece bu yönde farklı bilirkişi heyetlerinden raporlar alınmış, raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeksizin karar verilmiştir.
Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.
Somut olayda davaya konu rizikonun gerçekleştiği depo tamamen yandığına göre davacının zararının hesabında ticari defterleri önemli rol oynamaktadır. Ticari defterlerin sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için usulüne uygun tutulmuş olmaları ve açılış/kapanış tasdiklerinin yapılması gereklidir. Yasaya uygun tutulmayan defterler sahibi lehine delil teşkil edemeyecek ise de aleyhine delil teşkil edebilecektir. Olayın meydana geliş şekline göre eksper tarafından yangın sonrasında yerinde yapılan fiziki tespitler, deponun fiziki durumu/kapasitesi, resmi görevliler tarafından yerinde yapılan tespitler, yangının bıraktığı izler de zararın tespitinde önemli yer tutmaktadır.
Zararın tespiti kapsamında mahkemece keşif sonucu alınan 06.03.2014 tarihli raporda; davacı tarafından depo olarak kullanılan yerde herhangi bir sağlam yapı kalmadığı, bina kalıntıları ve molozlar bulunduğu, deponun alanının 161 metrekare olduğu, 8 metrekarelik kısmın ofis olduğu, kutular arasında geçiş yolları bırakılması gerekeceğinden depo derinliği yönünde 1 metrelik mesafeyi geçiş yolu olarak bıraktığı ve iki geçiş yolu olduğu varsayıldığında depolanabilir alanın 106 metrekare olabileceği, davacının talep listesine ilişkin sevk irsaliyeleri göz önüne alındığında örneğin 1 kolinin 33 kg olduğu varsayıldığında 60.000 kg emtianın 1800 civarında koli içine yerleştirilebileceği, iplik bobinlerinin ağırlığının 5 kg olacağı, iplik kolilerinin ebatlarının 45*65*30 cm olduğu kanaatine varıldığı, bir kolinin zeminde kapladığı alanın 0.2925 metrekare olup tek sıra halinde 30 cm yüksekliğinde bulunabilecek koli sayısının 362 adet olarak hesaplanacağı, bir kutunun da 33 kg olduğuna göre 362 kutunun ağırlığı
11.946 kg olacağı, irsaliyelerde yazılı miktarda polyester ipliklerin tümünün söz konusu bu depoya sevk edildiği kabul edildiğinde bu deponun kapasitesinin 60.000 hatta biraz daha fazla polyester iplik kolilerin depolanmasına uygun olduğu ancak depoda 60.000 kg (60 ton) iplik olduğu varsayılırsa bu iplik yandığında %97"si su ve karbondioksit olarak uzaklaştığında geriye 1.8 ton külün atık olarak kalmasının gerekli olduğu ancak dosyadaki tüm resimler, tuğla-duvardaki is izleri incelendiğinde yerden takriben 80-100 cm civarında dört tuğla yüksekliğindeki bölgede çok az is izleri ve siyahlık göründüğü, diğer kısımlarda ise hiç bir is gözlenmediği ve duvarın çok büyük bir kısmının da siyah izlerle kirlenmemiş olduğu, ayrıca 25.05.2012 saat 14:29:16 da çekilen fotoğrafta zeminde orta kısımda az bir bölgede yanmamış iplik kalıntısının görüldüğü, duvar dibinde bu tarz kalıntılar da mevcut olmadığı, 60 ton iplik yanmış bir deponun duvarında çok daha fazla is izlerine rastlanması gerektiği, resimlerden tuğla-duvara yakın, bitişik olan çok az bir yerde kolilerin dizili olduğunun anlaşıldığını, dosyadaki resimlerden, is izlerinden, bilirkişilerin kutuların üst üste istiflenip istiflenmediğini anlayabilmek için yerde yaptığı kazı ve kutuların tek sıra olduğunun tespitine ilişkin resim görünümü gözetildiğinde olayın meydana geldiği depoda 60 ton iplik olamayacağı kanaatine varılmış, buna göre emtia hasarının 106 metrekarelik zemine, birbirine bitişik 362 adet olmak üzere 11.946 kg kutunun yerleştirilebileceği, emtianın birim fiyatı ortalama 5.90 TL"den hesaplandığında yanan ipliklerin 70.481,00 TL değerinde olabileceği belirtilmiştir.
Anılan rapora itiraz edilmesi üzerine yeni bir bilirkişi heyetinden alınan 17.10.2014 havale tarihli raporda davacının defterlerine göre yapılan mal alış ve satışları incelendiğinde; yangın tarihi itibari ile depoda bulunabilecek stok miktarının 38.147,00 TL"lik olabileceği, emtiaların birim fiyatı 5.90 TL"den hesaplandığında 38.147,00 TL"lik emtianın ağırlığının 6.482 kg olabileceği, davacıya ait iş yerinin demirbaş listesinde forklift bulunmaması, el arabasının bulunması ve enkazda metal raf ve palet olmaması da gözetildiğinde malın parti parti, öbekler halinde istiflendiği, buna göre bu miktarda emtianın ise yanan depoda rahatlıkla muhafaza edileceği belirtilmiştir. Bu rapora da itiraz edilmesi üzerine itirazların giderilmesi amacı ile yeni bilirkişi heyetinden alınan 29.07.2015 tarihli raporda; usulüne uygun olarak tutulmuş olan 2012 yılı defterine göre 2012 yılı ocak ayından yangın tarihine kadar ki şirketin mal
alış satış tablosuna göre yangın tarihi itibari ile davacının stok miktarının 137.011,00 TL olarak hesaplandığı, birim fiyatı 5.90 TL"den hesaplandığında 137.011,00 TL değerinde ipliğin, 23.222 kg ağırlığında olduğu, ipliklerin yan yana dizilmemiş olduğu, aynı cins ipliklerin beraber yerleştirilerek depolandığı, yangın sonrası resimler ve deponun fiziki yapısına göre deponun tam kapasite dolmadığını gösterdiği belirtilmiştir.
Anılan rapora da itiraz edilmesi üzerine, çelişkilerin ve itirazların giderilmesi amacı ile aynı bilirkişi heyetinden alınan 08.03.2016 tarihli raporda; bir önceki 17.10.2014 havale tarihli rapor ile bu rapordaki, stok miktarına ilişkin farkın; mal satışlarından kaynaklandığı, zira 17.10.2014 tarihli raporda mal satış miktarının hesaplanmasına yangın tarihi olan 23.04.2012 tarihinin değil 27.04.2012 tarihinin esas alındığını, esas alınması gereken satış tarihinin yangının gerçekleştiği gün olan 23.04.2012 tarihi olması gerektiğini, yangın tarihine kadar ki satış miktarları esas alındığında da stok miktarının 137.011,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi amacı ile 08.03.2016 tarihli ek rapor alınmış ise de bu raporda da defterler üzerinden yapılan stok hesabındaki çelişkiler giderilmediği gibi depoda muhafaza edilecek emtiaların istiflenmesine ilişkin çelişkiler de giderilmemiş ve ayrıca dosya kapsamına uygun düşmeyen tespitlere de yer verilmiştir. Şöyle ki; hükme esas alınan raporda; depoya istiflenebilecek emtia miktarının 23.222 kg olduğu belirtilmiş, keşif sonucu alınan ilk raporda ise depoda istiflenebilecek mal miktarının 11.946 kg olduğu belirtilmiş, 08.03.2016 tarihli ek raporda ise bu konudaki çelişkiler giderilmediği denetime elverişli, ayrıntılı bilgilere yer verilmemiş, diğer yandan 08.03.2016 tarihli ek raporda, bir önceki bilirkişi heyetince mal satış tarihinin en son 27.04.2014 tarihi olarak esas alındığının belirtilmiş olması karşısında davaya konu yangının 23.04.2014 tarihinde meydana geldiği ve davacıya ait deponun tamamen yanarak zayi olduğu gözetildiğinde mal satışlarının yangın tarihinden sonraki günleri kapsayacak şekilde 27.04.2014 tarihine kadar yapıldığına ilişkin tespit dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Öncelikle mahkemece bu hususun açıklığa kavuşturulması gereklidir.
Bu durumda mahkemece, davacının defterlerine göre mal satışlarının yangın tarihinden sonra da devam edip etmediği, satışlarının devam ettiği kayıtlı ise bu malların nerede
bulunduğu, davacının davaya konu yanan depo dışında defterlerine işlediği malları satışa arz veya depo olarak kullandığı başka bir alanın/deponun da olup olmadığının araştırılması; davacının, yanan depodan başka kullandığı başka bir depo veya alanın tespiti halinde defterler üzerinden stok hesabı ile zarar miktarının belirlenmesinde bu hususun da göz önünde bulundurulması gereklidir.
Yine hükme esas alınan raporda; davacının 2010 ve 2011 yılı defterlerinin kapanış tasdikleri olmadığından lehine delil teşkil edemeyeceği, 2012 yılı defterinin ise usulüne uygun tutulduğundan lehine delil niteliğine haiz olduğu belirtilmiştir. Raporda davacının 2012 yılı defterleri esas alınarak hesaplama yapılmış ise de davacı vekili, 2011 yılı defterlerinin 2012 yılı defterleri ile uyumlu olduğunu ileri sürdüğüne göre, mahkemece bu iddia üzerinde durularak 2011 yılı defteri ile 2012 yılı defterinin uyumlu olup olmadığının denetlenmesi, 2011 yılı defterlerinin kapanış tasdikinin bulunmaması nedeni ile sahibi lehine delil teşkil etmese de aleyhine delil teşkil edebileceği hususların da gözetilmesi gereklidir.
Mahkemece, yukarıda anlatılan tüm bu hususlar doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak, konusunda uzman iki kişilik mali müşavir, bir tekstil mühendisi ile bir inşaat mühendisinden oluşacak yeni bir heyetten, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi, eğer ticari defterlere göre davacının zararı konusunda bir kanaat kanaat edinilemez ise yanan deponun fiziki yapısı, yangın sonrası çekilen resimler ve resmi görevlilerin tespitleri, keşif sonrası alınan raporda yer alan tespitler göz önüne alınarak fiziki kapasite ve istiflenme esasına göre hesaplama yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine, 31/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.