14. Hukuk Dairesi 2017/2348 E. , 2017/5020 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.10.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki davalılara ait haciz şerhlerinin terkini talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili ve davalı ... tarafından, duruşmasız olarak temyizi ise davalı ..... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 28.02.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Av. .... ile diğer davalı asil ... ile karşı taraftan davalı Bakırköy Vergi Dairesini temsilen Hazine vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... geldiler. Davacı ve diğer davalılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 17/10/2014 tarihli dilekçesi ile; davacı adına kayıtlı 9 nolu bölümün davacının oğlunun vekalet görevini kötüye kullanması nedeni ile dava dışı ... adına 25.10.2007 tarihinde satıldığını, tapusunun iptali ve yeniden davacı adına tescili için 16.06.2009 tarihinde açmış olduğu davada 01.07.2009 tarihinde "davalıdır" şerhi ile birlikte 19.08.2009 tarihinde tapu kaydına tedbir şerhi verildiğini, davanın 26.05.2011 tarihinde reddedilmesi üzerine 1. Hukuk Dairesinin 12.04.2012 tarihli bozma ilamına uyularak .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 25/06/2014 tarih 2012/353 E ve 2014/327 sayılı Kararı ile davacı adına tesciline karar verildiğini, bu hükmün 15/08/2014 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiğini, 09.10.2014 tarihinde tapunun yeniden davacı adına tescil edildiğini ileri sürerek, 19.08.2009 tarihli ihtiyati tedbir kararından sonra tapu iptali ve tescil davalısı-dava dışı Erdener Konça alacaklıları tarafından 9 nolu dairenin tapu kaydına yazılan bütün haciz ve takyidatların terkinini istemiştir.
Davalı ...vekili, davaya dayanak olan ..... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/353 E. 2014/327 K. sayılı dosyasının dikkatle incelenmesi halinde borçlunun ve davacının muvazaalı işlemleri ile davacının mülkiyeti ele geçirdiğinin açıkça ortaya çıktığını, öyle ki önce yerel mahkemenin davanın reddi yönünde karar verdiğini; ancak, sonradan dosyaya sunulan bir protokol fotokopisi ile davanın kabulüne karar verilip gayrimenkulün bedelinin mahkeme veznesine yatırılarak adeta gayrimenkulün satışının mahkeme kanalı ile gerçekleştiğini, her iki tarafın kararı temyiz etmediğini, kararın Yargıtay denetiminden geçmeyerek kesinleşmesini sağladıklarını, tüm bu işlemler sırasında taşınmazlar üzerinde hacizler devam etmekte iken anlaşma akdedildiğini ve bu anlaşmaya dayanarak mahkemenin hükmünü verdiğini, öncelikle mahkemenin kararına dayanak olan 16.02.2011 tarihli protokolun davaya konu alacakların doğumundan çok sonra düzenlendiğini, taraflar arasında dava dışı ... alacaklılarının hakkının gaspına yönelik bir muvazaa bulunduğunu, davacının taşınmaz üzerindeki hacizleri bilerek bu protokolü imzaladığını, hacizlerin terkininin mümkün olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Davalı Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü vekili, dava dışı ... müvekkili idareye 710.629,99 TL vergi borcunun bulunduğunu, bu borç nedeniyle 20/02/2012 tarihinde taşınmaz kaydına haciz konulduğunu, temyiz incelemesinden geçmeyerek kesinleştiğini, protokolün alacaklılardan mal kaçırma kastıyla muvazaalı olarak yapıldığını, 2012/253-2014/327 sayılı hükümde taraf olmadıklarını, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/353-2014/327 sayılı dosyasında, taşınmazın tapu kaydına 19/08/2009 tarihinde tedbir şerhinin işlendiği anlaşılmaktadır. HUMK"un 101 ila 103. ve HMK"nun 189. ve devamı maddeleri gereğince davacı lehine ihtiyati tedbir şerhi işlenerek aleniyet kazandıktan sonra mevcut şerhe rağmen başkaca kısıtlamalar işlenmişse tapunun aleniyet prensibi gereği sonraki şerh lehdarlarının önceki şerhi gördükleri kabul edilir. Yargıtayın yerleşmiş uygulaması da bu doğrultuda olup, davacı lehine dava konusu taşınmaz kaydına 19/08/2009 tarihinde işlenen ihtiyati tedbir şerhinden sonra davalı-alacaklılar lehine yazılan şerhlerin terkinine, davanın kabulü ile 4. kat 9 nolu bağımsız bölümün tapu kaydındaki davalılara ait haciz şerhlerinin terkinine, alınması gerekli 93.095,45 TL harçtan (dava dilekçesi ile yatırılan 25,20 TL ve tamamlama harcı olarak yatırılan 46.340 TL olmak üzere toplam) 46.365,20 TL harcın mahsubu ile bakiye harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına, 64.835,11 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar temyiz etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, tapu kaydında terkinine karar verilen şerhlerin hangi şerhler olduğu belirtilmemiştir. 6100 sayılı HMK"nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu hali ile verilen karar 6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesine aykırı olduğundan usulüne uygun şekilde hüküm sonucu oluşturulması için kararın bozulması gerekmiştir.
Bunun yanı sıra, dava konusu olan hacizlerin miktarları dikkate alınarak her bir davalı yargılama giderlerinden haciz miktarlarınca sorumlu olacağından her bir davalının haciz miktarları oranında sorumlu olduğu yargılama giderleri belirtilerek HMK 326. maddesi gereğince hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak temyiz eden davalılara verilmesine, peşin yatırılan harçların istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.